Rahmetli Babam sevgili Peygamberimiz SAV’in sıla-i rahim emrine gücünün ötesinde uyan birisiydi. Akrabalarına bu kadar düşkün bir ikinci kişi de rahmetli amcamdı (www.ahmetmithatbozkurt.com) Allah her ikisine de gani gani rahmet eylesin.
İmkanların kıt olduğu eski dönemdekiler; binbir zorluklara katlanarak akrabalarına ulaşmak için çırpınır dururdular. Maddeten ve manen büyük zorluklar neticesinde kazançlar elde ederek hem sevinir hem de sevindirirlerdi.
Son on yıldır bütün dünyayı kasıp kavuran yadsıyamadığımız bir internet gerçeği var artık. Doğru yolda kullanıldığında ne de güzel sonuçlar alındığını söylememe bile gerek yok. Facebooka üye olmamak için uzun süre direndim. Zira zaten neredeyse 16 saat internet başındaydım birde facebook olursa hepten yoğun olacaktım.
Ancak içimden bir ses hele bir üye ol bakalım hangi akrabanı, ve hangi arkadaş ve dostunu seneler sonra facebooktan yakalaycaksın diyordu. Heyhaat zaten büyük ve kalabalık bir aile olan annemin ve babamın sülalesi, abartmıyorum Rusya'dan Yeni Zelanda’ya kadar uzanmışmış meğersem.
Tabii 11 yıldır ABD de bulunmamın vermiş olduğu hasret ve ayrılığın neticesinde epeyce yakın ve uzak akrabamı buldum facebooktan. Lakin zamanla ve şartlarla birlikte malesef kültürler ve alışkanlıklarda sanaldan öteye geçmez olmuş. Ben yıllar sonra birçok dostuma kavuşmanın sevincini yaşarken; karşı taraftan birçoğu oralı bile olmuyordu.
En büyük sürprisi ise merhum Yazıcıoğlunun vefatı dolayısıyla yaşadım. Facebook, akrabalar, dostlar.... bunlarla merhum Yazıcıoğlu'nun ne alakası var dediğinizi duyar gibiyim.
Dostlar, senelerdir görmediğim ve seneler sonra facebooktan bulduğum çok yakınım bir akrabam merhum Yazıcıoğlu’nun vefatından sonra facebooka gönderdiği mesajda maalesef aynen şunu diyordu. Maraşın katili Maraş yolunda .....di.
Rahmetli babam baştada dediğim gibi akrabalarına anormal ötesi düşkün birisiydi ancak ne yazıkkı onlardan çokda çekmişti. Yine böyle dertli olduğu günlerde sürekli HAKİKİ DİN KARDEŞİ ANNE KARDEŞİNDEN KIYMETLİDİR derdi. Bu sözünüde diğer tarihi sözleri gibi asla unutamıyorum.
Rahmetli Yazıcıoğlu’nu hayatımda üç defa gördüm ve üçünde de birer ikişer dakika konuşmuşluğumuz vardı. Fakat o benim hakiki bir din kardeşimdi aynı Trabzonlu İsmail Demir, Rizeli Cemal Külünkoğlu, Haymanalı Prof. Dr. Orhan Çeker, Ispartalı Prof Dr. Ramazan Ayvallı, Kofçazlı Ziya Eser, Kütahyalı Prof Dr. Muammer Koç, Samsunlu Murat Köse, Çorumlu Recep Koçak, Çankırılı Mesut Doğan, Ardeşenli Muhammed Salih, Pınarhisarlı Mesut Özbay, Konyalı Abudurrahman Yüksel, Sakaryalı Erdoğan Madenci, Türkiyeli Hızır Ali Güzel, Hindistanlı Muin, Cezayirli Jamal, Ugandalı Kalimuddin, Lübnanlı Selim ve daha niceleri gibi.
Dostlar, ben bu ve diğer isimlerini sığdıramadığım dostlarıma değil evimi, cüzdanımı bile çekinmeden teslim ederim. Bilirim bir KELEK yapmayacaklarını Allahın izniyle.
Peki muhtemelen hükmi şehit olan Muhsin Yazıcıoğlu’nun toprağı bile henüz kurumamışken demediğini bırakmadığı çok yakın akrabama veya akrabalarıma nasıl güveneyim?
Bu vesileyle merhum babamı bir kez daha, rahmet, minnet, özlem, sevgi, saygı ve hasretle anıyor ne mutlu hakiki din kardeşi ve ne mutlu hakiki akraba olanlara diyorum.
Karşı kıyıdan hepinize kucak dolusu selamlarımla.
Not. Cuma günleri AKRA FM de saat 7 de yayınlanan Dünya Gündemi programında her hafta ABD gündemini yorumluyorum. Dinleyebilir ve katkıda bulunabilirsiniz.