Her ne zaman gözümü kapasam hatıralarım ve hayallerim şekilleniyor.
Her ne zaman bir çiçek görsem baharın muştusu sanıp ümitlerim tazeleniyor.
Her ne zaman kendimi kaybetsem bir başka yerde buluyorum.
Her ne zaman uzanıp yatsam beynimi burgu gibi oyan sorular uykumu haram ediyor.
Her ne zaman yağmur yağsa işte yollar böyle oluyor, kazalar çoğalıyor, heyelanlar yer alıyor.
Her ne zaman birisi üzülse, gözünden yaş gelse sebebi ben miyim diye üzerime alınıyorum.
Her ne zaman şimşek çaksa, gök gürlese; gözüm kamaşıyor, kalbim kırılıyor, feleğim şaşıyor.
Her ne zaman bir söylenti duysam, ister istemez kulak kabartıyorum, yüreğim hop hop ediyor.
Her ne zaman bir yola çıksam geride bıraktıklarımdan neyi yanıma almayı unuttuğumu sorguluyorum.
Her ne zaman parasız kalsam yardım ve borç isteyenler etrafımda cirit atıyor.
Her ne zaman birine selam vermek istesem gözlerini benden kaçırıyor ve isteğimi kaçırıyor.
Her ne zaman susasam mutlaka su erişilmesi en uzak yerdedir.
Her ne zaman bir tartışmaya bulaştırılmak istensem geride pişmanlığımla baş başa kalırım.
Her ne zaman muhalefeti dinlesem iktidarın bir önceki veya sonraki resmini hatırlarım.
Her ne zaman iktidarı dinlesem muhalefet olacakları hali düşlerim.
Her ne zaman kapım çalınsa kim olabilir diye düşünürüm.
Her ne zaman telefonun sesini işitsem alınacak türlü haberleri beynimden geçiririm.
Her ne zaman memlekette işler yolundaysa birilerinin kötü şeyler yaptığını, işlenen cinayetin veya yaşanan hacaletin devlet ve milletin çok iyi durumda olduğunu yansıttığı tarzındaki beyanları duyarım.
Her ne zaman ülkenin düzlüğe çıkmasına ramak kaldıysa huzuru yel almıştır, Rize’yi sel almıştır. Bize avunmak kalmıştır.
Her ne zaman dünden sorumlu bir yaşlı kişi ağzından devlet sırrı saçmalamışsa bir milli kaleci, pardon gazeteci mutlaka yakalayıp gazetesine servis etmiş, böylece patronu ve ülkesi erken bayram etmiştir.
Her ne zaman terör konuşulmuşsa azınlık ırkçılığı yapılmış, birlikten sapılmıştır.
Her ne zaman bir terör olayı olmuşsa belli zevat ekranlardan ve sütunlardan dinleyici ve okuyucuların suratına taşmış, akıllarına sataşmıştır.
Her ne zaman körü körüne taraftarlık sergileyeni gördüysem zor durumda kaldığına şahit olmuşumdur.
Her ne zaman kraldan fazla kralcı tiplerle karşılaştıysam karanlık kirli ilişkilerden işkillenmişimdir.
Her ne zaman uygunsuz, aciz karşı çıkışları görsem, şair Necip Fazıl’ın:
‘’Ey benim can düşmanım, ifademsin, hızımsın!
‘’Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!’’ sözü aklıma gelir.
Her ne zaman ‘’her ne zaman …’’ diye başlayan bir cümle işitecek olsam mutlaka bir saçma hükmün arkasından geleceğini bekler ve yüzümü ekşitirim.
‘’Her ne zaman’’ ile başlayıp olumsuzlukları çağrıştıran cümlelerin düşmanıyım, onların yorumlarda ve değerlendirmelerde bir daha kullanılmamasını diliyorum…
Her ne zaman…Hiçbir zaman…