Yıllardır yazılarımda söylerim dururum, eski samimiyet yok, dava ruhu kaybedildi, Müslümanlar dünyevileşti, birçok fırsatçı bir yerlere üşüşmüş ve takıyye yapıyor, rant ve makam devşiriyor, bir zamanların en hızlı tefecileri ve zamparaları şimdilerde çıkar hesaplı Molla Gürani'yi oynuyor vesaire vesaire.....İşte biz bunları söyler söyler dururuz bizim Müslüman kardeşlerden çıt yok.....Çıt yok deyince benim bir de "ÇIT YOK" adlı yazım vardır....O da çok önemli mesajları barındıran bir yazıdır....
Neyse konuya dönersek; biz bunları yazarken, kendimizi ciddi anlamda tehlikelere atarken birkaç Ebuzer meşrep müslüman hariç kimse destek vermiyordu. İnanmadığından değil, korkaklığından/ödlekliğinden filan....Haliyle çok eski dostum, birlikte 1989 lu yıllarda aynı ilçede (Çamlıdere) görev yaptığım öğretmen yoldaşım Hamit KAYA'nın da hakkı söyleyen yazılarıma destek verdiğini söyleyemeyeceğim....Ama son dönemlerde ne olmuşsa, bu da iyi bir gelişmedir....HAMİT HOCA BENİM YILLARDIR UYARDIĞIM, İYİ NİYETLE İKAZ ETTİĞİM ŞEYLERİ SÖYLEMEYE YAZMAYA BAŞLADI.....Eski milli görüş arkadaşım olan Hamit Hocamız vicdanen huzursuz olmalı ki geç de olsa bazı gerçekleri deklare etmeye başladı...Herşeye rağmen kendisini kutluyor ve ona dua ediyorum....Facebookta paylaştığı referandum sonucunu da havi şu değerli içeriği sizinle paylaşıyorum.
"Sene 1988 olabilir. Anadol marka bir otomobilim var. Benzin göstergesi çalışmıyor. Şamandıra aldım ve kendim değiştirdim. Gösterge düzeldi ama o güne kadar saat gibi çalışan arabam teklemeye, yolda kalmaya başladı. Karbüratörü temizlettim, bujileri değiştirdim, buji kablolarını yeniledim, platinine baktırdım nafile. Yaz tatili için gittiğim Yalova dönüşü öğretmenler kuruluna yetişmek için yaptığım o yolculuğu asla unutamıyorum. Sonunda hatayı buldum. Şamandıranın depoya değen kısmı düz olduğu için benzini tam ememiyor ve yolda kalıyor. Depodan benzini emen borunun alt kenarını birazcık eyeledim ve problem çözüldü.
Şu mübarek Çarşamba günü bunu niye anlattım?
Yeni bir referandumdan çıktık. Çok güzel değerlendirmeler yapılıyor. Genelde herkesin ortak kanaati bir dezenformasyonun, çürümenin, sekülerleşip dünya nimetlerine dalmanın vb. varlığı. Sanki Erbakan Hocamın kestiği para muslukları tekrar bağlanmış ve birileri bu musluklardan çeşitli legal görünümlü yollarla yararlanıyorlar. Musluklar kesilmesin diye de üç maymunları oynuyorlar. Dilsiz, sağı ve kör numarası yapıyorlar. Sonra da benim, Anadol'da yaptığım hata yapılıyor ve hata önceki parçalarda aranıyor. Halbuki hata son takılan parçada çıkıyor.
" Eski dostlar, düşman olmaz." Bir yanlışlık varsa kafileye sonradan dahil olanlarda aramak lazım benim kanaatim. Ben Sayın Cumhurbaşkanımızın yerinde olsam 1994'lere geri dönerim ve o günkü psikolojiyi yeniden diriltmeye çalışırım. "YENİDEN DİRİLİŞ" gerekli. Mesela ben belediye başkanlıkları kazanıldığında belediye binalarına yazılan; " Rüşvet alan da veren de mel'undur." manzarasına bile hasret kaldım.
Ben artık göremiyorum. Herhangi bir belediyemizde bunu gören varsa resmini çeksin ve paylaşsın, beğenelim.Yeniden "ibadet aşkıyla" çalışmalar yaptığımız o dönemdeki hâlimize dönelim ve para, makam, ihale, gelecek vb. aşkıyla değil de "fi sebilillah" çalışalım. Nerede kaybettiysek orada arayalım. "Bize ne oldu?" diyelim.
Kaybetmeye yüz tutan ama bizi biz yapan değerlere yeniden sahip olmaya çalışalım.
Ben ürüne bakıyorum. Ürün hatalı çıkıyorsa hatayı sistemde aramak lazım düşüncesindeyim. Öğrenci istediğimiz seviyede değilse eğitim sistemi, cemaat istediğimiz kalitede değilse diyanet sistemi ..... yeniden gözden geçirilmelidir. Böyle yapmadığımız sürece; " Vay be! Erbakan Hoca yine haklı çıktı. Yıllarca önce bunu söylemişti. vb." sözleri çooook duyarız.
Geleceğin, bu günlerden daha güzel olması dileğimle hepimiz Allah(c.c.) emanet olalım inşallah."
Evet Hamit hocam, tekrar edersem geç de olsa bu hakkı her daim söyleyen ama bunu hep yapıcı oarak iyi niyetle beyan eden Adnan Hocaya destek verdiğin ve hakikatleri eğmeden bükmeden söylediğin için teşekkürler...
Eski dostun Adnan ZEKİ nam-ı diğer AŞKETTİN