Artık Bir Şeyler Değişmeli
İçişleri Bakanlığı’nın düzenlemiş olduğu ve 81 il valisinin katıldığı değerlendirme toplantısında Yalova Valisi Dursun Ali Şahin, kimilerine göre sıra dışı olan bir teklifte bulunarak, 19 Mayıs törenlerinde öğrencilerin karton kullanarak yaptıkları gösteriler ile kentlerin yerel kurtuluş günü törenlerinin kaldırılmasını istedi.
Sayın Vali bir gazetecinin sorusuna verdiği cevapta, "19 Mayıs törenlerinde tablolarla yapılan gösteriler var. İşte bayrak çıkıyor, sözler, yazılar çıkıyor. Bu dönemler geçti. Çocukları robot gibi kullanmak hoş değil. İnsanların beyinlerinde güzel şeyler oluşturmak gerekli. Zarfın içi önemli, beyin önemli" diyerek yıllardır bazılarının söylemeye cesaret edemediği düşünceyi ortaya attı.
Aslında çok geç kalınmış bir karar.
Bu törenler öğrencilere dayatmayla yapılıyor.
Hangi öğrenci bu törenleri bilinçli olarak kutluyor?
Bu öğrenciler acaba törenlerde o kadar zorluklar karşısında iyi niyetliler mi?
Sanmam..!
Çünkü öğrenciliğimden bilirim.
Sabahın köründe kalkardık.
Törenlere hazırlık yapmak için hurra çalışırdık.
Sanki Samsun’a Mustafa Kemal değil de biz çıkmışız edasıyla törenler yapardık.
Sadece yapardık.
Biraz da havamız olsun isterdik.
Amma isteyerek mi?
Sadece dayatmayla.
Hiçbir bilinç yoktu.
Artık her şey değişti.
Dünya köy haline gelmeye başladı.
Teknoloji ful ilerliyor.
Ama biz hâlâ oyunda oynaştayız.
Bırakmalıyız böyle törenleri.
Bazı şeyleri gençlerimizin beyinlerine yerleştirmeliyiz.
Onlara hedefler vermeliyiz.
Vali Bey’in dediği gibi zarfın içi önemli, beyin önemli.
Siz istediğiniz kadar tören yapın, asıl olan öğrenciye kazandırdığınız bilinçtir.
Neden geriye bakıyoruz?
İleriye bakarak hedefler seçmeliyiz.
Dünyada ses getirecek neyimiz var?
Yabancılara karşı neyimizle övünüyoruz?
Geçmişimizle mi?
Bir taraftan geçmişimizin bir dönemini karalıyoruz, bir taraftan da geçmişimizin başka bir dönemiyle övünüyoruz.
Artık Türkiye’de bir şeylerin değişmesi gerekmez mi?
Eğer değişmezse Türkiye’nin gençleri rutin törenlerde kartonlarla oynar, süngülerle düşman öldürür.
Onların bir kısmı da gerekli eğitim verilemediği maalesef şehevi duygularının esiri olurlar.
Sonra da yine avunuruz; “Bir Türk dünyaya bedel” diye…