Öyle anlaşılıyor ki Planımız yok… yazı dizilerine devam edeceğim. Darbe Yapacağız da planımız yok 1. ve 2 . yazılarımdan sonra gazetelere göz atarken 24.08.2009 tarihli Dünya gazetesindeki “Kürt Açılımının ip uçları hükümetten önce ABD’den” başlığını görünce pes doğrusu dedim. Güzel ülkemde 10 yılda bir darbe planlayan, artık son dönemde post moderne doğru dönüşüm yaptırıp işi el altından ve bel altından şekillerine çeviren ABD Kürt açılımında da planlamayı ele almış.
Bizim adımıza açılımlar planlayan ne yapacağımızı bizden çok bilen, kızdığı zamanda darbe planları yapan belediye başkanlıklarının bile kimler tarafından yürütüleceğine kadar detay plan hazırlayan ABD bu sefer insaflı çıkıp Kürt açılımı planlarımıza el atıverdi. Belki de gerçekten iyiliğimizi istiyordur. En azından kısa bir zaman için. Beklide başka planlar için.
Ama sonra tekzip etti ve açılım bir Türk Planıdır dedi.
Helal olsun bize. ABD’ye rağmen en sonunda kendimize ait bir planımız oldu.
Açılım planlamasının bize ait olduğuna inanmak istiyorum, fakat muhalefetin planlaması kime ait.
Oturup, konuşup işi çözmek dururken kanal kanal gezip, basın mensuplarının karşısına geçip her defasında dozu artırdı yorumları yaptıran açıklama planlarını kim yapıyor.
Yani açık olmak istiyorum, iktidar partisi bir planlama yaptı ve açılım kararı verdi de, muhalefetin planlamasını kimler yapıyor.
Doğaçlama mı konuşuyorlar, yoksa ellerine verilen replikleri mi seslendiriyorlar. Genel Kurmay Başkanımız üniter yapının korunmasını üstüne basa basa söylediğine, ve iktidar partisinin; evet bizde aynı şeyi söylemek istiyoruz demesine rağmen, muhalefetin yapmak istediği nedir.
Planı mı anlayamadılar, yoksa planlamacıyı mı beğenmiyorlar.
ABD’nin bu işte haberi varmış. Yani daha öncekilerde olduğu gibi bu konuda da büyük ortak ABD ise rolleri kim dağıttı.
Zamanında Erbakan’ı ürkeklikle suçlayıp erkekçe siyaset yapacağız diyenler, Demirel’in ikna odasından nasıl çıktıklarını hatırlayabiliyorlar mı. Kısaca hatırlatalım. Rahşan Hanım biz katillerle ortak olmayız demişti. Sayın Bahçeli son derece sert açıklamalarda bulunmuştu. Birkaç gün içinde köşke çağrıldı ve muhtemelen ikna odasına alındı. İkna odalarının ne olduğunu sanırım bilmeyen yoktur. Hani üniversitelerde başlarını açmak istemeyen kızlarımızın polis zoru ile sokulup başlarını açmalarının sağlandığı odalardan. Uzatmayalım. İkna odasından kayıtsız şartsız çıkan Sayın Bahçeli bölücü başını asmak için Hükümete ortak olmuştu ama son bir haftadır basından izlediğimiz kadarı ile asılmasın diyen üçlü imza blokunda yer alıyor, hem de okkalı bir imza ile.
Bu işte ikna odası var mı şu anda belli değil. ABD tarafından İktidar partisi ikna odasına alındı mı orası da malum değil. Malum olan bir şey var.
Akan kan durmalı.
Üniter yapı bozulmadan.
Al takke ver külah olmadan. Aklı selimimizi muhafaza ederek.
Art niyetli olanlara dikkat ederek.
Ortak paydalarımızda buluşarak
Ortak paydalarımız,
Ülkemiz,
Ülkümüz,
İmanımız
Bağımsızlığımız,
Sınırlarımız,
BAYRAĞIMIZ.
Hep beraber sahip çıkalım. Yoksa aç kurtlar bizi parçalamak üzere hazırdır.
Hem de hiç acımadan.
Irak’a nasıl demokrasi getirdiklerini unutmadan.
Buna emin olun. İnanmıyorsanız tarihin son 100 yılına bir bakıverin
Ahmet TÜRKAN - HABERNAME