Sosyal yapının en küçük elementi 'bucak'tır. Bucak, üç bin ile on bin arasında nüfusa sahip kolluk kuvveti olan birimdir.
Bucak sorununu çözmedikçe, 'atomik bucak yapılanması'nı gerçekleştirmedikçe terörü önleyemezsiniz. Daha önce de yazdım; hücreleri bozuk olan canlı sağlıklı olmaz, olamaz.
Ekonominin en küçük elementi 'semtler'dir.
Semtler, nüfusu 300 ile 1000 arasında olan kuruluşlardır; Anadolu'daki köylerdir. Semtin/köyün kalbi de 'bakkal'dır. Bakkal/market yani halkın en ucuz ve en sağlıklı alış-veriş yeri sorununu çözmezseniz, ekonomik sorunları çözemezsiniz. Bizim önerdiğimiz yapılanma modeliyle bakkalların/marketlerin sorunlarını çözerseniz; ülkenizde ve halk arasında işsiz insan kalmaz, aç insan kalmaz, iç ve dış borçlar biter, bütçedeki açıklar sona erer, dış ticaret açığı kalmaz, çevre kirliliği olmaz...
Neden kalmaz, neden olmaz?
Çünkü 'sağlıklı semtlere' yani 'sosyal yapılanmaya' sahip olacaksınız.
Bu sayede hep hatırlattığımız 'sosyal tufan' da sona erecektir; daha ne istiyorsunuz?!.
Semt bakkalı yapılanması bu sorunu nasıl çözecektir?
Bir semt ortalama olarak 100 haneden oluşur. Semtin 200 kadar çalışanı vardır. Bir semt bakkalının o semte yükü yüzde birdir. Yani halk gelirlerinin yüzde birini bakkala/markete kâr olarak verse, bakkallar canlanır, sağlıklı semt yapılanması gerçekleşir.
Her semtte bir işyeri yani daha önce anlattığım 'semt işletmesi' açılacaktır. Bu işyeri 200 kişiyi çalıştıracak durumda olacaktır. Semt içine 'karşılığı olmayan faizli para' girmeyecek, 'semt senedi' ile işler organize edilecektir. Halk semt işyerlerinde çalışacak, semt senedini ücret olarak alacaktır. Sonra o semt senedi ile bakkala/markete gidecek ve istediği malı alabilecektir. Bakkalda bulunmayanları da yine sipariş vererek getirtebilecektir.
Bakkaldaki malları ve işyerinin ham maddelerini bucağın tüccarları para veya kredi ile alıp getireceklerdir. Semtte üretilen mamulleri de yine tüccarlar satacaklardır. Böylece bucak tüccarları hem alırken hem satarken kâr etmiş olacaklardır. Bu tüccarların sayıları on kişi kadar olduğu için aralarında rekabet vardır. Bu sebeple asgari kârla alış-veriş yapacaklardır.
Semtte bakkal tektir. Semtteki işyeri de tektir. Semt içi rekabet yoktur ama semtler arası rekabet vardır. Bir semtin sakinleri komşu semtlerden rahatlıkla alış-veriş yapabileceklerdir. Komşu semtlerde olanlar da bu semtin bakkalından/marketinden rahatlıkla alışveriş yapacaklardır. Aynı şekilde bir semtteki işçiler komşu semtlerdeki iş yerlerinde çalışabilecekler, komşu semtteki işçiler de bu semtin iş yerinde çalışabileceklerdir. Dolayısıyla serbest piyasa ve rekabet korunacaktır.
'Semt sistemi yapılanması' gerçekleşirse köylerimiz artık kentlere taşınmayacaktır. Çünkü uygulama sayesinde köylerde de 'sanayi işletmesi' oluşacak, köylülerimiz tarımdan artakalan zamanlarını bu iş yerlerinde değerlendireceklerdir. Tarım ürünleri de markalaşarak değerleri ile satılacak, bozulmadan satılacak, köylümüz ve köylerimiz ekonomik yönden güçlenecektir. Öyle olunca da, köylülerimiz ne diye kentlere göç etsinler ki; ne diye?!.
Dinleyin bizi!
Bakkallar/marketler olarak dinleyin!
Bakkal/market birlikleri ve dernekleri olarak dinleyin!
HALK olarak, partiler olarak ve daha bilmem neler olarak dinleyin; DİNLEYİN!
Dinlemezseniz ne olur?
Allah diyor ki:
Dinlemezseniz; siz gidersiniz, yerinize başkaları gelir ve onlar sizin gibi olmazlar.
Vesselâm...