Bir zamanlar televizyonlarda kanal kanal gezip gündem oluşturmak için çok farklı şeyler söylemeye çalışan bir profesör vardı. Çok meşhur oldu. Hala meşhur ama artık pek konuşacak kanal bulamıyor herhalde. Kanal gezintilerinde hızını alamayınca siyasete girmeye karar vermişti. Tabi siyasete girdi, girdiği yerde duramadı, parti kurdu, o da olmadı başka parti ile birleşti, o parti ile de yapamadı vs.
Kendisini bir uyarıcı gören bu zatın siyasete girmesi ile ilgili söylentiler çok konuşulmaya başlandığında gazetede ki köşesine bir e mail atmıştım. “Seni siyasette de görmek istiyoruz, bu milletin sizin gibi aydın kişilere ihtiyacı var!” gibisinden yazmıştım. Siyasete girdi. Girmesi çok da iyi oldu çünkü piyasadan çekildi.
Bizim memleketin şöyle bir sorunu var sanırım. Ciddi miktarda balon ilim adamına sahip olmamız. Bu memlekette ilim ve ilim adamı üretilememesinin nedeni hep bu. Burada önemli olan bir hususta balon ilim adamlarımızın yıllarca memleketin ilmi geleceğini düzenleyen konumda olmaları. Bu balon ilim adamları yıllarca tek tip genç yetiştirme gayreti içinde oldular hep. Bunun için kendilerince çok önlemler aldılar. Başörtülü kızlar için kurulan ikna odaları hep bunun neticesi idi.
Memleketin siyasetine yön verme gayretleri de bunun içindi. Cumhuriyet mitinglerinin müdavimi olmaları, hatta hatırlayın militan rektörlerin ordu göreve pankartlarıyla, cübbelerini giyip caddelerde yürümeleri de bunun gereğiydi.
İlim adamlarından objektif olmaları beklenir. Tutarlı olmalılar ki herkes için adil çözümler üretebilsinler. Militan ve burnu kaf dağında ilim adamlarından doğrusu memleket yararına çok şey beklemek fazla iyimserlik olur.
Eskiden bu tip adamların pek sesleri ve niyetleri duyulmazdı. Ama şimdi kanallar reyting ve kendi özel amaçları doğrultusunda bu tip adamları bol bol misafir ediyorlar. Konuşturuldukça da kendilerini çok önemli sansalar gerek memleketi kurtarma aktörlüğüne soyunuveriyorlar hemen. Bir bakmışsınız kendilerine uygun siyasi partide yönetime girmişler, başlıyorlar atıp tutmaya…
Ben bu balonların doğrusu siyasete girmelerini destekliyorum. Destekliyorum çünkü vatandaş bulundukları üniversitenin kürsüsünden onları uzaklaştıramaz ama siyasete girdiklerinde kısa bir sürede onların dersini layıkıyla veriyor.
Şimdilerde uzun zamandır ekranları kirleten ve en son askerlerle ilgili söylediği sözlerinden dolayı gündem oluşturan hukukçu profesörde böyle olacaktır. Çok konuşmak veya konuşturulmak çok şey bilmek anlamına gelmez. Çok söz yalansız olmaz derler. Bizim milletimiz böylelerini engin sağduyusu ile layık olduğu yere gönderir.
Eskiler az konuşup çok icraatte bulunmuşlar. Şimdi yeni yetmeler çok konuşup icraat yapmadıkları gibi icraatte bulunanlara da habire çemkiriyorlar. Ne diyelim Allah aklıselim nasip etsin.
Liderlerden bu noktada arzularımız var. Memleket seçimlere gidiyor. Arzu ederiz ki vekil olarak aday gösterecekleri kişiler çok tangırdayan boş tenekeler olmasın. İçinde dert olan, memleket sevdası, memleket yangını olan, sevebilen gönül ehli insanları tercih etsinler. Öylelerini tercih etsinler ki vekillik onları büyütmesin, onlar vekilliği büyütsünler.