Yılın son bomba haberi de Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç’a yapılması planlanan suikast haberi oldu.
Türkiye’nin geçtiği mecranın 2009 yılının son planı suikast oldu.
Şu an durum yargıda ama görünen şu ki artık birileri galiba kan istiyor.
Havayı puslu istiyor kurtlar.
Ne zaman Türkiye rahat bırakılırsa işte o zaman gelişme konusunda ivme kazanacak.
Akparti iktidara geçtikten beri gerçek icraatlarını bir türlü gerçekleştiremedi. Bir taraftan Ergenekon Terör Örgütü, bir taraftan PKK terör meselesi, bir taraftan da suni meselelerle uğraştı durdu. Bu gidişle de epey uğraşacağa benziyor.
Bunun yanı sıra bürokrasi de Akparti’nin en büyük engeli oldu.
Memur oldukları halde siyaset yapmaya çalışan TSK içindeki bazı başlar iktidara engel olmak için elinden gelen ne varsa yapıyorlar.
Mühimmatlar toprağın altında fışkırırken TSK sus pus.
Akparti’yi ve Fethullah Gülen’i bitirme planı ıslak mıydı, kuru muydu derken yine TSK sus pus.
Hem emekli hem de muvazzaf askerler Ergenekon Terör Örgütü’nün içinde yer alırken yine TSK sus pus.
Sıra geldi kan akıtmaya mı acaba?
Havayı puslu hale getirip de acaba 12 Eylül öncesi gibi bu durumu ancak TSK düzeltebilir havası mı oluşturmak istiyorlar?
Ondan sonra tüm askerler cebren ve hile ilen tüm bürokratik kanalları ele geçirerek kendi güçlerini gösterip emellerine mi ulaşmaya çalışıyor.
Daha düne kadar Türkiye’nin en güvenilir kurumu TSK idi. Ama şimdi neredeyse TSK’dan herkes yaka silkecek duruma geldi.
İktidarda kim olursa olsun; ister sol görüşlü, ister gerici görüşlü, isterse de faşist görüşlü bunlara darbe yapacak olan sadece vatandaştır.
Vatandaşın bu hakkını kimse kullanamaz. Bu TSK da olsa kullanamaz.
Eğer bu Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasında demokrasi varsa kim olursa olsun bunu sindirmek zorunda.
Sindiremezlerse atılsınlar siyasete, kursunlar partilerini ve alsınlar boylarının ölçülerini.
Bunu da yapacak cesaret yok.
Hatırlarsanız bir zamanlar Netekim Evren Paşa’nın emriyle kurulduğu ve vatandaşlara zorla oy vermeye zorladığı Turgut Sunalp’in Partisi Milliyetçi Demokrasi Partisi kurulmuştu. Şimdi ne Turgut Sunalp’i hatırlayan var ne de Milliyetçi Demokrasi Partisi’ni. Belki vatandaşın çoğu Turgut Sunalp’in öldüğünden de haberi yoktur.
İşte TSK içerisinde bulunan zevat da bunun bilincinde olduğu için siyasete girmeye korkuyorlar.
Sadece içlerinde bir Don Kişot Osman Özbek çıktı.
Bir parti kurdu ama inanın partisinin ismini ben bile bilmiyorum.
Zaten bilmek için de özel gayretim yok, olamaz da. Kurduğu parti de kendi gibidir.
Ama bazı çıkışları var Nejat Uygur skeçleri gibi.
İnsanın gülesi yoksa bile gülüyor. Hep belden aşağıya ve deli saçması gibi laflar ediyor.
İşte gördüğünüz gibi TSK’nın içindeki kişilerin yapacağı siyaset bu kadar.
Ya tarihin menfi çukurunda gömülürler ya da halkın karşısında Pişekâr gibi sırıtır durursunuz.
Ey TSK zevatı;
Yapacağınız tek şey ya demokrasiyi içinize sindirin ve halkın emrinde olun ya da bırakın asker gibi asker olun…