Terör ülkemizin hiç bitmeyen sorunu, medyanın hiç gündemden düşmeyen konusu, yediden yetmişe her kesime zarar vermiş, ülkemizin siyasi, ekonomik sürecini en feci şekilde etkilemiş önemli bir meselesidir. Terörün bitirilmesi konusunda sanırım aklı-selim her vatandaşımız hemfikirdir.
Başbakan Erdoğan bir gazetecinin İmralı ile yaşanan sürece ilişkin sorusu üzerine tüm yazılı ve görsel medyayı ve sivil toplum kuruluşlarını elele verip bu sorunu birlikte çözme çağrısında bulundu. Başbakanın bu konudaki konuşma metni şöyle:
''Bu yeni başlamış bir süreç değil. Bizim buradaki gayretimiz, terörle mücadelede başarılı olabilmektir. Huzur ve refahı tam manasıyla ülkemizin dört bir köşesine getirebilmektir''
''Bunu bilmeyenler, anlamayanlar var. Siyasetle, hükümetle veya hükümet etmeyle devleti yönetmeyle devlet mekanizmalarının çalıştırmasını arasındaki inceliği ayırt edemeyen siyasetçiler var. Biz burada bu incliği koruyarak bir yol takip ediyoruz. Burada da daha önce başladığımız bir süreci devam ettirmenin gayreti içerisindeyiz. Bu konuyla ilgili yurt içi ve yurt dışında daha önce hükümet ederken, siyasetin enstrümanları vardır ve bu enstrümanlarını da kullanır. O da nedir? Devletin mekanizmaları içerisindeki enstrümanlardır. Bu konuda da en önemli enstrüman her zaman için istihbarat teşkilatıdır. İstihbarat teşkilatı özellikle yürütmenin en önemli ayağıdır; bunu da içeride ve dışarıda en ideal şekilde kullanmanın gayreti içerisinde olmuştur. Bu, dünyanın her yerinde böyledir. Sadece terörle mücadelede kullanmaz, asayişte de kullanır. Çok farklı etkili olmak istediği alanlarda da kullanır. Bizler de şu anda bu adımı attık, atıyoruz ve atacağız.''
''Gelecekte buna benzer farklı gelişmeler olabilir mi? Olabilir. Önünü kapamanın da bir anlamı yok. Oslo olmaz da başka bir yer olur. Biliyorsunuz Avrupa, bölücü terör örgütünün siyasi ayağıdır, kendi içinde siyasi ayağıdır. Onlar şu anda İmralı'ya karşı farklı yaklaşmaktadır, daha farklı yaklaşmaktadır. Bu hassasiyetleri, incelikleri görmemiz lazım. Eğer bu hassasiyetleri, bu incelikleri iyi görecek olursak ve burada ülkemizdeki gerek sivil toplum kuruluşları olsun gerek yazılı görsel medya olsun eğer burada el ele verebilirsek başarılı oluruz. Ama şu ana kadar olduğu gibi el ele vermemekte direnirsek, biz hala el ele vermiş değiliz onu söyleyeyim, ne yazılı görsel medyadan gerekli desteği alıyoruz ne sivil toplum kuruluşlarından... Bölücü terör örgütüyle böyle mücadele olmaz. Bu konuda herkesin üzerine düşeni yapması gerekir. Biz şu anda hükümet olarak üzerimize düşeni yapıyoruz''
Başbakanın ''elele vermek'' deyimi şayan-ı dikkattir. Terör denilen bu illet bütün anneleri ağlatmaktadır. Herkese zararı dokunmaktadır. Yeryüzünde birbiriyle konuşup anlaşabilen tek varlık insandır. Allah cc.Tin suresinde insanoğlunu ahsen-ü takvîm üzere yarattığını buyurmaktadır. Anlaşabilen bir varlıktır insan.
''Hükümet terör örgütüyle masaya oturuyor'' diyerek eleştirenler Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi vesellemin nurlu hayatına bir baksınlar. Onun, en azılı liderlerle görüşme ve anlaşma yaptığını görecekler. Hudeybiye anlaşması buna bir örnek gösterilebilir. Bakınız,
http://www.sonpeygamber.info/hz-peygamber-in-musriklerle-yaptigi-anlasmalar
Bizler ülkemizin huzur ve selameti için dua eder, ıslah için dilimizin döndüğü kadarını söyleriz. Allah ülkemize esenlikler getirsin. Bu dünyada misafiriz bir kaç gün. Zehir etmeyelim birbirimize hayatı. Acı soğan kabuğunu acıtır. Baki kalan bu gökkubbede hoş bir sadadır.
Selamet ile kalın!