Önce sözü sahibine teslim edelim. Kıbrıs görüşmeleri yapılırken kendine has üslubu ile seslenmişti Meclise Necmettin Erbakan; “Efendim Amerika'nın hoşuna gitmezmiş... Bana ne Amerika’dan, bana ne Amerika’dan!... Amerika mı bizi yönetecek (...) Bırakın bu safsataları…” Laf aramızda; ‘bana ne Amerika’dan’ diyebilmekle, ‘dünya beşten büyüktür’ deme arasında mantıksal bir fark da yoktur.
Efendim, seçimi Trump mı kazanmış Biden mı… Seçilen sanki ABD başkanı değil de bizim başkanımız... Her platformda bu konu işleniyor; akşam sabah, gece… Aslında bu durum, olayı kritize etmekten ziyade bilinçaltına yüklenen yazılımın dışa vurumudur. Daha açık deyimle geçen yüzyılın ilk çeyreğinde zihinlerimize kazınmış 'mandacı zihniyetin' doğal geri bildirimidir. Son 20 küsur yıldır bu zihniyetle hesaplaşmada, yani açılan parantezin kapatılması hususunda epeyce mesafe alındı ama; demek ki kat'edeceğimiz çok daha fazla mesafe var önümüzde... Toplumsal hafızamızı resetleyip yeniden kurgulama konusundaki işimizin ne kadar zor olduğunun bir fotoğrafından başka bir şey değil bu olup bitenler...
Her ne kadar resmi tarih öyle anlatmasa da geçen yüz yılın ilk çeyreğinde bu millet bağımsızlığını filan kazanmadı, tam tersine kaybetti. Bağımsızmış gibi gözüken, içine kapalı, batıdan ayrı hareket edemeyen, neredeyse hiç bir stratejik karar alamayan, özellikle dış ilişkilerinde monşer diplomasisinin ötesine geçemeyen, misyonu millileştirilememiş bir yapıdan bahsediyorum.
Yerel kültüre dair ne varsa aşağılandı, horlandı, itibarsızlaştırıldı, yasaklandı. Bu toplumun kültürünü temsil etme iddiasında olanlar ya ülkeyi terketmek zorunda kaldılar, ya idam edildiler ya da korkutuldu, sindirildi, hapislerde çürütüldüler. Veya büyük riskler alarak faaliyetlerini gizli yürüttüler.
İstiklal şairi bile duramadı, memlekette olan korkunç kültür ve medeniyet katlini ve yerine dev(şi)rileni görünce... Vefatına yakın döndüğünde ise cenazesine üç-beş kişi dışında kimsecikler sahip çıkmadı. Günlük rızkını çıkarma peşindeki sessiz çoğunluğun ise, biraz da iyi niyetinden bu sessizliğini devam ettirmekten başka çaresi ve olup-bitenden haberdar olma imkânı yoktu.
Kimisi de statükodan beslendi. Böylece toplumda bir ikilik ortaya çıktı. Bir tarafta statükodan beslenenler, bir tarafta ise aşağılanan, horlanan, takibata uğrayanlar… Zaman içerisinde oluş(turul)an ikilik bu ülke üzerinde uzun vadeli hesapları olanlarca şiddete-darbeye dönüştürüldü. Demoklesin kılıcı, kifayetsizler güruhu tarafından halkın tepesinde adeta bir karabasan gibi sürekli sallandırıldı. Kimi zaman sağ-sol, kimi zaman Alevi-Sünni, kimi zaman TürKürt... Bunların her biri Gezi, FETÖ, 12 Eylül, 12 Mart, 27 Mayıs, 28 Şubat, 15 Temmuz… dönemlerinde hortladı, hortlatıldı.
Elbette Amerika global bir güçtür. Türkiye içerisinde de uzantıları var. NATO üslerinden bahsetmiyorum sadece de… Medyada, iş dünyasında, sivil yapılarda, şurada-burada… Asıl sorun da bu zaten… Başka bir deyişle; bu mandacı zihniyetin, kimi kesimlerin kılcal damarlarına kadar sirayet etmiş olması... Hangisi gelirse gelsin temel politikaların değişmez oysa... Mesela hiç birisi İsrail’e rağmen başkan olamaz ve hiçbir müesses nizam bu durumu değiştirmeye cesaret edemez. Israr ederse de Kennedy’nin kaderini paylaşır.
Amerika’yı da başkanlar filan yönetmez. Başkanlar figürdür-vitrindir sadece… Çok da akıllı insanlar değillerdir bir yandan da… En akılsızlardan birisi G. W Bush idi ise bir diğeri Trump’tır. Ayrıca ana omurgada değişiklik olsa bile bu bizim lehimize mi olacak sanki…
Elbette bölgede, ülkemizde eli olan bu global ahtapotun ne yaptığını takip etmemiz gerekir. Ama Amerika başkanının ne diyeceğini ağzı açık izlemek, satır aralarını okunmaya çalışılması genlere sirayet etmiş mandacı zihniyetten başka bir şey değildir.
Bütün ABD başkanları İslam toplumunun düşmandır zaten... Öyle ya da böyle… Bilinçli müslümanların bunu (bütün ABD başkanları İslam toplumunun düşmanı olduğu gerçeğini) bir veri olarak kabul etmesi gerekir zaten... İşgalci Bush gidip zenci ve orta adı Hüseyin olan Obama gelince çok mu şey değişti İslam Dünyası için… Bir kötü gitmiş diğer bir kötü gelmiştir. Olay bundan ibarettir Efendim…