Hayatı sahiplenmeden yaşamak gerek, bu benim demeden. Mutlu olmak istiyorsan eğer çok fazla sahiplenmeden insanüstünde hâkimiyet kurmaya cüret etmeden yaşa. İşçi, işverene karşı saygılı olmalıdır ibaresi daha yoğundur insan beyninde.
Oysa bu “İnsan, insana saygılı olmalıdır”, düşüncesi daha yaygın olsaydı daha güzel olmaz mıydı? Toplumsal tabakalaşmalar da sistem çatısı altında kavramlar oluşturuldu bunlar: Kölelik sistemi, kast sistemi, Feodal sistem(Elitler, zanaatkârlar ve köylülerdir.) ve toplumsal sınıf sistemidir. Bu sistemler içinde yaşayan zümreler toplumu sarstığı gibi dünyayı da kıtalara bölmüştür. Daha sonra ırklara ayrıldı, insanı bu şekilde sınıflandıran bizler bizden olmayan insanları ötekileştirirken içimizde ki bizi ötekileştiremeden yaşıyoruz.
Beden ve ruh konusunda eksik olduğumuzu görüyoruz. Birçok kimse bulunduğu bedeni beğenmeyip orasını, burasını cerrahi müdahaleler doğrultusunda kendi olmayan bir başkasının suretini klonlanmış hali olmayı yeğliyorlar. Peki, içinde oldukları benlikleri kendileri mi sorusuna kendileri bile gerçek cevabı veremeyecekleri barizdir.
Duygu olarak herkes ile aynı duyguları düşünmemizi istememiz aslında hastalıktır. Bu duygu tıp dalında egoistlik Türkçe karşılığı bencilliktir. Düşündüğümüz vakit çevremiz de sayısız bencil insan vardır. Bu bencilliklerine de farklı sıfatlar bulmak için çabalasalar da gerçek karşılığı yoktur. Sayısız hasta insanla karşı karşıyayız diyebilirim. İnsanları dini, ırkı, karakteri, fiziki özellikleri her türlü seçimleri doğrultusunda çirkin sıfatlar ile sınıflandıramayız.
Üsteki satırlarım en az üç kez okunduğu vakit gerçekte ne demek istediğim en iyi şekilde idrak edilecektir. Çünkü biz insanlar kendi bedenimizde birçok insanın ruhunu taşıyoruz. Kendimiz olmayı becermek yerine bir başkası olmaya daha meraklıyız. Bu televizyonda boy gösteren sevdiğimiz bir aktör de olabilir. Hiç sevmediğimiz patronumuzu da taklit edebiliriz. Bu duygularsa insan psikolojisinin eksildiğini davranışlar karşısında aciz kaldığının göstergesidir.
Kendi yapmadığımız bir olayı da kınarız. Şunun giyimine bak, şunun şusuna bak diye. Oysa o insanlar bizim gibi elbisesine bakmak yerine belki de kişilik karakterlerini günlük tazeliyorlardır. Bizler kopyala yapıştır işlerini bırakırsak eğer toplumun içinde ki durumu görür, kendimize çeki düzen veririz umudundayım.
İnsanları ötekileştirmeden yaşayan nesiller yetiştirmek duası ile..
MÜLTECİ OLMUŞ YÜREĞİM
Yüreğim mülteci olmuştu kendime
Mülteci çocukların gözlerindeki yorgunluğu taşıyor bedenim
Şehrin oynak kaldırımlarında dolaşırken, sen geldin aklıma
Birlikte yürüdüğümüz kaldırım taşları dolandı ayağıma
Bir yere ait olamamanın verdiği yorgunluk çöküyor üstüme
Bir sıcak bakış, bir tatlı tebessümü aramak
Eksik duygular ve sonu tamamlanmamış cümleler
Kısaca yarım kalmış hatta hiç başlanmamış hikâyeleri ile doluydu günlüğüm
Tamamlanmamış birçok hikâyem ve hala nasılsın sorusuna;
İyiyim diye cevap verecek iyi bir yalancı kaldı geriye senden bana
Mülteci olmuş yüreğim..
Belki, belki bir gün kendi vatanında yaşar bedenim.