Asiltürk’e birkaç soru

Aslan DEĞİRMENCİ

28 Şubat’ın brifingli yargı kararları yüzünden; Zekeriya Şengöz, Fahri Memur, Salih İzzet Erdiş (Salih Mirzabeyoğlu), İrfan Çağrıcı, Rıdvan Çağrıcı, Can Özbilen, Osman Erdemir, İsmail Şah Balta ve daha birçok ismin halen hukuksuz mahkûmiyetleri sürüyor. Biz brifingli yargı kararlarının kaldırılarak söz konusu isimlerin özgürlüklerini isterken,Malatya’da gözaltına alınan ve idamla yargılanan Ramazan Kayan Hocanın kardeşi Nurettin Kayan, ağabeyini sırf tanıdığı için 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. 16 yıl sonra darbe ile hesaplaşılırken, tankların yürütüldüğü meydanlardan darbeciler adliyeye taşınırken Kayan, 28 Şubat’ın yeni mağduru oldu. Darbelerle hesaplaşma böyle olmaz. Mağduriyet ortada iken bir iki sivil toplum örgütü dışında kimseden ses çıkmadı. Bu mudur yani hayatı paylaşmak, bölüşmek ve dağıtmak? Nerede bu ülkenin erdemli insanları? Düşünmeye değmez mi?

CHP vekilleri lobi için davada gelip yer alırken, sanıklar ile kucaklaşırken; 28 Şubatçıların siyaset yasağı koyduğu, yargıladığı, sivil siyaset yapmalarını engellediği parlamenterler sessiz. Bir gariplik yok mu?

Örneğin Oğuzhan Asiltürk, süreç başladığından bu yana tek kelime etmedi! Ancak Esed’e destek vermeyi ihmal etmedi. Peki 28 Şubat ile asıl amaçlanan Baas türü bir rejim değil miydi? Süreç tam anlamıyla tutsaydı bugün Suriye’den daha beter bir Türkiye de yaşamak zorunda kalmayacak mıydık? Bunları Asiltürk bilmiyor olamaz. Anlaşılan Asiltürk, Esed’e ayırdığı zaman kadar devam eden davaya vakit ayıramayacak kadar meşgul. Hatta Oğuzhan Asiltürk, Balyoz Darbe planı ile hükümete karşı darbe yapmakla suçlanarak tutuklanan subayların "vatansever ve milliyetçi" olduklarını ileri sürecek kadar da akıl tutulması yaşıyor. İyi de camia neden sessiz? Milli Görüşçüler bu tutuma karşı ne zamana kadar susacak? Örnek; Çetin Doğan Balyoz darbe planının mimarı… Ama Doğan 28 Şubat davasının da sanıkları arasında. İçinde bulunduğu siyasi hareketi yerle bir eden darbeden yargılanan birine Asiltürk nasıl oluyor da “vatansever ve milliyetçi” yakıştırması yapıyor. O zaman Milli Görüşe gönül verenler ne oluyor? Darbecilerin tezlerini haklı çıkartmakla meşgul olan Asiltürk, nasıl oluyor da her dönem cuntacıların hedefi halinde olan bir siyasi hareketin liderleri arasında yer alabiliyor?

Balyoz davasında Çetin Doğan’ın ifadesinden de anlaşılan Asiltürk habersiz! 28 Şubat sürecinde Merhum Erbakan Hoca’nın sözlerini Balyoz davasında hatırlatan Doğan, “Bu şekildeki sözlerin parti liderlerince gündeme pervasızca taşındığı bir ortamda irticai kalkışmaların sıkıyönetim planlarında tartışılmasının şaşılacak bir durum değil. Ordu olarak bu kişilere karşı tedbir alınması gayet normal bir davranış”diyor. Milli Görüş liderini pervasızlıkla suçlayan ve ona karşı yapılan haksızlıkları normal bir davranış olarak gören bir anlayışı savunmayı bana kim açıklayabilir? Bu soru içeriden Asiltürk’e neden sorulamaz? Onu bu kadar dokunulmaz kılan güç nedir?

27 Ocak 2012 günü Asiltürk, darbe davalarını eleştirerek, “ABD, TSK içinde vatansever askerlere karşı komplo kuruyor. Subayları tutuklatıyor” diyor. 23 Nisan 2012 tarihinde Asiltürk katıldığı bir başka programda ise,  “28 Şubat kararları dediğiniz şey, Amerikan elçiliklerine gelmiş bir kriptodur. Askerin yazdığı bir şey değil, ama bu maddeleri önümüze koyan asker oldu” diyor. Bu nasıl bir çelişki? Darbe emri hem ABD’den geliyor hem de Amerika söz konusu askerleri tutuklatıyor. İki ayrı zamanda bir birinin tam zıddı açıklamalara imza atan Asiltürk neyin peşinde?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.