Anadolu’da Vakit Gazetesi, Hüseyin Üzmez ve Hazımsızlık
Aslına bakarsanız bu yazıyı kaleme almak konusunda büyük bir tereddüt içindeydim.
Çekindiğimden filan değil.
Anadolu’da Vakit Gazetesi’nin Hüseyin Üzmez olayı ile ilgili olarak renginin belli olmasını bekledim.
Henüz rengi ne gri, ne beyaz, ne de siyah. Bir türlü rengini anlayamadım.
Belki de belli etmişlerdir. Ama ben keşfedemedim.
Anadolu’da Vakit Gazetesi belli bir boşluğu dolduruyor. Kesinlikle basında yer alması gereklidir.
Çünkü belli bir misyonu, belli bir okur kitlesi ve yeri geldiğinde büyük bir etkisi var.
Muhafazakâr basının içinde belki en çok satmayan ama en çok okunan gazetedir Anadolu’da Vakit Gazetesi. Yapacağı çıkışları herkes merakla beklemekte.
Belli bir misyonu olan her gazete kendi çizgisinden kesinlikle ödün vermemelidir. Gireceği haberden, alacağı reklamlardan ve ilanlardan, köşe yazdırdığı yazarlardan ve hatta yazarların toplum içindeki konumundan sorumludur.
Gireceği hatalı haber, aldığı yanlış reklam ve ilanlar ile yazarlarının yazdığı yazıların çizgisinin dışında olması ve yazarların toplum içinde yüz kızartıcı tavırları gazetenin itibarını ziyadesiyle zedeler.
Öncelikle Anadolu’da Vakit Gazetesi siyasi dışı adi toplumsal haberleri genellikle ajanslardan almakta. Kendi bünyesinde fazla muhabir barındırmıyor.
Siyasi haberlerde kendi fikirlerini söyleyerek veya bazı muhabirlerini görevlendirerek haberler sunuyor okuyucularına.
Böyle bir gazetecilik anlayışı olabilir ve saygı da duyulur.
Bunu kimse de sorgulamaz sen niye haberleri fazla vermiyorsun da siyasi olayları çokça irdeliyorsun diye.
Hüseyin Üzmez olayı, Anadolu’da Vakit Gazetesi’nin başını epeyce ağrıttı.
Bunu bu gazete hak etti mi?
Hak etti veya etmedi ama gazete köşe verdiği yazarlarını da iyi bilmelidir.
Bir şirket dahi sıradan bir eleman alacağı zaman her şeyini araştırıyor. Biz bile pazardan karpuz aldığımızda iki tıktık yapar, biraz sallar öyle alırız.
Hüseyin Üzmez’in hiç geçmişi araştırıldı mı?
Tamam, gazetenin misyonuyla örtüşen mükemmel yazılar yazabilir.
Büyüklerin bir sözü vardır; Yazın yediğin hurmalar, kışın oranı buranı tırmalar, diye. (Bu sözü yazınca her nedense aklıma üstad Hasan Karakaya geldi.)
Hüseyin Üzmez’in geçmişte yaptığı hatalar şimdi gün yüzüne vurdu ve gazeteyi zora soktu.
Gazetenin sabık yazarının geçmişteki mesai arkadaşları onun uçkuruna düşkün olduğunu biliyorlardı.
Geçmişinde yapmış olduğu evlilikler olsun, mesai arkadaşlarına karşı yapmış olduğu hatalar olsun bunları gazete yönetimi bilmiyor mu?
Elbette biliyordur.
Hüseyin Üzmez’i geçmişinin temiz olmamasından ve son yaptığı gayrimeşru hareketten dolayı kimse savunamaz.
Anadolu’da Vakit Gazetesi bile savunamaz.
Gazetenin malum medya dediği gazetelerin de “Vakit Gazetesi’nin yazarı Hüseyin Üzmez” söylemlerini ortadan kaldırmak için rengini kesinlikle rengini belli etmelidir.
Kalın harflerle yazmalıdır ki, “Hüseyin Üzmez’in yaptığı kesinlikle ahlaka sığmaz” diye.
Hiç hazımsızlığa gerek yok.
İnsanlar da hata yaptığı gibi gazeteler de hata yapabilir. Bu çok doğaldır.
Ancak Anadolu’da Vakit hiçbir zaman yaptığı hataları kabul etmiyor.
Daha düne kadar kendini mehdi ilan edenlerin reklam ve ilanlarını da veren bu gazeteydi.
Kendi fikrinden olmayan kişi ve kurumların menfi haberlerini göze batırıcı şekilde yazıp da kendi fikrinde olan kişi ve kurumların menfi haberlerini es geçen de yine bu gazete.
Sindirmeyi bilmek gerektir.
Olaylara objektif yaklaşılmalıdır.
Hatayı herkes yapabilir. Ama önemli olan hatayı kabul etmektir.
Bu büyük erdemliliktir.
Bence Anadolu’da Vakit Gazetesi, Hüseyin Üzmez konusunda rengini kesinlikle belli etmelidir ve eski yazarının hatasını kabul etmelidir.
Eğer gazete hataları konusunda ısrar ederse okuyucu kitlesinin ona güveni sarsılır ve misyonu da tamamen ortadan kalkar.
Bizim bu uyarımız sadece dostçadır.
Artık, uyarımızı dikkate alırlar mı, almazlar mı kendi bilecekleri iş.
Bizden söylemesi.