Birileri seçimlerin olmaması veya daha geç olması için çaba sarf ediyor.
Ya da seçimlerden Akparti’nin zaferle çıkmamasını istiyor.
Bunlar kimler?
Malum kişiler.
Buna da bazıları maşa olduğu aşikâr.
Hiç kimse beni ikna edemez, cemaatin bu işlerde rolü yok diye.
Paralel yapının baş aktörü olan Cemaatin Holding Başkanı tüm kartları açmış, ne varsa onu oynamaya çalışıyor.
Kendisini pek masumane göstermeye çalışsa da herkes bu hizmet hareketinin Türkiye için bir hezimet hareketi olduğunu pekâlâ anladılar.
Bunun için cemaatin bağlılarını kullanarak Akparti aleyhine propaganda yaptıracaklar.
Akparti’ye oy vermenin büyük vebal olduğunu, ona oy vererek yolsuzluklara taviz verildiği gibi sözler terennüm edilerek seçmenin aklını çelmeye çalışacaklar.
Aslında bunlar ufak olaylar.
Daha büyük olaylar da olacak.
MHP ile BDP arasında suni bir kavga oluşturulacak ve bunun için de silahlar da konuşturulacak.
Hatta diğer partilerin Akparti ile fiziki olarak kavga edilmesi sağlanacak.
Bunları yavaş yavaş görüyoruz.
MHP seçim bürolarına saldırılar yapılıyor.
Geçenlerde Kadıköy’de Akpartililer seçim çalışmaları yaparken CHP’liler tarafından saldırıya uğradılar.
Ya Güneydoğu’da durum nasıl?
Orada da BDP’liler kullanılarak oradaki diğer partililerle kargaşa çıkartılacak.
Hatta adam öldürmeye kadar gidecek olaylar olacak.
Bu bir kehanet değil.
Çünkü Akparti oylarının düşmesi için her yol mubah diyen paralel yapı hedefine varmak için kan akıtmanın bile mubah olduğunu bir fetvaya oturtacaktır.
Artık cemaat bazılarının elinde maşa olmuş.
İstediği gibi kullanılıyor cemaat ve cemaatin başındaki Türkiye Sevdalısı (!) insan.
Eğer 30 Martta Akparti büyük bir zafer kazanırsa işte o zaman Türkiye daha büyük karışıklıklar oluşturulacak.
Akparti’nin zaferine gölge düşürülmesi için elden ne geliyorsa yapılacak.
Belki bir Adnan Menderes gibi Başbakan asılmayacak ama onu cezaevine göndermek için her türlü oyunlar oynanacak.
Burada en büyük rol halka düşüyor.
Halk bu olaylara engel olmak için milli iradesine sahip çıkmalı.
Zaten bu olayları yapan kişilerin aradığı halk, eskisi gibi değil.
Milli iradesine eskisinden daha fazla sahiplenen bir halk portresi var.
Belki 30 Marttan sonra hükümet 17 Aralıktan daha fazla sarsılabilir.
Ama unutmamak gerekir ki bu sarsıntılar Hükümete daha çok güç ve kuvvet verir.
Nasıl bir dalı budarsanız daha gür çıkar ya, bu olaylar Akparti’nin oy oranını artırdığı gibi halkın da daha çok milli iradesine sahip çıkmasını sağlar.
Ayrıca halk artık şunu biliyor; kim ak, kim kara?
Ak olan kendi iradesi, kara olan da okyanus ötesi…
Bu kadar basit…