Aylar süren tartışmalardan sonra başladığımız noktaya gelirsek!..

xxx135

Bu Meclis'in anayasa değişikliği yapamayacağını, yeni bir anayasa için Kurucu Meclis'e ihtiyaç olduğunu ileri süren zihniyetin mensupları gündeme getirilmiş olan anayasa değişikliği referandumdan da geçtikten sonra halkın yanlış karar verdiğini, yetkisi olmayan bir konuda yetki kullandığı(!) iddiası ile değişikliği Anayasa Mahkemesi'ne götürürse ne olur?

Daha doğrusu halkoyu sonucu ortaya çıkmış bir değişiklik üzerinde Anayasa Mahkemesi halkın iradesini geçersiz kılacak bir tasarrufta bulunabilir mi? Anayasa'da böyle bir hüküm var mı? Yani halk oylamasının Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesine izin veren Anayasa'da bir hüküm var mı? Bu soruların cevabını tanıdığım hukukçularla görüştüm. Genellikle halk oylamasının Anayasa Mahkemesi'ne götürülebileceğine dair de götürülemeyeceğine dair de Anayasa'da bir hüküm bulunmadığını söylediler. Böyle olunca da bir açık kapı bulunduğu, 367 kararında olduğu gibi bir kararla karşılaşmanın söz konusu olabileceği belirtildi. Görüştüğüm hukukçu dostlar aslında halk oylamasının ardından konunun Anayasa Mahkemesi'ne götürülmemesi gerektiğini ısrarla vurguladılar. Böyle bir durumun halk iradesini hiçe saymak, geçersiz kılmak anlamına gelebileceğini, demokrasilerde nihai hakem halk ise böyle düşünmek ve yaklaşmak gerektiğini belirttiler. Bu görüşlerine rağmen ülkemizde geçmişte de yaşanmış bazı olayları hatırlatarak ülkemizde olmayacak bir şeyin kalmadığına dikkat çektiler.

Hemen belirteyim ki, halk oylamasının ardından muhalefet partilerinin anayasa değişikliğini yüksek mahkemeye taşımalarını doğru bulmayanlardanım. Bu takdirde halkın iradesinin hiçe sayılmış olacağını, yüksek yargının millet iradesinin de üstünde olduğu gibi bir anlayışın ortaya çıkacağını düşünüyorum. Ancak, işin bu yönünü sanıyorum Anayasa'da değişiklik yapılmasını isteyen iktidar partisi de düşünmüş olmalıdır. Eğer düşünmemiş iseler değişiklik paketi Meclis'e gelmeden taslağa "Referandum sonucunda kabul edilen değişikliklerin Anayasa Mahkemesi'ne götürülemeyeceği" maddesinin ilave edilmesi gerekir. Eğer iktidar böyle bir adım atmazda yapılan değişiklik referandumla kabul edilir ama sonunda Anayasa Mahkemesi'ne taşınarak burada iptal edilecek olursa sanıyorum bugün yapılmaya çalışılan değişiklik hususunda iktidarın iyi niyetli olmadığını düşünenler haksız sayılmazlar. Çünkü, Anayasa Mahkemesi'nin 367 kararında olduğu gibi hiçbir şey yapılmamış olmasına rağmen milletin gözünde mağdur konumuna düşmüş görünerek oy toplama hesabı gizlenemez bir şekilde ortaya çıkmış olur.

Siyaset elbette bir takım taktiklere izin verir. Hatta hiçbir şey yapmadan yapmış gibi görünmeyi sağlamak ve bunun sonuçlarını toplamak siyaset bakımından başarılı da kabul edilebilir. Ancak, ülkenin sorunlarına çözüm bulunmamış olur.

Aslında bundan önceki seçimlerde Anayasa Mahkemesi'nin 367 kararı AK Parti'nin iradesi dışında gelişmiştir. Bundan dolayı iktidar partisini suçlamak haksızlık olur. Yukarıdan beri dikkat çekmeye çalıştığım anayasa değişikliğinin muhtemel sonuçları ile ilgili ortaya çıkacak gelişmelerde AK Parti'nin iradesi dışında gelişecektir. Anayasa değişikliğini laf olsun diye gündeme getirdiğini, gerçek niyetin seçimlere dönük bir hesap olduğunu söylemek de niyet okuyuculuğu olur ki böyle bir yaklaşım haksızlık, yanlış olur. Ancak, bugünden uyarı görevimizi yapıyoruz ki, yarın Anayasa'daki bir boşluktan yararlanarak yapılan değişikliğin iptali ile sonuçlanacak bir gelişmenin önü bugünden kesilsin istiyoruz. Eğer bu gerçek bilinmesine rağmen tedbir alınmazsa o zaman maksadın anayasayı değiştirme değil bir erken seçimin yatırımı olduğunu düşünenler haksız görülmez.

Eğer maksat üzüm yemek, yani demokratikleşmenin önündeki engellerin hiç olmazsa bazılarının ortadan kaldırılması ise değişiklik paketine referandum sonucunda kabul edilecek olan anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesinin önünü kesecek, daha doğrusu bu hususta var olan boşluğun doldurulması için gerekli adımın atılması gerekir. Bizden hatırlatması... İstiyoruz ki aylar süren tartışmaların ve çabaların ardından hiçbir şey değişmemiş olarak şimdi bulunduğumuz noktaya gelinmesin. Aksi halde tüm emeklere yazık olur.