Ankara’da Çok Fazla Çöp Kamyonu Var Sizin Orada Ne Var?

Ünal SADE

Ankara’da Çok Fazla Çöp Kamyonu Var Sizin Orada Ne Var?

 

Kızımı okuluna bırakmış işime gitmek üzere aracımı Samsun yoluna çıkmak üzere yönlendirmiştim. Okulların yoğun olduğu bölgede çocukların karıncalar misali yollarda izdiham yaptığı bir saatte; sağa dönecekken kırmızı ışık yandı ve beklemeye başladım.  Bu sırada yaya yolu karşıdan karşıya geçen telaşlı öğrenciler tarafından doldurulmuştu. Arkamdaki aracın korna sesi ile irkildim. Yeşil ışık araçlar için mi yandı diye baktım. Hayır, bize hala kırmızı ışık yanıyordu. Arkama döndüm ve kornasına basan aracın şoförüne elimle kırmızı ışığı ve yaya yolundan geçen öğrencileri gösterdim. O ise hala geçsene diye sinirli bir şekilde el kol hareketleri yapıyordu.

Bu başıma gelen ilk olay değildi. Ankara da kırmızı ışıkta durduğum için arkamdan beni taciz eden bir başka sürücüye camı açıp “Görmüyor musunuz kırmızı ışık yanıyor” şeklinde ikaz ettiğimde “Biz görmüyor muyuz çekil ben döneceğim” diye fırça yemiştim.

O gün bu gündür kırmızı ışıkta durmam söz konusuysa ve eğer imkânımda varsa yolun hep soluna yanaşarak durmayı adet haline getirdim. Maalesef Ankara’da sağa dönüşler kırmızı ışığa rağmen sürücülere hep serbest….

Sadece bumu peki Ankara’da trafik sorunu? Hayır…

Tüm sürücülerin bir elleri kornalarının üzerinde. Sarı ışık kendini göstermeden ortalık bayram yerine dönüveriyor. Korna sesleri bütün gün şehrin kalabalığından ve koşuşturmasından yorulmuş insanları evlerinde bile rahat bırakmıyor.

Yaya geçitleri Ankara’da yayaların geçişine tahsisli bir alan değil maalesef. Buralar araçların işgali altında. Yayalar ne yapıyor diye sormayın. Onlar işgal edilmiş geçitlerini kullanamadıkları için araçların arasından zig zag yaparak kendilerini karşıya atmaya çalışıyorlar. İnanın çoğu zaman yaya olmak araçla seyahat etmekten daha zor.

Diyelim ki hız limiti olan bir yolda maksimum hızla gidiyorsunuz. Ama size yine de huzur yok. Arkadan kornaya basarak ya da uzunlarını yakarak hızla üzerinize gelen araçların tacizi altındasınız. Kenara yapışıp yol vermek zorundasınız.

Kavşaklarda size yeşil ışık yandı sakın hemen yola revan olmayın. Herhangi bir yöne kırmızı ışık yanmasına rağmen durması gereken araçlar hala yola devam etmektedir çünkü. Boş verin yeşil ışığı gözünüzü dört açıp her yönü kollayarak öyle yola devam etmenizi tesviye ederim.

Trafikte miyiz öfkeli insanlar araçlarıyla savaşa mı çıkmışlar belli değil. Her an kavga yapmaya, bağırıp çağırmaya hazır insanlar; araçlarının camını açıp kendilerince diğer sürücüleri küfürleriyle terbiye etmeye çalışıyorlar. “La havle” deyip kulakları tıkamak en güzeli….

Mail ortamında da çokça gezen güzel bir hikâye var. Sizlerle paylaşmak istiyorum:

“Kadın taksiye binmiş ve hava alanına gitmek istediğini söylemişti.

Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önlerine çıktı. Ticari taksinin şoförü bu siyah arabaya çarpmamak için set bir şekilde frene bastı.

Taksi kaydı, ama diğer arabaya çarpmaktan kıl payı farkla kurtuldu. Siyah arabanın sürücüsü ukalaca camdan başını çıkarıp bağırmaya ve küfretmeye başladı.

Bizim ticari taksinin şoförü gayet sakin ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Kadın müşteri bütün bu olanların şokunu yaşarken, taksi şoförünün tavrına daha da şaşırmıştı.

Sordu: “Neden böyle davrandınız? Adam neredeyse arabamızı mahvedip ikimizi de hastanelik edecekti.”

Taksi şoförü gülümseyerek devam ederek: “Çöp Kamyonu Kanunu” dedi.

Kadın: “Çöp Kamyonu Kanunu mu?”  diye sordu, anlamamıştı.

Şoför açıkladı:

“Pek çok insan, çöp kamyonu gibidir. Her tarafta içleri çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlığı, öfkeyi ve hayal kırıklığını biriktiriyorlar. Ancak dolduklarında ise çöpleri bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar. Bu bazen ben, bazen de siz olabilirsiniz. Üstünüze almayın. Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü işyerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın.”

Faziletli insanlar, çöp kamyonlarının günlerini mahvetmesine ve ellerine geçirmesine izin vermezler. Bizim de öyle yapmamız lazım.

Buradan duygularınızı paylaşabilirsiniz. Biliyorum ki farklı şehirlerde yaşayan pek çok okurumuz “biz de durum aynı” diyeceklerdir.

Tamam ben “la havle..” deyip yoluma devam ederim. Ama İçişleri Bakanının, Ankara Valisinin ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in yapacağı sadece bu olmamalı… Bir an önce “cinnet geçirme” halinde olan Ankara trafiğine el atmaları; denetim, ceza ve en önemlisi eğitim çalışmalarına hız vererek başkentin trafiğini bu az gelişmişlik görüntüsünden ve psikolojisinden kurtarmaları gerekmektedir.

unalsade@mynet.com

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.