Sevgili okuyucularım ilk defa Habernamede moderatörümüz ve soyadaşım Kemal Bozkurt Beyin talep ve teşviki ile sizinle bu köşede aklıma ve gözüme takılanları ve sizinle paylaşmakta fayda gördüğüm konuları tahlil etmek istiyorum. Allahın rahmeti bereketi üzerinize olsun. Besmele ile yazıma başlamak ve ilk konu olarak da Yüce kitabımız Kuranı Kerimin ilk inen ‘’Oku seni yaratan Rabbinin adıyla’’ ayetinden ilham alarak konuya girmek istiyorum.
Kitaplar okunmak içindir. Ama millet olarak okuma alışkanlığımız olmadığı için cilt cilt kitaplarımız sadece kütüphanedeki raflarımızı süslemekle kalıyor. Muhtelif zamanlarda ama kitapçıdan aldığımız ama gazetelerden promosyon olarak verilen Kuranı Kerimler, cilt cilt tefsirler hadis kitapları diğer dini ve edebi kitaplar veya mesleki kitaplarımız kütüphanemizi doldurur kütüphanemizi göze hitap edecek şekilde güzel bir dekor olarak süsler. Bu durumda ya okumaya gayret edip okumalı veya hiç okumayacağımız kitapları almamalı. Böylece boşuna para harcamamış oluruz. Veyahutta o kitabı ihtiyacı olana vermek lazım. Kitap almamalı görüşüme yayıncılar itiraz edebilirler. En iyisi okumaya gayret etmek veya fazla kitapları okuyacak olanlara vermek. Tabii okumadığımız fakat herhangi bir zamanda da okuyabileceğimiz kitaplar o başka. Sözümün burasında Mehmed Zahid Kotku ile ilgili bir hatıramı paylaşmak istiyorum. Birgün Hocaefendinin misafirleri arasında 12 yaşında ilkokul öğrencisi bir çocuk bulunuyordu. Hocamızın misafir kabul salonu olarak dikdörtgen şeklinde büyükçe bir odası vardı. Yer minderi döşeli odada iki duvarda duvardan duvara ve kitaplarla dolu bir kütüphanesi vardı. O çocuk Hocamıza ‘’Sen bu kitapları okudun mu’’ diye sorunca Hocamız ‘’Okunmayacak kitabın orada ne işi var?’’ dedi. Yani Hocamız o kadar kitabı okuduğunu ifade ediyordu. Hocamızın o kitapları nasıl okuduğuna hala inanamamışımdır.
Şahsen benim kendimden başlayarak önerim kitapların varlığı bizi rahatsız ederek okumaya teşvik etmeli. Ev halkı eş ve çocuklarla birlikte mesela akşam yemeğinden sonra veya yatmadan önce veya ev halkı olarak uygun bir saatte 15 dakika veya yarım saat pekala kitap okumak için program yapılabilir. Eğitim biliyorsunuz evde başlar. Bunu bir program dahilinde yapmak çok zor olmasa gerektir. İstenirse yapılabilir.
Amerikan Başkanlarından J.F. Kennedy yetişmesinde en büyük amil Baba Kennedy nin düzenli olarak uyguladığı aile içi eğitimdir. Baba Kennedy yemekten sonra çocukları ile devlet meselelerini siyasi meseleleri müzakere eder, buradan çocuklarının bilgisini artırır ufkunu açarmış. Malum Kennedy ailesinden senatörler valiler ve başkan çıktı. Biz de kendi ölçeğimizde ve çerçevemizde bu tür bir programı neden yapamayalım? Bugün okullardaki eğitimde bizim nesile göre seviyenin yükselmiş olduğunu gördüm. Bizim zamanımızda 2 kere 2nin 4 ettiğini öğrettiler. Bu gün 2 kere 2 nin dört ettiğini çocuklara bulduruyorlar. Her alanda bilimin ilerlediği ve üstelik ülkemizin dünyada yıldızının gittikçe parladığı bir zamanda bizim hala kitap okumayı günlük bir iş alışkanlık haline getiremememiz kabul edilemez bir noksanlıktır. Çünkü Türkiye eğer ekonomik ve siyasi olarak dünyanın süper gücü olacaksa ve İslam Medeniyetimizi tekrar ihya edeceksek eğer fertler olarak bilgili ve kültürlü olmak zorundayız. Bunun da ilk adımı kitap okumaktır. Hangi ve nasıl kitapları okuyalım sorusu bu da önemli inşaAllah bu da ayrı bir yazı konusu olarak ele alacağım inşaAllah. Allaha emanet olunuz.