Epeydir siyaset üzerine yazı yazmamıştım.
Ancak CHP Genel Başkanı yapılan Kemal Kılıçdaroğlu varken çok siyasi malzeme çıkıyor.
Sadece yazanlara mı?
Çizenlere de çıkıyor?
Karikatürize bir tipi var Sayın Kılıçdaroğlu’nun.
Geçenlerde sallamış Trabzon’da;” Trabzonspor Şampiyon, CHP İktidar”, diye.
Her gittiği yerde bir şampiyon çıkartacaktır mutlaka Kemal Efendi.
Meydan boş.
Ne de olsa meslekleri siyaset.
Salla gitsin.
Garibim vatandaş da şakşaklasın bunları.
Umduğumdan farklı çıktı Kemal Efendi.
Pek dolaşmaz diyordum ama maşallahı var, çok dolaşıyor.
Ama her gittiği yerde de vaatler vermek zorunda.
Çünkü siyasetin raconu bu.
Eğer sen halka doğru, yalan vaatte bulunmazsan siyaset yapamazsın.
Siyaseti bu hale getiren de bizleriz.
Ne acık ki..!
Dedim ya Kemal Efendi olunca siyasi malzeme de fazla oluyor.
Efendim kendileri kıskançlığından mı, yoksa gıpta ettiğinden mi, Başbakan Erdoğan siperi gitti diye o da “Allah Allah” nidalarıyla sipere gitti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da maşallahı var, boylu poslu.
Siperdeki kum çuvalları onu saklayamadı.
Ondan dolayı çökmek zorunda kaldı.
Çökecek tabii ki.
Sonuçta bu can.
Kim olursa olsun çökecek.
Çökmeseydi Mustafa Kemal Atatürk çökmezdi.
Bunu polemik bile yapmak abesle iştigal.
Ama bu polemiği yapanlar nazire edercesine gitti ve “bak ben çökmüyorum, ayaktayım ve yıkılmayacağım” dercesine hiç çökmedi.
Bırak bu ayakları Kemal Efendi.
Senin geleceğini bildiği için şanlı ordumuz sana öyle bir siper hazırlamışlar ki boyun kadar çuvallar.
Ne güzel demiş büyüklerimiz; Kılıçdaroğlu yuvarlanmış, TSK’sını bulmuş.
Ahbap – Çavuş ilişkisi.
Ne de güzel!
Sen devletin ajansını, televizyonunu almayacaksın.
Kendi personeline fotoğraf çektireceksin.
Ben diyorum; TSK’da harbi Paşa pek kalmamış.
Sen Türkiye Cumhuriyeti’nin koskoca başbakanına, Kemal Efendi kadar imtiyaz geçmeyeceksin.
Nerede senin paşalığın?
İşte bu yüzden halkın Ordu’ya güveni azalıyor.
Bana demesinler sakın; Ordu en güvenilir.
Ordu’da böyle paşalar olduktan sonra oraya güven gelmez.
Ha bir de unutmadan şunu da ekleyeyim;
Başbakan Erdoğan sipere gittiğinde oradaki askerlere moral vermek açısından hoş sohbette bulunuyordu.
Ama bizim Kemal Efendi çok donuktu.
İnsan bırak moral bulmayı, demoralize olur neredeyse.
…..
Kemal Efendi sen siyaset yapmıyorsun.
Sana siyaset yaptırıyorlar.
İnan sana siyaset bol geliyor.
Sen alışmışsın bürokratlığa.
Senin neyine siyaset.
Seni meydana itenler, inan ki seninle kukla gibi oynuyorlar.
Sen de farkındasın ama bindin bir alamete, gidiyorsun kıyamete…
Not : Bundan tam 17 yıl önce bugün katledilen Başbağlar Şehidlerini bir kez daha rahmetle anıyorum. Bilhassa bir yıl boyunca mesai arkadaşlığı yaptığım Ali Taşdelen Ağabeyimi de büyük üzüntüyle anıyorum. Çok tatlı anılarımız olmuştu. Lakin kahpe kurşunlar Onu da aramızdan aldı. Onlar şehidlik mertebesine yükselirken ya onları katledenler ne yapıyor? İşte yıllarca ben bu soruya cevap bulamadım. Aslında cevabı var. Ancak bu soruların cevabını verecek delikanlı siyasetçilerimiz pek az.