Geçtiğimiz günlerde basında şöyle bir haber yayınlanmıştı:
“…Nato’nun Norveç’te düzenlediği komuta kontrol amaçlı Trident Javelin adlı tatbikatta Atatürk’ün fotoğrafının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da isminin ‘düşman taraf’ olarak gösterildiği ortaya çıktı…”
Bu ülkede yaşayan herkes etnik yapısı, dini inancı, siyasi görüşü, sosyal sınıfı ne olursa olsun, Küffarın (ecnebinin) gözünde aynıdır. Değil mi ki sen Müslümansın, değil mi ki sen bir İslam Ülkesinde yaşıyorsun, değil mi ki senin adın; Ali, Mehmet, Ayşe, Fatma, Kemal, Recep, Devlet, Bülent, İsmet, Süleyman, Necmettin, Alparslan, Zeynep, Cemre… Türkiye’de yaşayan tüm vatandaşlarımız bu gerçeği kavradığı gün Allah’ın izni ile kurtuluşumuz başlayacak. Türkiye’de yaşayan tüm vatandaşlarımız temel konularda (mesela bir dış tehdit karşısında vatan savunmasında birlik olma, mesela teröre karşı amasız mamasız bir olma, mesela adaletin tam tarafsız olması konusunda antlaşma, rüşvete, kayırmaya, yalana, zulme, talana karşı olma …) anlaşırlarsa yarınlarımız bu günlerden daha güzel olacak. Bu ülkede yaşayan herkes, tüm siyasi ve sosyal sınıflar birbirlerini sevmek zorunda değil, lakin herkes kendi vatandaşı olan tüm insanların siyasi görüşüne, yaşam tarzına, fikir yapısına saygı duymak zorunda.
Şimdi birinci cümlemizi hem tarihi, hem sosyolojik, hem de dini yönden açıklayalım. Peygamberimiz ile başlayan İslam tarihini ve Karahanlılarla başlayan Türk-İslam tarihini iyi incelediğimiz zaman görürüz ki Gayri Müslüm devletler ( dün Roma, Bizans, Pers, Çarlık Rusya, bugün İngiltere, Fransa, Rusya , ABD, ÇİN, İsrail…) hiçbir zaman Müslümanlara normal davranmamışlardır. Birbirleri ile de çok sık savaşan bu küffar devletler, düşman İslam-Müslüman olunca çok kolay bir araya gelmişlerdir. Bu da aslında fıtratlarının bir gereği. Bunun en büyük belgesi Haçlı Seferleri, Osmanlı - küffar savaşlarıdır. Her şeyi bilen ve her şeyin yaratıcısı olan Allah’ımız son kitabı Kuranda bu konuyu şöyle beyan etmiştir: “
“Ne Kitap ehlinden, ne de müşriklerden hiçbiri, size Rabbinizden bir hayır indirilsin istemez. Allah ise, üstünlüğü, rahmetiyle dilediğine mahsus kılar ve Allah çok büyük lütuf sahibidir. 2:105 -”
“Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin ve onu her kim yaparsa Allah'dan ilişiği kesilmiş olur... 3:28- ”
“Sen onların milletlerine tabi olmadıkça ne Yahudiler, ne de Hristiyanlar senden asla hoşnud ve razı olmayacaklar…Bakara-120”
Olaya sosyolojik yönden baktığımızda da aynı gerçekle karşılaşırız. Üstad Cemil Meriç’in tarihi uyarısını hatırlayalım: “Bütün Kur'an'ları yaksak, bütün camileri yıksak, Avrupalının gözünde Osmanlıyız; Osmanlı, yani İslam. Karanlık, tehlikeli, düşman bir yığın! Avrupa, maddeciliğine rağmen Hristiyan’dır. Sağcısıyla, solcusuyla Hıristiyan. Hıristiyan için tek düşman biziz: Haçlı ordularını bozgundan bozguna uğratan korkunç ve esrarlı kuvvet. Genç cüce, müselsel zilletler sonunda ihtiyar devin zaaflarını keşfeder;” ahde vefa, civanmertlik, merhamet... Aşağıdan alır, hulüs çakar, yaltaklanır ve... nihayet alt eder devi. Cenk meydanlarında değil, yatak odalarında kazanılan bir zafer.
Zavallı Türk aydını... Batılı dostları alınmasınlar diye hazinelerini gizlemeye çalışır. Sonra unutur hazineleri olduğunu. Düşmanın putlarını takdis eder, hayranlıklarını benimser. Dev, papağanlaşır..." Cemil Meriç (Umrandan Uygarlığa,)
Bu gerçekleri belki dün ülkemizdeki insanların birçoğu kabullenemiyordu. Ama son NATO hadisesi Türkiye’de bir şok etkisi yarattı. Çünkü birbirine zıt gibi görünen iki görüşün iki liderinin Batının gözünde aynı olduğu bir kez daha ispatlandı. Padişahlara karşı olan Batı, M. Kemal’e de karşı olmuştur. İsmet Paşa’ya yan bakan Batı, Menderes’e de yan bakmıştır. Batı, Demirel’le - Ecevit, Erbakan’la – Çiller, Türkeşle – Özal, Kılıçdaroğlu’yla – Erdoğan… Arasında bir fark görmüyor. Sayın Kılıçdaroğlu boşuna onlara şirin görünmeye çalışıyor. Eğer yarın Kılıçdaroğlu iktidar olsa ve batının çıkarlarına karşı en küçük bir hareket yapsa onu da hedef tahtasına koyarlar. Onun için başlığın nokta olan yerini şöyle tamamlayalım: “Atatürk’ün resmi, Erdoğan’ın ismi, Kılıçdaroğlu’nun ya resmi, ya ismi, ya da...