Tunus, son haftalarda siyasi hadiselerle dünyanın gündeminde. Ülkede gelecekle alakalı henüz sona ermemiş bir endişe, bir bekleyiş hakim. Yarım asıra yakın bir bekleyiş sonrası halk artık yönetime dokundu. Tunus sokaklarında "hürriyet" sadaları yankılanıyor.
Daha önceden bir kaç defa gidip görme fırsatını yakaladığım Akdeniz'in bu sıcak ülkesini tam "Habername " okuyucularıyla paylaşmaya hazırlanırken, son siyasi gelişmeler biraz kararsız olmama neden olmuştu. Sonunda "önce izlenimlerimi, daha sonra ise yaşanan son olayalar ve bölgeye etkilerini kaleme alırım" düşüncesiyle yazmaya karar verdim.
Tunus bir medeniyetler ülkesi. Berberiler, Fenikeliler, Romalılar, Bizanslılar, Osmanlılar ve Fransızlar tarafından büyük bir kültür mirası bırakılmış bağrına. İşte bu küçük fakat bağrında çok değerli hazineleri barındıran bu ülkeyi bize bakan yönüyle başka bir ülkeye benzetmek gerekirse "Afrika'da Bir Küçük Anadolu" demek her halde doğru olacaktır.
İstanbul Atatürk Havaalanı'nda başlayan, rotası Yunanistan ve Sicilya üzerinden Tunus olan yolculuk yaklaşık 2,5 saat sürüyor.
Tunus Havayollarının amblemi Ceylan. Arapça "Al- Gazâle". Aynı isimle bir de dergisi var. Tunus Havayolları diğer hava şirketleri gibi bu dergiyi yolcularına hediye olarak veriyor.Fransızca ve Arapça basılmış.Fransızca bilmediğimizden okurken tercihimiz Arapça oluyor. Türk vatandaşlarından vize istemeyen ülkelerden biri de Tunus.
Kartaca havaalanına inmeden gökyüzünde gözlere çarpan tek hakim renk beyaz. Evler, çatı ve duvarlar hep beyaz. Havaalanından çıkıldığında şehir merkezine kadar ki güzergahta son derece düzgün ve yeni asfalt yollar, geniş, ışıklı, palmiyeli caddeler, beş yıldızlı oteller, banka ve devlet dairelerinden oluşan yüksek ve modern binalar, ziyaretçilerin bu şehre karşı hayranlığını arttıran ilk görüntüler.
Binalarda en çok göze çarpan şey ise Tunus bayraklarının çokluğu. Uzaktan bakıldığında al bayrağımızın tıpkısı. Hatta aynı diyesi geliyor insanın. Kırmızı zemin üzerinde beyaz bir dairenin içerisine yerleştirilmiş kırmızı ay yıldızlı bayrak. Yabancı bir ülkede değil de; sanki ülkemizin güney sahillerinde bir yerdeymişiz gibi geliyor insana.
Aynı zamanda ülkenin başkenti olan Tunus şehri, tarihi ve modernizmi bir arada birleştirmiş bir şehir. Şehir merkezine doğru giderken ekseriyetle deniz kenarından devam eden yolculuğun bitiş yeri bir meydan. Meydanın (7 Kasım Meydanı) hemen ortasında yükselen, ülkeyi ziyaret edenlerin oldukça ilgisini çeken, meydanla aynı ismi paylaşan bir de saat kulesi var. 7 Kasım 1987, devlet başkanı Zeynelabidin bin Ali'nin (şimdiki devrik devlet başkanı) Habib Burgiba'dan yönetimi devraldığı tarih. Hemen bitiminde ise Habip Burgiba Bulvarı başlıyor. 2000 yılında ölen Burgiba, seksenli yılların sonlarına kadar televizyon ekranlarında çokça gördüğümüz, ismini sıkça duyduğumuz,Tunus'un bağımsızlık (20 Mart 1956) sonrası ilk devlet başkanı.
Tunus'un en modern bulvarının bitiminde tarihi Medina karşılıyor ziyaretçileri. Medina "eski şehir" anlamında. Her şehrin bir "medina" sı var. Sokak ve yollar daracık.Yol boyunca sağlı sollu pek çok hediyelik eşya satan dükkanlar var.
Şehrin ilk kurulduğu yer olan Medina'da Osmanlı idaresi boyunca gerçekleştirilen çok ciddi imar faaliyetlerinin örnekleri olan, Zeytuniye Camii çevresindeki "Suk et-Türk","Suk el-Kebabcı","Suk el-Bab" olarak bilinen tarihi çarşılar, adeta eski dönemlerin yaşamına götürüyor insanları. Bu tarihi çarşılarda geleneksel el sanatları (nargileler,boncuktan rengarenk tesbihler,dokuma halılar ve kilimler,vb.) ve giyimlerin satıldığı dükkanlar, baharatçılar, aktarlar ve kuyumcular mevcut. İstanbul'un Kapalıçarşı'sı, Kahire'nin el-Halili'si, Şam'ın Hamidiye'si ile Tunus'un Medina'sı ve çarşıları hemen hemen aynı. 1630'da Türk yönetici Yusuf Dayı'nın yaptırdığı "Suk et-Türk/Türk Çarşısı,diğerleri arasında görülmeye değer. Pazarlıklar sıkı ve uzun sürüyor. Sebebi, söylenen ilk fiyatın gerçek fiyatın 3-4 katı olması.
Medina'nın en eski ve meşhur yapısı,etrafı yukarıda bahsettiğimiz çarşılarla çevrelenmiş Zeytune Camii. İlk olarak Emevi valisi Hassan b.Numan tarafından basit olarak yapılan bu cami 785'de o dönemin valisi Ubeydullah b.Habbab tarafından yeniden inşa edilerek Kuzey Afrika'nın en önemli kültür merkezlerinden biri haline getirilmiş.
Geçmişte her bir sütununda ilmi ve fikri müzakere ve tartışmaların yapıldığı bir kültür merkezi olan Zeytune Camii'nin çevresinde kurulan ve yapılarında Osmanlı medrese mimarisinde rastlanmayan minarelere de yer verilen medreseler, bugünkü Zeytune Üniversitesi'nin çekirdeğini teşkil etmekte.
Kartaca, Tunus'un en bakımlı, modern tarihi semtlerinden biri. Kartaca Fenike dilinde "Kart Hadaşt" yeni şehir anlamına geliyor. Romalılarla yapılan son savaşta alınan yenilgiden sonra yakılıp yıkılmış, Romalılar silbaştan yeniden inşa etmişler. Tarihi Kartaca'dan denizin kıyısında sadece kalıntılar kalmış.
Kartaca denince akla ilk gelen isim şüphesiz komutan Hannibal. Mezarı Türkiye'de Gebze'de. Burgiba döneminde mezar istenmiş ancak mezarın götürülmesine izin verilmemiş.
İki katlı beyaza boyalı evleri, mavi işlemeli kapı, pencere ve demirleriyle bir Arap köyünün en tipik bir örneği olan Sidi Bou Said Kartaca sahilinde. Mavi ve beyazın dışındaki renklerin kullanılmasına izin verilmemiş.
Beyazın barışı, mavinin ise özgürlüğü simgelediği söyleniyor.Tunus'un bu şirin köşesi, adını 13.yüzyılda yaşamış bir Sufi büyüğünden almış. Arapça "Sidi Bou, "-ın babası", Sidi Bou Said, Said'in babası demek. Sidi ise aziz, yüce kelimelerinin de karşılığı. Başkent Tunus ile Sidi Bou Said arası yaklaşık bir saat.
Tunus ile asırlar (yaklaşık 3 asır) süren berberliğimiz sonucu, tarihi, dini, kültürel bağlarımız var. Bizden bir çok şeyleri, maddi, manevi olarak dip diri muhafaza ediyor. Tunus'un cadde ve sokaklarında yürürken tanıştığımız insanların yüzlerinde bu birlikte yaşamanın mutluluğunu görmek mümkün. Tunus, binlerce kilometre uzağımızda olsa da aslında bize çok yakın.
Tunuslular, samimi, güler yüzlü, misafirperver insanlar.Türklere karşı ayrı bir sevgi ve saygıları var. Tanışırken Türkiye den olduğunuzu söylediğinizde ilk tepkileri "Teşerrafnâ" Şeref verdiniz! oluyor.
Tunus, ayrıldıktan sonra hiç unutmamak üzere zihinlerimizde yer ediniyor.