3x4’lük Eğitimden 4x4’lük Eğitime de Geçilmeli

Demliyazılar

 

Öncelikle Akparti Hükümeti’nin 28 Şubatla ilgili tüm izlerini silmesinden dolayı tebrik eder, teşekkürlerimi sunarım.

Evet, Türkiye 14 yıllık bir karanlığa gömülmüştü. Bin yıllık devam edecek dedikleri bu karanlık söndürüldü ama izleri toplumun üzerine iyice sindi. Umarız ki zamanla da bu izler tamamen kalkar.

28 Şubat’tan önce bilinçli bir öğrenci kesimi ve gençlik vardı. Bunlar 28 Şubat’ın zulmünden dolayı iyice sindirildi ve bilinçsiz, tüketimi seven, dünyaya daha düşkün hale getirildiler.

28 Şubat herkesi etkiledi. Askerinden tutun siviline kadar, öğrencisinden tutun işçisine kadar her kesim bu post modern darbenin etkisi altında kaldı.

28 Şubat’ın en şiddetli döneminde bendeniz de askerdim ve namazlar konusunda olsun, askere davranışlar konusunda olsun, JİTEM konusunda olsun hep bu 28 Şubat’ın etkisini hissettim.

Kanal 7’de yayınlanan İskele – Sancak programında zulme uğrayan askerlerin o dönemde başlarından geçenleri dinledikçe fazla hayrete düşmedim. Eşi kanser olan bir binbaşıya yapılan zulümu dinledikçe bunları yapanların ne kadar aşağılık insan olduklarını gayet iyi anlamış oldum.

Şükür ki bu dönem kapandı.

Bu dönemin en büyük etkisi kesintisiz eğitimde oldu. Bu dönemde imam hatip liselerinin orta kısmı kapandı, 12 yaşından küçüklerin de Kur’an öğretimi yasaklandı.

Ne büyük bir faciaydı bu kararlar.

Ancak şunu ifade etmek gerekir ki, 4+4+4’lük bir eğitim sistemi getirildi ama eğitim kalitesi de bu 28 Şubat’ın etkisinden olsa gerek veya öğretmenlerin fazla eğitime değer vermediklerinden iyice düştü.

Manevi duygulardan yoksun, sadece günü birlik işler yapan, hayatını karşı cinse göre ayarlayan hiçbir hedefi ve düşüncesi olmayan öğrenciler yetişmekte.

Keza öğretmenlerimiz de ideali olmayan, sadece öğretmenliği bir meslek olarak görmekteler.

Aslında her öğretmen bir Hoca vasfında olmalı; öğrencisinin her zaman danışacağı bir lider vasfında kişi olmalıdır.

Öğretmenlik ciddi manada çok önemli bir meslek. Hekimlikten bile.

Hekim bir hastayı iyileştirirken öğretmen bir toplumu iyileştirebilecek kudret ve vasıflara haiz olabilir.

Ancak günümüzde öğretmenliğin de kalitesi düştü ve böyle olunca da ortaya kaliteli bir eğitim çıkmamakta.

Günümüzde hem öğrencilerin bilgiyi bulma konusunda büyük imkânları var hem de öğretmenlerin eğitim konusunda teknolojik imkânları daha da fazla.

Eskiden kütüphanelerde bilgiye ulaşmak için büyük çabalar sarf ederken günümüzde artık bilgi elimizin altında, ancak bunu da günümüz öğrencileri istediği gibi kullanamamakta.

Hükümetin öncelikli yapacağı iş hedefi olan öğrenciler yetiştirmek ve öğretmenleri de idealist yapmak.

Bu nasıl olacak?

Hem öğrenciyi hem de öğretmeni ödüllendirerek ve teşvik ederek istenilen seviyeye getirilir.

Kaliteli ve bilgiye susamış öğrenciler seçilerek bunlar ayrı olarak değerlendirilmeli, hedefi olan öğrencileri hangi hedefe seçmişse o yöne kanalize edilmelidir.

Bir öğrenci ilköğretim çağında yazma konusunda kendini ispat etmişse onun edebiyatçı olması sağlanılmalıdır.

Ya da bir öğrenci matematik işlemlerinde başarılıysa onun da mühendis olması için çaba sarf edilmelidir.

Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Öğretmenlerimiz de kaliteli eğitim verdiklerinde diğer öğretmenlerden farkı olmalı ve hem maaş konusunda hem de kariyeri itibariyle öne çıkartılmalıdır.

Bizim anlatmak istediğimiz önemli olan eğitimde rakamlarla uğraşmaktan ziyade milli değerlere önem veren, ahlaklı ve bilgiye susamış toplumun olması için eğitim kaliteli yani dört dörtlük olması gerekmektedir.

Bunu başarırsak, zaten toplumumuzun değeri de arta

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.