Adil olan yönetici Allah'ın yardımı, koruması ve gözetimi altındadır.
Düşmanı olan kimse hiç bir koşulda onu yenemez.
Tarihi vesikalarda anlatılır.
Hükümdar Anuşirvan öldüğü vakit ,hakim olduğu bütün hudutlarda tabutunu gezdirip dolaştırdilar.
Bir munadi (çağırıcı)
Seslendi her kimin üzerimizde bir hakkı varsa gelsin.
Fakat memleket'te hükümdar Anuşirvan'ın üzerinde bir hakkı olan kimse bulunmadı.
Ne hayret verici ibretli bir hikayedir.
Eğer düşünen olursa ,bu kıssada İslam diyarında bulunan her yönetici için büyük bir ibret vardır.
Zira Anuşirvan ateş- perest (Ateşe tapan ) bir kâfir iken ,adalet'te bu derece yükselmiştir.
İslam medeniyetinin bize miras bıraktığı İrfanı, erdemi , Ahlâkı, ve Adaleti yüceltmek ümmetin yöneticilerinin üzerine bir borçtur.
Bu hususta daha çok gayretli ve heves içinde olmaları gerekiyor.
Allah'ın emridir aynı zamanda adalet emanetleri ehline vermektir.
Vazife ehline verilmezse devletin ayakta durması tartışmalı ve tehlikeli hale gelir.
Onun için idarecilerimiz âlimlerin dizi önünde çöküp nasihatlerinden nasiplenmek için vakit ayırmalıdırlar.
Bizim peygamberimiz kalplere hitap eden güçlü bir ıslahatcı idi.
Onun varisleri olan hakiki âlimlerin dizi önünde nasiplenmek icap eder.
Onlar toplumda hakiki övgüye layık kimselerdir.
Bir toplumda alçak ruhlu ve zalim insanların övülüp, iltifat görmesi, aşağılık ve şerli insanların üstün sayılması o toplumun çöküşüne işarettir.
Toplumu yaşatan ve ayakta tutan sadece adalettir...
Adalet duygusu ile hareket eden bir toplum bereketli yağmurlardan daha hayırlıdır.
Zira ,insanlar adil olursa insaflı olurlar, zulüm ortadan kalkar, gökyüzü bereketini gönderir, yeryüzü rahmeti ilahiye ile lezzet fabrikasına dönüşür üretim çoğalır.
İyilik ve hayırlar artar, ticaret gelişir bereket gelir...
Toplumda iyilik üzere hareket edenler yaradılış itibariyle asildirler.
Saygıyı, övgüyü, takdiri, iltifatı bu kimseler hak ediyor.
Âdil yönetici Allah'ın yeryüzündeki terazisidir.
Bu bakımdan kötü ruhlu olanların devletin farklı kademelerinde görev almaları iyilere eziyet ve zarardır.
İskender'in bir veziri vardı. Ona uzun müddet vezirlik yaptı.
Lakin iskender'in işlediği bir hatadan ve kusurdan dolayı veziri onu uyarmamıştı.
Bir gün İskender o vezire dedi ki ,senin hizmetine ve vezirliğine ihtiyacım yoktur.
Zira ben insanım ,insan hatadan ve unutmaktan uzak değildir.
Muhtemelen bu kadar zaman içinde ben çok hata yapmışımdır.
Bu kadar zaman içinde hatalarımı görmediysen sen ahmak ve cahil bir kimsesin diyerek azarlamış kendisini.
Eğer bilipte görmemezlikten geldiysen hainsin, doğruluk üzere değilsin.
Deyip vazifeden azletmiştir...
Peygamberimiz buyuruyor ki,
Allahu Teâlâ hazretleri semanın göğsünü yıldızlar, güneş ve ay ile süslemiş.
Yeryüzünü de üç şey ile süslemiştir.
Bunlar ;
İlim ehli kimseler,
Âdil hükümdarlar,
Bereket ve bolluk için yağdırılan Yağmurlar'dır.
"Hüküm sahibini koruyan,merhamet ve adalettir".
Yönetici "Din nasihattir " sözünün doğruluğunu kabul ederek ,İslam hukukunda mütehassıs Âlimleri yanına alarak onların öğüdü ile memleket işlerini kolaylıkla düzene sokar.
Ve hususen salihlerin duası ile sahip olduğu nimetin ömrünü adalet ile uzatır.
Sağlam bir gönüle ve güzel bir cana sahip olmak ancak adaletin nuru ile mümkündür.
Âlimler marifet-i ilahiye ile donatılmış peygamberin varisleridirler.
Allah'ın muhafızlarıdırlar.
Bundan dolayı ilim sahiplerine saygı göstermek ve onlara yakın olmak , onların sohbet meclislerine hürmet etmek onların derin irfanın dan nasiplenmek gerekir.
Yönetici âdaletli davranmaktan mahrum ise insanlar onun iktidarında hayır görmezler.
Kim Adalet elbisesini giymişse erdem sahibidir.
Zulüm bu nimeti ortadan kaldırır mahv eder.
Adil yönetici Allah'a uzanan beddua ve şikayet seslerini keser.
Zalim yönetici feryat,figan ve şikayetleri çoğaltır.
Kim Allah'ın rızasına mazhar ,ona yakın olmak istiyorsa Adalet pazarını kursun.
Rabbim bu hassasiyetlere sahip yöneticilerimizin sayılarını artırsın...