ABD' NİN BEKLEDİĞİ DARBE BU DEĞİL MİYDİ YOKSA?

Lütfi AYHAN

       ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atanan Michael Flynn'in 15 Temmuz akşamı, darbe girişimi esnasında yaptığı skandal bir konuşma ortaya çıktı. Trumptan medet uman bazı vatandaşlarımız, onun danışmanı Michael Flynn’ın seçimden sonra fetö ile ilgili konuşmalarına bakarak umutlanmışlardı. Hâlbuki aynı kişinin 15 Temmuz gecesi yaptığı konuşma durumun tam tersi olduğunu gösteriyor. Flynn, 15 Temmuz akşamı yaptığı konuşmada şunları söylüyordu: (mealen)
“…Muhtemelen çoğunuz bilmiyor. Şu an Türkiye'de bir darbe oluyor. Ben de, bizimle eğitim görmüş çok yakın bir arkadaşımla görüşüyorum devamlı olarak…” “… Seküler bir ülke olan Türkiye, Obama'ya yakın olan Erdoğan döneminde İslamcılığa döndü. Ondan dolayı Türkiye’de neler olacağını görmek çok heyecan verici…” Özetleyerek verdiğim bu konuşmada Coni ne demek istiyor, Türkiye kamuoyu bunun üzerinde pek durmadı. Bu konuşmadan şu sonuçları çıkarmak mümkün:
a-  ABD öyle sanıldığı kadar gelişmiş bir istihbarata sahip değil.

b- ABD li istihbaratçılar birileri tarafından aldatılacak kadar saflar. Çünkü öyle veya böyle dini bir tarafı olan FETÖ örgütünü Seküler sanıyorlar.
c- FETÖCÜ ler takiyyede, yalan söylemede o kadar mahirlerki CONİLERİ bile “biz seküleriz, biz laikiz” diye aldatabiliyorlar. Böyleyse fetö grubu bilinenden çok daha fazla tehlikeli. Dünyanın en gelişmiş istihbaratı aldatmak kolay değil çünkü.Veya darbeciler sadece Fetöcülerden ibaret değil. 
ç- Bu tezler doğru değilse ortaya daha vahim bir sonuç çıkıyor:  Genaral FLYNN o gece darbe yapacak başka bir gruptan, seküler laik bir gruptan bahsediyor olabilir. Böyleyse (ki bu ihtimal daha güçlü,) millet, devlet, hükümet şimdi daha çok dikkatli olmak zorunda. Çünkü bu halde FETÖ den başka birileri de darbe için çalışıyor demektir. Yarın darbecilerin yargılandığı mahkemeler başladığında darbecilerin içinden FETÖ cü olmayan(laik, atesit,Kemalist, batıcı…olanlar çıkarsa şaşırmayalım)
d-Halk için bu konuşmanın en önemli tarafı ise “Clinton gelmedi iyi oldu, Trump gelecek dertler bitecek…” hayallerinin ne kadar yanlış olduğu. Önemli olan biziz. Bizi ancak ve ancak biz kurtarabiliriz. Kur’an’ımız da böyle diyor, akıl da. Tarihte zaten bu tezin sürekli ispatlandığı bir arenadan başkası değil. 

                   ÇARE NE  TRUMP NE ABD. ÇARE KENDİMİZDE  

       Bu evreni, bu dünyayı, zamanı, mekânı, canı ruhu ve İNSANI yaratan Allahüteala dünya ve insan için kurallar koymuş. Bu kanunlar herkese eşit uygulanacağını kitabında bildirmiş. (Ve şüphesiz ki, insan için kendi çalıştığından başkası yoktur. Necm 39) Allah zülcelal bu dünya da tüm insanları eşit imkân tanımış. Buna göre (Rahman sıfatının tecellisi olarak) dünyada tüm insanlara çalışmalarının karşılığını vereceğini bildirmiştir. Bu kanuna göre dünyada insanların hepsi çalışmalarını karşılığını mutlaka alacaktır. 
        Son iç ve siyasi gelişmeleri yakından incelediğimizde bu hakikatin yansımalarını açık seçik görmekteyiz. Bizler, çalışmadan, üzerimize düşen vazifeleri yerine getirmeden başkalarından, hele de kâfirlerden medet umarsak en büyük yanlışı yapmış oluruz. Son yıllarda ülkemiz ve çevresinde meydana gelen gelişmeler maalesef ülkemizin aleyhine gibi görünüyor. Irakta, Suriye’de, Yemen’de, Filistin’de meydana gelen hadiseler maalesef bizim aleyhimize (inşallah şimdiliktir) seyrediyor. Ve bizler, bu gidişatın tersine dönmesi için kendi gayretlerimiz yerine başka ülkelerdeki değişimlere bel bağlamış gibiyiz. “…Clinton gidecek dertler bitecek, Trump gelecek her şey düzelecek …” sözü hiçte gerçeği yansıtmıyor. Bu durum züğürt tesellisinden başka bir şey değil. Çare uzaklarda değil kendi özümüzde, kendi içimizde.
 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.