Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 2003 senesinde iktidara gelmeden önceki en önemli seçim vaadi “3Y (Yoksulluk, Yolsuzluk, Yasaklar) ile Savaşacağız” sloganıydı ki tutmuştu. Çünkü halk yolsuzluk skandallarından, devlette ve belediyelerde israftan, ekonomik daralmadan ve fakirlikten bıkmıştı. Çareyi AK Partisi’de görmüş ve iktidara getirmişti. Halk doğru bir karar vermişti ve netice de almıştı.
21 sene sonra ise durum değişti. 3Y ile savaşma konusu belli ki öncelikli sırada değil artık. Birkaç örnekle açıklamaya çalışayım. İddialara göre:
- Cumhur İttifakından MHP Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı seçimi hezimet bir sonuçla kaybettiğini anladığının sabahında tedarikçi firmaların birkaç yüz milyon TL’lik faturalarının ödenmesini sağlamak için belediyeye gidiyor. Emrini yerine getirmeyen memurları ardı arkasına işten kovuyor. Normal olmayan bu hareketlerin ne maksatla yapıldığını anlamak için allameyi cihan olmaya gerek yok sanırım. Aynı belediye reisinin 1 milyon TL’lik çerez faturasının da ödenmesi için bastırması lazımdı bence!
- Yeniden seçilen AK Parti Ümraniye Belediye Başkanı seçimlerden önce vatandaşların bakkallardaki veresiye borçlarını kapatmış. Bazılarınız diyecek ki ne var bunda? Bir belediye seçmenlerin bakkal borçlarını ödemez! Çünkü yaptığı hizmetlerden ayrım olmadan herkesin istifade edebilmesi gerekir. Ayrıca o veresiye borçların şişirilmediği veya içerisinde rakı, bira ve şarap gibi belediye hizmetleri ile örtüşmeyecek kalemlerin olmadığı ne malum!
- AK Parti Sancaktepe Belediye Başkanı içerisinde türlü şatafatların olduğu devasa bir belediye sarayı yaptırmış. İnanın bana bu arkadaş Miami şehrinin belediye binasını görse yerin dibine girer!
- AK Parti belediyelerini devralan birçok yeni belediye başkanları kasaları tam takır kuru bakır bulmuşlar. Öyle ki işçi ve memurlara maaş verecek para yokmuş.
Bu iddiaları çoğaltmak mümkün. Bunların hepsi 21 sene önce insanlara AK Parti’yi tercih ettiren sebeplerdi. Şimdi bunlar AK Parti’den uzaklaştıran sebepler oldu. Çünkü enflasyon ve hayat pahalılığı bu boyutta iken kamu tasarrufu konusunda pek bir adım atılmıyor gibi görünüyor ve halk da bunu görebiliyor.
AK Parti böyle bir parti değil! Ama içerisinde “Tayyip Bey ne yapar eder yine bize kazandırır” düşüncesiyle hareket eden düşük kalibrede ve aç gözlü insanlar olduğu görülüyor. Tayyip Bey bu sefer kazandıramadı. Aslında Tayyip Bey olmasaydı bu oy oranlarının da alınması mümkün değildi ya! Hadi neyse!
Önümüzde 4 sene var. Tayyip Bey ve AK Parti kurmaylarının 2018 yılı seçimlerinden beri vaat ettikleri ama gerçekleşleştirmedikleri “büyük değişim” artık kaçınılmaz hale geldi.
Siyaseti meslek haline getirmişlerden, “halka hizmet” ilkesinden uzaklaşmışlardan, ve halkla arasına mesafe girmiş olan siyasetçilerden silkinme zamanı geldi de geçiyor bile.
İnanıyorum ki Recep Tayyip Erdoğan 17/25 Aralık adli darbe girişimleri sonrası gösterdiği dimdik duruşu yeniden gösterecektir. İş yapmayan ve faydadan çok zarar getiren çürük yumurtaları temizleyecek ve yerlerine halka hizmet ve millet aşkıyla dolu ferasetli gençlerin geçirilmesini ve bunlarla yola devam edilmesini sağlayacaktır.
Halk ancak yeniden inanırsa AK Parti için yine sandığa gidecek ve desteğini verecektir. Yani “büyük değişim” şart. Bunu yapmanın çok zor bir şey olduğunu tahmin edebiliyorum ama bunu yaparsa yine Tayyip Bey yapar!
Dipnot: Yoksulluk bahsini bir önceki köşe yazımda ele aldığım için burada yeniden yer vermedim. Hala kaldırılması gereken yasaklar olmakla birlikte AK Parti’nin özgürlükleri arttırdığına inanıyorum.