Anayasa değişikliği taktik yarışına döndü

xxx135

Anayasa değişikliği ile ilgili olarak yaşananları izlerken insan CHP, MHP ve AK Parti'nin maksadının üzüm yemek değil bağcı dövmek olduğu hissine kapılıyor. CHP ve MHP işin başından beri anayasa değişikliğine karşı bir tavır sergiliyor, bunun sonucu olarak da iktidardan gelen her türlü değişiklik teklifine peşin olarak karşı tavır geliştiriyor. Bunun için hergün yeni bir iddia ve hamle geliştiriyorlar. Özellikle CHP daha şimdiden değişiklik görüşmelerini engellemek, bunu yapamazsa mümkün olduğunca görüşmeleri uzatmak için hamleler yapıyor. MHP ise anayasa değişikliğine karşı pancurları tamamen kapatmış sanki Millet Meclisi'nde temsil edilmiyormuş gibi bir tavır geliştiriyor. Buna karşılık iktidar partisi sözcüleri her fırsatta uzlaşmaya açık olduklarını söylemelerine rağmen onlar da kesinlikle uzlaşmaya kapalı görünüyorlar. Bir yandan değişiklik paketini AK Parti'nin değişiklik önergesi olarak takdim ediyorlar, öbür yandan da değişiklik paketi kendilerine ulaştırılmadan ve içinde nelerin olduğunu görmeden peşin olarak "hayır" deyip işin içinden çıktılar. Buna karşılık iktidar partisi de yeni bir anayasa yapılması ya da geniş çaplı değişikliğe ihtiyaç olduğu çağrılarına uzun süre 'Böyle bir çalışmanın gündemlerinde olmadığını' açıkladılar. Ardından da kısa bir süre içinde bir değişiklik paketi hazırladılar. Böyle bir değişiklik kısa bir süreye sığdırıldığı için de paket Meclis'te görüşülmeye başlanılmadan eksiklerin farkına varmaya başladılar. Paketi geri çekerek gördükleri eksikleri tamamlamaya çalışarak yeniden Meclis Başkanlığı'na verdiler. Buna rağmen söz konusu paket kabul edilip yürürlüğe girse bile çok geçmeden daha başka eksikliklerin ortaya çıkacağını söylemek falcılık olmasa gerek.

Bu arada iktidar partisinin Meclis Başkanlığı'na verdiği değişiklik paketinde imzası bulunan 50 milletvekilinin imzalarını geri çekmesi ve bazı değişikliklerle yeniden Meclis Bakanlığı'na verilmesi bile CHP tarafından tartışma konusu haline getirilmiş durumda. CHP şimdi ilk paketin hukuken geri çekilmiş olmadığını bunun için de aynı anda iki paketin birlikte görüşülmesi gerektiğini ileri sürüyor. Belli ki maksat görüşmeleri engellemek. Yani CHP'nin maksadının bu girişimi ile bir hukuki eksikliği gidermek değil işi yokuşa sürmek olduğunu söyleyebiliriz. Görünen bu. Bunlar doğrudur ama iktidar partisinin de bir dizi yanlışlar yaptığı da görülüyor. Bu yanlışlıklar ister aceleden ister bilerek yapılıyor, bir diğer ifade ile muhalefetin taktiklerine karşı geliştirilmiş karşı taktik olsun daha işin başında meselenin suyunun çıkartılmasına destek vermiş oluyorlar.

Eğer AK Parti'nin 7 yıldır iktidarda olduğu ilk dönem bir anayasa değişikliğini referanduma gerek kalmadan Millet Meclisi'nde kabul edebilecek bir çoğunluğa sahip olduğu halde bunu yapmayıp, enine boyuna düşünülerek bir hazırlıkla yeni bir anayasa  hazırlamayıp bir birkaç günde bir değişiklik paketi hazırlayarak Meclis gündemine getirmiş olmasını iyi niyetle bağdaştıramıyoruz. İyi niyetle hazırlanmış olsa bile görünen o ki paket üzerinde yeteri kadar düşünülmemiş ve çalışılmamış. Netice olarak görünen o ki iktidar partisi, anayasa değişiklik paketini bir seçim hazırlığı olarak gündeme getirmiştir... Paket Meclis'ten geçip referandumda kabul edilirse de reddedilirse de ben gerekeni yaptım ama olmadı, muhalefet engelledi diyerek yeni bir mağdur rolü oynamak istiyor.

Siyasette bu tür taktikler her zaman gündeme gelebilir. Ancak, anayasa söz konusu olunca parti çıkarları fazla ön plana çıkmamalı diye düşünüyorum. Anayasa değişikliği konusunda Saadet Partisi'nin tavrı tüm siyasilere örnek olabilecek niteliktedir. Genel Başkan Numan Kurtulmuş anayasa değişikliği konusunda parti çıkarını bir kenara iterek yapıcı tekliflerde bulunmuş ve parti olarak değişikliğe destek vereceklerini açıklamıştır. Bir yandan eksik gördükleri hususu ve alternatif tekliflerini sunmuş, öbür yandan da "Tekliflerimiz kabul görmese de sırf karşı çıkmak için karşı olmayız" demiştir. Sanıyorum yapıcı muhalefet de böyle olur. Ancak, bu iyi niyetli yaklaşımın da iktidar partisi tarafından iyi değerlendirilemediği görülüyor. İktidar için muhalefetten gelen  teklifler fazla bir anlam ifade etmiyor. Bu arada Baykal'ın değişiklik paketindeki 3 madde referanduma gitsin, diğer maddelere biz de destek verelim, Meclis'te kabul edilsin teklifini iktidar partisinin düşünmesi gerekiyor. Teklif CHP'den geliyor diye peşin olarak reddetmek doğru olmaz. Unutulmamalıdır ki duran saat bile günde iki defa doğruyu gösterir.