Değerli okurlarım,
Malumunuz ben birileri gibi katım olsun yatım olsun, jeepim olsun diye dünyevi bir ihtiras içinde hiç olmadım, şu kısacık hayatımızda bu ihtiraslara ayıracak çok zamanımız yok, her zaman örnek veririm, Türkiye’nin en varlıklı insanlarından Allah rahmet eylesin Mustafa Koç oldukça genç bir yaşta bu dünyaya veda etti.
Neden Aliyi Veliyi örnek vermedin de Mustafa Koç’u örnek verdin dediğinizi duyar gibiyim. Şunun için Koç’u örnek verdim. Ne kadar maddi imkânınız olsa da Yüce Yaratıcı’nın bize takdir ettiği nefes sona erince tüm dünya doktorları, hastaneleri emrimize âmade de olsa yapacak bir şey yok. Yunus’un tabiriyle;
“Ölüm geldi cihâne, hastalıklar bahane”
Bir başka Yunus dörtlüğünde ise;
Şunlar ki çoktur malları
Gör nice oldu halleri
Sonucu bir gömlek imiş
Onun da yoktur yenleri
Diğer âleme bu hırs içinde olduğumuz dünyalıkları götüremediğimize göre o halde çok daha faydalı insanı relaks yapan eski tabirle derûni bir sekinete (huzura) gark eden seyahati tüm dostlarıma öneriyorum.
Bu seyahatlerde eskiden yaşamış insanları hayal ediyorum, eski tiyatro, cami, kilise, tapınak, mağaralar, antik şehirler, tabiat harikası yerleri geziyorum, nasıl her şeyi bırakıp gittiklerini düşünüyorum. İbret alıyorum, büyük bir iç huzuru yaşıyorum. Bunun yanında özellikle de Balkan ülkelerinde Osmanlı’nın eserlerini gördükçe göğsüm kabarıyor.
Hey gidi büyük ecdadım taaa buralara kadar yaya ve atlarla kilometrelerce mesafeleri aşarak gelmişler birçok fetihlerle o topraklarda eserler bırakmışlar…Evet fetih yapmışlar ama hiç bir milletin dinine kültürüne inanışına tasallut etmemiş bizim ecdadımız. Zaten İslam’da da aslolan inançlara hoşgörü göstermek, kimseye dini ve etnik baskı yapmamak değil midir. Bu noktada Osmanlı ile iftihar etmemiz gerekir.
Son çıktığım seyahatte Osmanlıların Filibe dediği Bulgaristan’ın Plovdiv Şehrine ve Sofya’ya gittim. Bu turumu da daha önceki seyahatlerimi yaptığım ve Türkiye’de güvenirlilik ve işini iyi yapma noktasında zirve olan Jolly Turla gerçekleştirdim. Tur Rehberimiz Mert GÜNER Beyefendi’yi çok takdir ettim. Bize gezdirdiği yerlerle alakalı oldukça ayrıntılı ve çok değerli bilgiler verdi. Her şeyden öte güler yüzü ve insancıl kişiliği ile takdirimizi kazandı.
Sofya’daki tek Osmanlı Eseri olan Banyabaşı diğer adıyla Kadı Seyfullah Efnedi Camiinde bu kez namaz kılamadık, çünkü restorasyon vardı.
Bulgarlar diğer tüm Osmanlı eserlerini kiliseye ya da lokantaya çevirmişti. Bu sebeple Banyabaşı Camii pamuklara sarılıp korunması gereken tek eserimiz maalesef..
Diğer taraftan Filibe’deki Cuma Mescidi de görmeğe ve ziyaret etmeye değer ilk dönem çok değerli bir camimiz…Bu eser Kosova Savaşında şehit olan I. Murat Hüdavendigâr tarafından yaptırılmış. (Allah gani gani rahmet etsin)
Eğer Filibe’ye giderseniz Cuma Camii’nin hemen altında işletmesini müftülüğün yaptığı harika bir kahvehane var. Oradaki Türk çayını içmeden ve o enfes üstü su böreğini yemeden sakın Filibe’den ayrılmayınız. O böreği yediğiniz de bana dua edeceksiniz.
Diyeceksiniz ki Hocam çok geziyorsun bu kadar parayı nereden buluyorsun? Arkadaşlar at deve değil, oldukça uygun paketler var…Örneğin bu son gittiğim Jolly tur Plovdıv-Sofya Gezisinin ücreti 49 Euro idi…Allah aşkına sigaraya verilen paralarla bir kıyaslayın kaç tane ülke gezersiniz…Tavsiye ederim ben de gezgin bir bayan öğretmenden öğrendim, bir kumbara edinin ve ara ara ona tatil parası atın, göreceksiniz damlaya damlaya göl olacak sizi harekete geçirecek…O kadar lüzumsuz yerlere paralar harcanıyor ki, işte oralardan kısın derim ben.
Bir profesör hocamız derdi; Evlatlar her hafta yaşadığınız şehirdeki en mühim yerleri gezin (tarihi cami, kilise, sinagog, tiyatro, müze, orman, tarihi çeşmeler, tarihi çarşılar vs) Her ay komşu şehirlerden birindeki bu tip mekânları gezin ve her yılda bir ülke dolaşın…Değişik kültürleri temaşa edin, böylelikle ülkemizle kıyas yapma kültürü oluşacak…Birçok noktada ülkemizin de kıymetini anlayacaksınız, bazen de keşke bizim ülkemiz de filan noktalarda bu seviyede olsa diyeceksiniz…”
Sınıflarda anlattığınız bilgiler dört duvar arasında kalır, oradan zaman zaman çıkın cihandaki görsel okulu ziyaret edin, çok daha fazla şey öğreneceksiniz İlber Hoca’nın gençlere söylediği sözü hatırlayın;
“Mobilya dükkânı gezeceğinize dünyayı gezin”.
Geçenlerde oldukça zengin (parası olup gönlü dar) biriyle sohbet ederken laf bizim yurtdışı gezilerine geldi. Adamcağızın eski parayla trilyonları var daha adımını yurtdışına atmamış. Şaşırdım, tabiri caizse “Ne kadar anlamsız, renksiz ve tekdüze bir hayat” dedim içimden…Tıpkı şiirden, sanattan bihaber insanlar gibi…Bu biraz da kültür meselesi herhalde…
Netice itibarıyla yazımı burada bitiriken bu son gezim olan Plovdiv seyahatinde yine çok memnun kaldığım Jolly Tur’a ve çok değerli rehberi Mert GÜNER’e can u gönülden teşekkür ediyorum. Özellikle de mutluluk hormonu olarak bilinen seratonin maddesinin içinde yoğun olarak bulunduğu bir milka çikolatayla bu memnuniyetimi taçlandıran güler yüzlü rehberimizle bir de Transilvanya turu yapmayı da en kısa zamanda planlıyorum…
Teşekkürler Jolly teşekkürler Mert Bey,
Adnan Zeki Bıyık
Kırklareli Müftü Yardımcısı