Akradaşlarla Çaylar Demli, Muhabbet Koyu‏

Demliyazılar

Mensubu olmakla övündüğüm kurumlardan biri de AKRA FM.

AKRA’lı olmak yani Akradaş olmak cidden farklı bir durum.

Çünkü AKRA FM Türkiye’de kurulan ilk milli ruhu taşıyan radyolardan biriydi.

Hatta radyodan öte bir okul gibiydi.

1993 – 1996 dönemlerimde Güngören’den ta Çamlıca’nın tepelerine her iş günü sefere çıkardım. O zamanlar kolay değil bir kıtadan diğer kıtaya geçmek.

127 numaralı İETT otobüsünün abonesiydim.

O zamanlar şimdiki gibi metrobüs yoktu.

Üç yıl boyunca 127’nin çilesini çektim ama inanın zevkliydi.

Çünkü AKRA FM gibi bir kuruluşta şevkle ve zevkle çalışıyordum.

Yeni kurulmuş radyoya bir şeyler katmanın çabası içindeydim.

Henüz radyomuz emekleme dönemindeydi.

Biliyor musunuz arkamızda holding yoktu.

Radyoculuk her zaman gideri olan bir sektör.

Arkasında mutlaka finansmanı olmalı.

Yoksa radyoculuk yürümez.

Biz bu radyonun ayakta kalması için üstün çabalarla çalışıyorduk.

İşte böyle bir ortamda çalıştığımız arkadaşlarla dördüncü kez Süleymaniye’nin gölgesi altında iftar yemeğinde buluştuk.

Kimler yoktu ki?

En başta Genel Müdürümüz, babacan tavırlarıyla bizlere ağabeylik yapan Hüseyin Emin Öztürk Bey vardı.

Şakalarıyla ve güler yüzüyle Kemal Ayyıldız da iftar soframıza farklılık katan biriydi.

Ağır abi tavırlarıyla, olgunluğuyla ve vakarından ödün vermeyen Recep Koçak Abimiz de iftara ayrı bir renk katmıştı.

Aydın kardeşim de iftarı organize eden isimdi ve çalışkanlığıyla takdir topladı. Kendisine buradan ziyadesiyle teşekkür ederim.

Sabri Çelebioğlu da mütevazi davranışlarıyla herkese örnek olmuştu o akşam.

Kemal Kaptaner Abiyi de unutmamak gerek. Zaten unutulacak gibi değildi. Çünkü yıllar geçmişti ama O aynı Kemal Kaptaner’di.

Bunların yanı sıra iftarı İlyas Ertemur, Yunus Göksu, Ahmet Doğan gibi güzel insanlar şereflendirmişlerdi.

İbrahim Sadri de aramızda olacaktı lakin Denizli’deki programından dolayı gelememişti.

Hüseyin Goncagül abimiz de biz iftarı beklerken “yoldayım geliyorum” haberi ulaşmıştı ama hala onun gelmesini bekliyoruz!

Bereketli iftar yemeğini Süleymaniye Camii’nin silüetinin altında yüzlerce kişiyle birlikte yerken, oranın manevi havasını anlatılmayacak derecede hissediyorduk.

Herkes büyük bir hoşgörü ve büyük bir manevi haz içinde yemeklerini kaşıklarken, Süleymaniye’nin o hoş kubbesinin gölgesinde insan kendini geçmişin gizemli anlarında buluyordu.

Kim bilir nice insanlar bu kubbenin altında iftarda buluştular ve dostluklarını pekiştirdiler.

Asırlar geçmiş, koskoca Süleymaniye yerinde ama insanlar değişmiş.

Yıllar eskimiş ama Süleymaniye aynı günkü gibi dipdiri karşımızda duruyor.

Yemeklerin ardından akşam namazının telaşı düştü tüm Akradaşlara.

Herkes namazını eda ettikten sonra Mimar Sinan Terası denen yere gittik.

Terasta muhteşem bir görüntü.

Karşında muhteşem Boğaziçi Köprüsü tüm ışıklarıyla adeta gülümsüyor.

Ya Galata Köprüsüyle Yeni Camiye ne demeli; ışıl ışıl.

O terasta İstanbul ayaklarımın altında renk ve ışık çümbüşü.

Üfül üfül esen rüzgarın altında çaylarımızı yudumlarken tüm AKRA Dostlarıyla herkes geçmişi yad ediyordu.

AKRA’da yaşanan o tatlı ve sıkıntılı günler ne kadar da zevkliymiş meğer.

Herkes kendinden biraz bahsederken finali Genel Müdürümüz Hüseyin Abi yaptı.

Hüseyin Abi anlattıklarıyla bizlere dersler verdi

Rahmetli Hocamız Prof. Dr. Mahmud Es’ad, Hüseyin Abiye AKRA FM’e Genel Müdürlük yapmasını önerirken “Ben radyoculuktan anlamam Hocam, nasıl yapabilirim? Bana kim yardım eder?” diye sıkıntısını dile getirirken Rahmetli Hocamız ders verircesine şöyle demiş; “Hüseyin Bey, bana da Rahmetli Hocamız Mehmed Zahid Efendi bu görevi verirken bu işin zorluğundan bahsettiğimde, “Evladım merak etme, sana yardım eden olur”. Hüseyin Abi de bu büyük sözün teşvikiyle görevi kabul etmiş ve hakikaten de ona yardım edenler çok olmuştu.

En basitinden Hacegan Restaurant olayı.

Hiç akılda yokken Hacegan Restaurantın işletmesi AKRA FM’e geçmişti.

Bu restaurantın işletmesini yapan kişi hacca gidince, buranın artık içkili halden kurtulmasını istemiş ve bir vesileyle de Hüseyin Abi buna el atmış ve yıllarca Hacegan Restaurant, AKRA FM’i finanse etmişti.

Demek ki hayırlı bir iş olunca gizemli eller yardımcı oluyor.

Gecenin bitmesini istemiyorduk.

Muhabbetin tabir-i caizse dibini vurduğu o akşamda Kemal Ayyıldız’ın esprileri herkesin yüzünü güldürdü.

Kendisi sanki bize stand up yapıyordu.

Çok güzel bir iftar ve geceydi.

Çayların demli, muhabbetin koyu olduğu bu gece benim için unutulmaz bir iftar programı olmuştu.

Emeği geçen bütün dostlara tekrar teşekkür ederim.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.