Anketler toplumu yönlendirme aracı olarak kullanılıyor

xxx135

Yazımın başlığını önce "Anketler toplumu kandırma aracı olarak kullanılıyor" belirlemiştim. Sonra bu fikrimden vazgeçtim. Elbette mahalli ve genel seçimlerde ilan edilen anket sonuçları yüzde yüz belirleyici olmasa da etkili olduğunu inkar etmek mümkün değil. Seçim kampanyaları sırasında yayınlanan anketlerin toplumu yönlendirici bir tesiri olduğu görüldüğünden seçimlere az bir süre kala anketlerin medya yoluyla yayınlanmasına sınırlandırma getirildi. Bu sınırlandırmanın seçim sonuçlarına ne ölçüde  etkisi olduğuna dair elimizde kesin veriler bulunmuyor. Kesin olan husus anketlerin müspet, menfi seçmen üzerinde hiçbir etkisi olmadığını söylemek yanlış olur. Diyebiliriz ki anketler bazı siyasi partiler tarafından kamuoyunu yönlendirmek için kullanılıyor. Bu yönüyle anketler toplumu kandırmak ve yönlendirmek için kullanılabiliyor demek yanlış olmaz.

Bu gerçeği ülkemizdeki seçimlerde çeşitli kereler gördük. Anketlerde sıralamada ismi bile verilmeyen partilerin seçimlerden yüksek miktarlarda oy alarak çıktıklarını biliyoruz. Bugünkü yazımızın konusu Türkiye'deki seçimler değil. İran'da gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında ülkemiz medyasında zaman zaman anket sonuçları yayınlandı. Bu sonuçlarda Ahmedinecad'ın yüzde 35 civarında oy alabileceği ileri sürülüyor, karşı aday Musavi'nin secimi alacağını adeta kesin bir dille sayfalarına aktarıyorlardı.

Nihayet seçimler yapıldı ve anketlerin yüzde 35 olarak gösterdiği oy oranını Ahmedinecad yüzde 60'ın üzerinde oy alarak yeniden İran Cumhurbaşkanlığına seçildi. Bu durumda Ahmedinecad'ın oy oranını yüzde 35'in üzerine çıkarmaya gönülleri razı olmayan bizim medya seçimlerin arasından hiç olmazsa yanıldıklarını itiraf edemeseler bile bu yanılgılarının gerekçesini dile getirebilirlerdi. Olmadı.. Aynen ülkemizdeki seçimlerde yaptıkları gibi bir takım gerekçeler ileri sürerek Ahmedinecad'ın seçim galibiyetini gölgelemeye,seçim sonuçlarından rahatsız olan iç ve dış çevrelerin ayranını kabartmaya çalışıyorlar. Doğrusu bu mantığı anlamak mümkün değil. Ahmedinecad'ın yeniden seçilmesinden bizim medyanın duyduğu rahatsızlığı ABD'nin duyduğunu sanmıyorum.

Çünkü, ABD her ihtimale karşı alternatif  senaryolara sahiptir ve şartlara göre bunlardan birisini uygulamaya koyar. Halbuki bizim medyanın ABD sevgisi gözlerini öylesine bürümüştür ki, bunları bile düşünemezler ve ısrarla ABD'yi İran'a karşı kışkırtırlar.

Halbuki Ahmedinecad süper emparyalist güç ABD'ye karşı dik duruşu ile mazlumların gönlünü rahalatmaktadır. Bundan rahatsız olmanın anlamı olabilir mi? Elbette herkesin İran'ı sevmesi gerekmez. Bazılarının azat kabul etmez şekilde Amerikancı olmaları da mümkündür. Ancak Amerika'nın çıkarları doğrultusunda bir komşu ülkenin seçimlerinde taraf olmak ülkemizin gelecekteki çıkarlarına zarar verir. Buna birde bir takım gerçeği yansıtmayan anketler yayınlayarak İran seçmenini yönlendirmeye çalışmak eklenince bu tavrı iyi komşuluk ilişkileri ile bağdaştırmak mümkün olabilir mi?

Türkiye ile İran yüzyıllardan beri yan yana yaşayan iki komşu ülkedir. Bundan sonra da bu durum devam edecektir. Bu ilişkiyi yabancıların gönlü hoş olsun diye zedelemek sadece Türkiye karşıtlarının işine yarar. Buna karşılık dostları üzer.

Kaynak: Milli Gazete