Değerli dostum, aziz hemşerim aynı zamanda köşe komşum Ahmet BULUT köşesinin başlığını “çocuklarımızı kimlere teslim ediyoruz” diye koymuş. Birkaç gündür bir bayan öğretmenin güya masumane aşkını ekranlarda açıklaması Ahmet kardeşimin attığı başlığı aklıma getirdi.
Herkesin malumu, son günlerde en çarpıcı ve gündemde olan haberler bir emniyet müdürünün hayat akışı ile ilgili. Ben emniyet müdürünün kitabıyla veya kendisine atfedilen karargah evleri suçlamasıyla ilgili yazmak istemiyorum. Beni asıl ilgilendiren konu artık pervasızca ortaya konulan ve hayasızca yaşanan evli insanların ahlaksız ilişkileri.
Şu işe bakın, biri canımızı ve namusumuzu emanet ettiğimiz bir emniyet müdürü diğeri de çocuklarımızı emanet ettiğimiz bir öğretmen. Evli oldukları halde ve hassaten meslekleri itibariyle örnek olmaları gerekirken yasak bir ilişki içinde olmuşlar. Televizyon kanalları da reyting uğruna bu açıklamaları ve haberleri büyük bir iştahla yayınlıyor.
Dünyanın bütün medeniyetleri ve gelmiş bütün semavi dinler ailenin kutsallığını ve korunması gerektiğini savunur. Semavi dinler ve büyük medeniyetler insanların aile hayatı kurarak meşru zeminlerde ve meskenlerde yaşamalarını ister. Bu aklı kıtların anlayamayacağı kadar önemlidir. Zira aile hayatı toplumda yok oldukça o toplumda hızla yok olmaya başlar.
Geçen gece bir hadis sohbeti dinledim. Altı sınıf insan Allah’ın emanı altında sayıldı. Bu sınıfların biri de akşam olunca meskenlerinde( ailelerinin yanında) olan insanlar denildi. Mesken sükuna erilen, huzuru erilen yer demek.
Şimdi insanlar huzuru kendi yuvalarında değil de kendileri için yasak, kendilerine haram olan yuvalarda arıyorlar.
Halbuki orada huzur olmaz. Orda ahlaksızlık var, orda aileyi dağıtma, çocukların boyunlarını bükme var. Düşünsenize; yukarıda bahsedilen durumda her iki tarafın çocukları ne durumdadır? Beraber oynadıkları çocuklara, sınıf arkadaşlarına ne cevap verebilirler? Şehvetlerini, zevklerini düşünen bu toplum ve aile virüsleri, bozdukları ailenin, yıktıkları toplumun, dünyalarını kararttıkları çocukların hesabını verebilirler mi?
Bir garip ve acınacak durum da şudur: İnsanların artık bu tip ahlaksız ilişkilere tepkisiz olması. Birileri çıkıyor özel hayat diyor, bir diğer grup da canım mutlu değillerse olabilir diyor… Hele bir kısım ünlülerin böyle durumları ortaya çıktıkça bu ahlaksızlıkları telin edenler nerdeyse suçlanır oluyor. Allah akıl, fikir, iz’an versin.
Öte yandan teslim edilen çocukların kimlere teslim edildiği uzun zamandır hep endişe konusu. Bize Allah’ın emaneti olan çocuklar, kimi zaman ailede, kimi zaman sokakta, kimi zaman maalesef okullarda heder oluyor. Ailenin ve devletin büyük fedakarlıklarla emek sarf ettiği çocuklar, kötü yetişmiş, kötü niyetli insanlara muhatap oldukça onca emek karşılığını bulamıyor. Üstüne üstlük tv kanallarında oynatılan hilkat garibesi diziler ve programlar da bu toplumun dokusunu tamiri zor bir şekilde tahrip ediyor.
Mümkün olsa da bütün tv kanalları akşam haberlerinden sonra 22.00-23.00 ‘e kadar, ama gerçekten konusunun uzmanlarınca aile ve toplum sağlığı programları yapsalar.