akit’e Kocaman Günaydın
Türkiye’de okunacak pek gazete yok.
Benim okuyacağım gazete; tarafsız, dürüst, korkusuz, yalansız, hiçbir gücün ve kuvvetin arkasında olmamalıdır.
Eğer bunlardan hiçbir yoksa sen okuyucunu yönlendiriyorsun demektir. Sen sadece elindekileri okurunu vereceksin ve gerekli yorumu okurun yapacak.
Haberler de olduğu gibi keza köşe yazılarında da dürüst olacaksın. Belki köşe yazılarında taraf tutabilirsin ama tüm doğruları ve yanlışları okuruna göstererek yorum katıp tarafgir olabilirsin.
Türkiye’de böyle kalitede bir gazeteyi bulmak mümkün değil. İster bu yazılı gazete olsun isterse internet gazetesi.
Daha önceden akit Gazetesi’ni bu vasıflardan sayardım. Ancak Akparti iktidarından sonra bu özelliklerinden büyük bir kısmını kaybetti.
Hükümet tarafgirliği yapar tarzda haberler vermeye çalıştı.
Hükümetin yanlışlıklarını ya görmüyor ya da görse ufak puntolarla geçiştiriyor.
Ama muhalefetin yanlışlıklarını kocaman puntolarla yazmaktan geri kalmıyor.
Köşe yazılarında da bunu görüyoruz.
Hele ki gazetenin en etkili ismi Hasan Karakaya da hükümeti pek incitmemeye çalışıyor.
Ama muhalefete kocaman kocaman sallamaktan da geri kalmıyor.
Daha düne kadar Fethullah Gülen’e toz kondurmayan üstad kalem şimdi nasıl oldu da birden bire Fethullah Gülen’in düşmanı oldu.
Bilmiyor muydu cemaatin başkaldırısından önce Fethullah Gülen’in Rahmetli Erbakan hakkındaki tavırlarını?
Ya Ecevit’e şefaatçi olacağını da bilmiyor muydu?
Şimdi mi aklına geldi Fethullah Gülen’in okulları devredeceğini?
Hepsini biliyordu da neden kavga çıkınca ortaya çıkardı?
Neden olaylara objektif yaklaşıp da gerçekleri okurlarından gizledi?
Bana sakın demesin onun böyle yapacağını?
Eğer binlerce okurun varsa sen geleceği de görüp öyle yazmalısın.
Herkesi karalarken bir gün de sana böyle yapılacağını bilmelisin.
28 Şubat dönemindeyken merhum bir Kanaat Önderimiz Fethullah Gülen için “sakın ona Hocaefendi diye hitap etmeyin, sadece Fethullah Bey” deyin derken neden akit Gazetesi bu Kanaat Önderinin sözlerini dikkate almadı?
Birilerine sallamak kolay.
Bak toz kondurmadığın adamlar şimdi sana altmış tane dava açmış.
Seni düşman bellemişler.
O toz konduramadığın dostların artık senin her açığını yakalamak istiyorlar.
İyi düşünün kimler senin dostun, kimler düşmanın.
Uyanamadıysan uyan artık.
Ya da işinin geldiği gibi yapma.
Gördüğün gerçekleri, illa ki senin kuyruğuna basıldığın zaman yazma.
Ne zaman görüyorsan okurlarını o zaman uyar.
Beklilerle kalem çalınmaz.
Gerçeklerle kalem çalınır.
Yalan mı Hasan Ağabey?