Ergenekon davasını karalamak, önemsizleştirmek, saptırmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Şimdi size bu fırıldağı nasıl çevirdiklerinin bir örneğini vereceğim. Ama önce geçmişi hatırlayalım:
Haziran 2007'de Ümraniye'deki bir evde 27 adet el bombası, TNT kalıpları ve fünyeler bulundu.
Daha sonra bu bombaların, Mayıs 2006'da, Danıştay'a saldırmadan önce Alparslan Arslan'ın Cumhuriyet gazetesine attıklarıyla aynı seri numarasından olduğuna ilişkin haberler çıktı.
Büyük ihtimalle Emniyet kökenli bu haber çok önemliydi. Çünkü Danıştay saldırısı ile Ergenekon arasındaki bağa işaret ediyordu. (Kamuoyu o sırada Ergenekon'dan habersizdi.)
Şimdi size bu fırıldağı nasıl çevirdiklerinin bir örneğini vereceğim. Ama önce geçmişi hatırlayalım:
Haziran 2007'de Ümraniye'deki bir evde 27 adet el bombası, TNT kalıpları ve fünyeler bulundu.
Daha sonra bu bombaların, Mayıs 2006'da, Danıştay'a saldırmadan önce Alparslan Arslan'ın Cumhuriyet gazetesine attıklarıyla aynı seri numarasından olduğuna ilişkin haberler çıktı.
Büyük ihtimalle Emniyet kökenli bu haber çok önemliydi. Çünkü Danıştay saldırısı ile Ergenekon arasındaki bağa işaret ediyordu. (Kamuoyu o sırada Ergenekon'dan habersizdi.)
Cumhuriyet'in Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız ise geçen günkü yazısında başka bir adresi gösterdi:
" Hayır, gazetemize atılan bombalar, Ümraniye'dekilerle akraba değil " diyordu.
Ancak Yıldız yazısını çok ilginç başka bir bilgiyle bitiriyordu:
"Cumhuriyet gazetesine atılan bombalardan bir tanesi ile Eskişehir'de ele geçirilen bombalardan bir tanesinin seri ve kafile numaralarının bire bir aynı olduğu tarafımızdan tespit edilmiş ve bu tespit soruşturmayı yürüten savcıların bilgisine iletilmiştir." ( 14 Temmuz )
Peki, Eskişehir'de ne bulunmuştu? Onu da hatırlayalım:
Ümraniye'den hemen sonra Ankara, İstanbul, Bursa ve Eskişehir'deki başka yerlerde de aramalar yapıldı.
Bu evlerden biri, Ergenekon zanlısı emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin ile bağlantısı olduğu saptanan emekli binbaşı Fikret Emek'in annesine aitti.
Eskişehir'deki evde; bugün Ergenekon davasında yargılanacak olan Fikret Emek'ten başka bakın neler yakalandı:
11 kilogram C3 tipi plastik patlayıcı, 1 adet Kanas tipi dürbünlü tüfek, 1 adet Kalaşnikof otomatik tüfek, 1 adet av tüfeği, M16 mermileri, 10 adet Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) yapımı savunma ve taarruz tipi el bombası, 2 adet MKE yapımı olmayan el bombası, gaz bombası, sis bombaları, 210'ar gramlık 12 TNT düzeneği, 6 adet yarımşar kiloluk TNT kalıbı, 1 adet 1.5 kilogramlık TNT kalıbı, 1 kilogramlık tahrip kalıbı, vs. vs. ( Haziran 2007 )
" Hayır, gazetemize atılan bombalar, Ümraniye'dekilerle akraba değil " diyordu.
Ancak Yıldız yazısını çok ilginç başka bir bilgiyle bitiriyordu:
"Cumhuriyet gazetesine atılan bombalardan bir tanesi ile Eskişehir'de ele geçirilen bombalardan bir tanesinin seri ve kafile numaralarının bire bir aynı olduğu tarafımızdan tespit edilmiş ve bu tespit soruşturmayı yürüten savcıların bilgisine iletilmiştir." ( 14 Temmuz )
Peki, Eskişehir'de ne bulunmuştu? Onu da hatırlayalım:
Ümraniye'den hemen sonra Ankara, İstanbul, Bursa ve Eskişehir'deki başka yerlerde de aramalar yapıldı.
Bu evlerden biri, Ergenekon zanlısı emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin ile bağlantısı olduğu saptanan emekli binbaşı Fikret Emek'in annesine aitti.
Eskişehir'deki evde; bugün Ergenekon davasında yargılanacak olan Fikret Emek'ten başka bakın neler yakalandı:
11 kilogram C3 tipi plastik patlayıcı, 1 adet Kanas tipi dürbünlü tüfek, 1 adet Kalaşnikof otomatik tüfek, 1 adet av tüfeği, M16 mermileri, 10 adet Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) yapımı savunma ve taarruz tipi el bombası, 2 adet MKE yapımı olmayan el bombası, gaz bombası, sis bombaları, 210'ar gramlık 12 TNT düzeneği, 6 adet yarımşar kiloluk TNT kalıbı, 1 adet 1.5 kilogramlık TNT kalıbı, 1 kilogramlık tahrip kalıbı, vs. vs. ( Haziran 2007 )
Gördüğünüz gibi Cumhuriyet'e atılan bombalar, " hala " Ergenekon davasının ve Danıştay saldırısının bir parçası.
Bunları akılda tutarak gelelim asıl konumuza: Olayı nasıl karalıyor ya da saptırmaya çalışıyorlar?
Dün Hürriyet'in Başyazarı Oktay Ekşi, İbrahim Yıldız'ın yazısından alıntı yaptı. Ve özetle " Bakın Ümraniye bağlantısı yokmuş " dedi.
Ama bir dakika!
Bunu söylerken, İbrahim Yıldız'ın verdiği " Cumhuriyet'e atılan bomba, Eskişehir'de yakalananla aynı soydan " bilgisini es geçti. Tek kelime dahi yazmadı!
Niye yazmadı?
Çünkü yazarsa okurları, Eskişehir bombalarını ve onların sahibini merak eder.
Verileri bir araya getirince de, " Cumhuriyet'e atılan bombalar, Danıştay saldırısı ve Ergenekon " arasındaki ilişkiyi kurmaya, büyük resmi görmeye başlar.
Ancak Oktay Ekşi, ekstra bilgiyle okurlarını yormak istememiş olacak ki Eskişehir bombalarını itinayla gizledi.
İşin trajikomik yanı neydi biliyor musunuz? Oktay Ekşi'nin yazısının başlığı 'Bilgi Kirliliği' idi.
Bilgileri kirletmek için ıkınanlar var, dememiş miydim?
Bunları akılda tutarak gelelim asıl konumuza: Olayı nasıl karalıyor ya da saptırmaya çalışıyorlar?
Dün Hürriyet'in Başyazarı Oktay Ekşi, İbrahim Yıldız'ın yazısından alıntı yaptı. Ve özetle " Bakın Ümraniye bağlantısı yokmuş " dedi.
Ama bir dakika!
Bunu söylerken, İbrahim Yıldız'ın verdiği " Cumhuriyet'e atılan bomba, Eskişehir'de yakalananla aynı soydan " bilgisini es geçti. Tek kelime dahi yazmadı!
Niye yazmadı?
Çünkü yazarsa okurları, Eskişehir bombalarını ve onların sahibini merak eder.
Verileri bir araya getirince de, " Cumhuriyet'e atılan bombalar, Danıştay saldırısı ve Ergenekon " arasındaki ilişkiyi kurmaya, büyük resmi görmeye başlar.
Ancak Oktay Ekşi, ekstra bilgiyle okurlarını yormak istememiş olacak ki Eskişehir bombalarını itinayla gizledi.
İşin trajikomik yanı neydi biliyor musunuz? Oktay Ekşi'nin yazısının başlığı 'Bilgi Kirliliği' idi.
Bilgileri kirletmek için ıkınanlar var, dememiş miydim?