Çünkü,
1- ABD ve Ermeni diasporasının emrine girmiş olan diğer NATO ülkeleri, sözden, mesajdan, samimi yaklaşımdan hiç anlamıyorlar, etkilenmiyorlar ve bizi ciddiye almıyorlar.
2- Bu sebebten Türkiye bunlara karşı söz aşamasından bir adım ileri atmalı, aksiyona geçmelidir, gayri ciddi bir devlet olmadığını, bütün dünyaya göstermelidir.
3- Kıbrıs ihtilafında da böyle oldu. İsmet İnönü Başbakan iken Kıbrıs'a çıkarma yapmak için iki kere ada önlerine donanmamızı gönderdi, ABD'nin ikâzı üzerine geri çekti, arkasından Başbakan olan Süleyman Demirel, Rumlar katliama başlayınca donanmamızı ada önlerine kadar 3. kez gönderdi yine ABD'nin ikazı üzerine geri adım attı. Donanmayı geri çekti. Bu sebebten gücümüzü kimse ciddiye almadı.
Ama 1974 senesinde, Millî Selâmet ve CHP koalisyonu döneminde, Ecevit yurt dışında iken, Rumların katliama başlaması üzerine Başbakanlığı deruhte eden Prof. Dr. Necmettin Erbakan çıkartma harekatını başlattı, harekat başarılı oldu, bunun üzerine batılılar geri adım attılar, aşağıdan almaya başladılar, Kıbrıslı kardeşlerimiz mezalimden katliamdan kurtuldu.
Böylece bizi ciddiye aldılar.
Her sene hortlak veren bu Ermeni soykırım tiyatrosunun sona ermesi için, Türkiye'nin sözlü uyarıları bırakıp aksiyon planında bir adım ileri atması kaçınılmaz olmuştur.
4- ABD bir taraftan yüzümüze karşı bize dost görünüyor ama diğer taraftan:
- Hazırladığı ülkemizi bölme haritaları elden ele dolaşıyor...
- Bilindiği gibi birinci körfez savaşı esnasında, bu savaşı idare eden iki Amerikalı komutan, dünya kamuoyuna açık bir brifing düzenlemişlerdi. Bu komutanlar, biz, ABD olarak kuzeydoğu Anadolu topraklarını Ermenistan'a, Güneydoğu bölgesini Barzani'ye vereceklerini, hazır bulunan bizim gazetecilerimizin gözlerinin içine baka baka ilan etmişler. Pentagon'un planı böyledir demişlerdi.
Öte yandan, ABD, 22 İslâm ülkesini, Büyük Ortadoğu Projesi diye işgale başlıyor, biz bu ülkelere demokrasi getireceğiz diye herkesi aldatıyor, üstelik NATO'yu da adeta bir haçlı ordusu haline getirerek, emperyalist emellerini gerçekleştirmek için kullanıyor.
5- ABD ilaveten NATO'nun başına, İslâm'a karşı hasmane duygular besleyen fanatik batılı diplomatlardan Rasmussen'i getirmiştir. Bilindiği gibi Başbakan sayın Erdoğan bu zat ile sert bir tartışmaya girişmiş, NATO'nun başına getirilmesini istememiş ve fakat Obama yine de inadından vazgeçmemiş idi.
6- Kaldı ki bazı NATOülkeleri Afganistan askerlerini çekmiştir. Buna rağmen yer yerinden oynamamış, hatta ABD'nin kılı bile kıpırdamamıştır.
7- Mehmedçiğin muharip güç olarak dahi Afganistan'da bulunması son derece hatalıdır.
Çünkü Karzai ABD'nin kuklası olarak Afganistan'ın başındadır.
Karzai'ye dolaylı yoldan dahi destek çıkmak ABD'nin emperyalist emellerine yardım etmek anlamına gelir.
Hem Mehmetçik müslümandır, dinen Hıristiyan olan diğer NATO askerleriyle, Mehmetçikle yanyana, karşısında olan Müslüman savaşçılara asla kurşun atmaz, atamaz diyeceksiniz. Hem de çoğu Hıristiyan olan NATO ordusuna destek kıtası olarak Mehmetçiği orada tutmaya devam edeceksiniz.
Bu bir tezattır. Bu tezat ve tutarsızlığın bir mantığı yoktur.
Bu şüpheli ve şâibeli pozisyondan askerimiz bir an önce kurtarılmalıdır.
Zira savaş hali bu, bir beklenmedik çarpışma olur. Gavur, Müslüman karışır, bu sebebten büyük kayıplar verilir. Bunun faturasını AKP iktidarı ödeyemeyecek durumlara düşer. Mesela mevcut İngiliz hükümeti, Tonny Blair'e Irak işgalinin hesabını bile sormaya başlamıştır.