Siyasetle, iktisatla, ticaretle, medyayla, kültürle, hukuk ve yargıyla, belediyecilikle ahlakın ne alakası var diyenler ne kadar yanılıyor.
Ahlâk her şeyin üzerindedir.
Siyasette ahlak olmazsa durum böyle olur.
İktisat hayatında ahlak olmazsa vahşi ve canavar kapitalizm olur.
Ticarette ahlak olmazsa sucuğun, kıymanın üzerine "Etlerimiz yüzde yüz D. etidir" diye yazarlar, domuzu dana diye yedirirler.
Belediye hizmetlerine ahlak hakim olmazsa, onları ahlak denetlemezse ne mi olur? Hah hah ha!..
Ahlak tarihçiye bile lazımdır. Bizdeki düzmece resmî ideoloji ahlakını ahlaklı tarihçiler yazmadı.
Medyada ahlak olmazsa, gazeteler yalan dolan, müstehcen neşriyat yapar.
Sporda ahlak olmazsa şike yapılır, bin bir türlü rezalet, hıyanet, kepazelik olur.
Şu at yarışlarına bile ahlak lazımdır. Siz at yarışlarındaki hikayeleri bilmiyor musunuz?
Şu malum kesimde ahlak olmadığı içindir ki, ayda 3 bin lira maaşı olan şu kişinin aylık bütçesi 13 bin liradır.
Ahlak olmazsa din işleri, din hizmetleri de bozulur. Sizin müfettiş raporlarından haberiniz yok mu?
"Ahlak iledir nizam-ı âlem" denilmiştir. Ahlak olmazsa, ahlak çiğnenirse nizam-ı âlem bozulur, devlet halk ülke çöker.
Öğrenciler ahlaklı yetiştirilmezse sınavlarda kopya çekilir.
Bu memlekette yeterli ahlak olsaydı hırsızlık bu kadar genel ve yoğun olur muydu?
O beş çocuklu karı ahlaklı ve faziletli olsaydı, internette tanıştığı âşığını gece eve alır, kocasının uyuduğu odanın bitişiğinde zina yapar mıydı?
O lokantacı veya kebapçı ahlaktan nasibini almış olsaydı müşterilerine domuz, eşek, at eti yedirir miydi?
Evet ahlak ekmek gibi, su gibi, hava gibi lazımdır bir ülkeye, bir halka, bir devlete.
Türkiye ahlaksız kalkınamaz.
Ahlaksız kalkınma olabilseydi Hitler Almanyası bugün dünyanın süper gücü olurdu.
Roma ahlaksızlıktan batmıştır.
Osmanlı devleti ahlaksızlıktan batmıştır.
İslâm dünyası, bugünkü perişan ve zelil hale Kur'ân, Sünnet, İslâm ahlakına uymadığı için düşmüştür.
Ahlaksız adalet olmaz.
Ahlaksız eğitim olmaz.
Ahlaksız devlet idaresi olmaz.
Ahlaksız mahallî hizmetler olmaz.
Ailede, okullarda, toplumda çocuklara, gençlere iyi ile kötüyü doğru dürüst öğretmezseniz ülke batar.
Gökdelenler, köprüler, otoyollar, lüks meskenler ve otolar, barajlar, havaalanları, stadyumlar her şeyin yolunda gittiğini ispata yetmez. Önce ahlaka bakmak lazım.
Ülkende güven ve adalet içinde yaşıyabiliyor musun?
Evden kaçan 14 yaşındaki kız ailesine sağlam olarak mı dönüyor, yoksa 14 azgın erkeğin tecavüzüne uğramış halde mi?
Kapını kilitlemeden yatabiliyor musun?
Tramvayda 70 yaşındaki ihtiyar ayaktayken 18 yaşındaki genç oturuyor mu?
Koca koca adamlar, bürokratlar ihtilal ve darbe hazırlığı mı yapıyorlar?
250 milyar (300 olmuştur belki) kara para nasıl oluştu? Ahlakla mı, ahlaksızlıkla mı?
Okullarda 10 yaşındaki çocuklara uyuşturucuyu kimler sağlıyor? Onlara kimler göz yumuyor?
Ahlak olmazsa emanetler ehline verilmez. Emanetler ehline verilmezse devlet de çöker, ülke de.
Bu yollarla, bu şeddadî binalarla, bu köprüler, bu hızlı trenler, bu uçaklar, bu lüks otomobiller ile ülke çöker mi?.. Çökmez olur mu hiç. Nazi Almanyası çöktü, Sovyetler Birliği çöktü, ABD çöküş süreci içinde.
Evet bir ülkeye su gibi, hava gibi ahlak lazımdır.
Bilgelik lazımdır.
İşe yarar faydalı ilim, irfan lazımdır.
Ahlak, bilgelik ve fazilet olmazsa dinî hizmet ve faaliyetlerin de işi boşalır.
Ahlak olmazsa öncelikle fakirlerin hakkı olan zekatlar yerine ulaşmaz.
Ahlak olmazsa Müslümanlar bin parçaya ayrılır, Ümmet içinde çekişme başlar.
Ahlak olmazsa Tevhid ile Teslis bir tutulur.
Evet her şeyin başı ahlak, fazilet, bilgeliktir.
* (İkinci yazı)
Tohumları Toprağa Dikelim
İslâm dinine göre ağaç dikmek, yeşillendirmek hayırlı bir iştir ve bu hayrı yapana mükafat verilecektir. Meyveli ve meyvesiz ağaçların, ormanların, yeşilliklerin, çeşit çeşit bitkilerin faydaları sayılamayacak kadar çoktur.
Peygamber Efendimiz, "Dikilen ağaçtan alınacak meyve sayısı kadar dikene sevap verilir" buyurmuştur. (Ahmed İbn Hanbel)
Diğer bir hadîs: "Bir ağaçtan insanlar, hayvanlar, kuşlar yararlanırsa, o ağacı diken için sadaka olur." (Ahmed İbn Hanbel)
Bir kimse bir ağaç dikse, aradan uzun yıllar geçse, adam ölse, ağaç büyüse, gölgesinde biri dinlense ve ferahlansa dikene yine sevap yazılır, mükafat verilir.
Biri, çölleşen, bitki örtüsü tahrip edilen, erozyona uğrayan bir araziyi otlarla, çalılarla, ağaçlarla yeşillendirse yine sevap alır.
Ormanları yakanlar canidir, azap göreceklerdir.
Tarlalarda anız yakmak günahtır.
Aşağıda yazılı altı şeyi yapanlar, öldükten sonra sevap kazanırlar, amel defterleri açık olur:
1. (Dine uygun olan, dine aykırı olmayan) faydalı bir kitap yazan.
2. Bir su kuyusu açan.
3. Bir çeşme yaptıran.
4. Meyve ağacı diken.
5. Bir cami veya mescid yaptıran.
6. Kendisi öldükten sonra, ona dua edecek veya ettirecek sâlih evlat yetiştiren.
Ağaç dikmek de böyledir.
Doğa Gönüllüleri Derneği bir e-mail göndermiş. Metnini aşağıda okuyacaksınız. Bu tavsiyelere uyalım ve meyve çekirdeklerini çöpe değil, uygun ve müsait yerlerde toprağa dikelim. Çok küçük bir zahmet ve külfet ile sevap kazanabiliriz, iyi bir iş yapmış oluruz.
e-mail metni:
Yeryüzünün aldığı yağmur oranı 10 yıllık aralıklarda artar. Bu sene (2010) dünyanın periyodik olarak en çok yağmur alan yıllarından biri olacak, yeni toprağın bereketinin yüksek olacağı bir yıl.
Bu nedenle yediğiniz kayısı, şeftali, kiraz, vişne, karpuz, kavun, erik vb. meyvelerin çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın, hele çöp poşetlerine ASLA hapsetmeyin. Mümkünse her hangi bir yerde toprağın 10 cm. altına gömün. Üzerine de bir bardak su dökün.
Gömme imkanınız yoksa bir poşette bu çekirdekleri biriktirip yanınıza alın (ya da arabanıza koyun) arsa, tarla, toprak yol kenarı, yamaç gibi toprağı gördüğünüz alanlara bu çekirdeklerinizi savurun, korkmayın bu çevre kirliliği değildir aksine çevre için yeni hayattır. Doğa hemen o yeni çekirdekleri kucaklar ve besler.
Yapacağınız en kötü hareket çekirdekleri poşetlere hapsetmektir! Bunu yapmayın ve yaptırmayın.
Yapılan çalışmalarda doğaya başıboş atılan ya da dikilen bu çekirdeklerin en az yarısının yeşerip ağaç veya bitki olduğu kanıtlanmış.
En büyük israflardan birisi meyve çekirdeklerinin çöpe atılması, ülkemiz adına küçümsenemeyecek büyük bir servet ziyan ediliyor.
Daha yeşil bir ülke için, daha temiz hava için, toprak kaymasını önlemek ve yeni nesillerimize yeşil bir dünya bırakmak için hep birlikte elimizden geldiğince meyve çekirdeği gömelim, savuralım, fırlatalım...
Bu uygulama TEMA tarafından başlatıldı ve bilinçli toplum olarak bizlerin desteklerini bekliyor. Doğaya yardım etmek, gelecekte etrafımızı saracak beton ve gökdelenlerden alamayacağımız oksijeni karşılamak için bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacaktır.
Çöpe atmadığınız her çekirdek için şimdiden teşekkürler.
Doğa Gönüllüleri Derneği
(LÜTFEN BU YAZIYI TÜM DOSTLARIMIZLA PAYLAŞALIM)