Günümüz de, 28 Şubat darbesi eyleminde bulunan, ‘’dandik paşa ve komutan’’ların yargılanması devam ederken, bir yandan da,meclis darbe komisyonuna verilen ilginç ifadeler kamuoyunda tartışılıyor şuara…
Siyasiler, bürokratlar, bazı askerler, gazeteciler, medya partonları ve kadir sarmusağın ifadelerinden sonra oldukça ilginç tartışmalar ortaya çıktı!
Bu hafta ise, Mehmet Ağar ve oldukça süpriz isimler komisyona konuşacak! Belliki sıcak bir hafta bizi bekliyor...
Peki günceli geçmişle sentez yaparak, geleceğe şöyle bir bakalım ne dersiniz?
28 Şubat! O karanlık süreç’in ayak sesleri şöyle gelişiyor ve devam ediyor;
Onbaşı Kadir Sarmusak’ın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan çaldığı gizli belgeye göre, “Kişiye özel” ve “Batı Çalışma Grubu Bilgi İhtiyaçları” konulu belge ile, Türkiye de ki bir çok resmi veya sivil yetkililerin ‘’fişlendiği’’ ortaya çıkmıştı.
Dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener , belgeyi Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’a Erbakan da, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e iletmişti 31 mayıs tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantısının gündem maddesi olarak o belge görüşüldü. Ancak ne fayda, Sn. Demirel bu belgeye pek itibar etmedi…
Belge fişlenmeden bahsediyor, fişlenmesi gereken kurumlar ise, şunlardı:
Tüm dernekler, vakıflar, meslek kuruluşları, işçi ve işveren sendikaları ve konfederasyonları, Yüksek öğrenim kurumları, Yurtlar, Vali’ler, Kaymakam’lar, Büyükşehir Belediye Başkanları, İlçe ve belde Belediye Başkanları ayrıca diğer mülki makamlarda bulunan görevlilere Müdür, Daire Başkanları… İl Genel Meclis ve Belediye Meclis üyeleri, Siyasi parti il ve ilçe teşkilatları yönetim kadroları, Yerel TV, radyo, gazete, dergi ve diğer basın-yayın kuruluşları hakkında da, yerel askeri makamlara kendilerinin ittihatdı terakkiye den kalma laik anlayışlarına uymayanlar ile ilgili, bilgi toplamaları emrediliyordu…
Artık adeta askerler ve aileleri millete karşı odaklandırılmışlardı. Bu durumu milletimize korkusuzca deşifre eden ilk kişi, sadece ‘’Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’’ idi.. O dönemlerde söylediği, ‘’ Namlusunu milletime yönelten tank’a selam durmam!’’ sözü de aslında bunun kanıtıdır.
Darbecilerin tabii bunla kalmıyor, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel müdürlüğüne de baskı yapıyor. Sonunda baskı sonucu, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından postmodern darbe sürecinde hayata geçiriliyordu… “Yavuz PH Planı” na göre, 1998 yılında vakıf, dernek, yurt, Kur’an kursu, şirket ve camilerin hukuksuz bir şekilde fişlendiği görülüyor. Plan çerçevesinde halkın güvenliğinden sorumlu olan polis memurlarından kıyafet genelgesi kapsamında başörtüsü avına çıkması da isteniyor, ‘’çok gizli, ibareleri Yavuz PH’’ adında bir planı tüm illere gönderilip, bu duruma tarafsız kalmamaları ayrıca emredilmişti.
Tüm illerde ki, emniyet müdürlüklerine gönderilen 07 Temmuz 1998 tarihli gizli mühürlü planda, fişleme faaliyetlerinde eğitim öğretim kurumlarında görevli bazı personelden faydalanıldığı görülüyor. “Yavuz PH Planı”nın uygulamaya sokulduğu belirtilen belgede, planın devreye sokulma gerekçesi çocuğun bile inanamayacağı komik, ironik ve düşündürücü bir şekilde laikliği korumak olarak ne yazık ki, açıklanıyordu...
O dönemde yardakçılık yapan şimdilerde ise, vatan sevdalısı imajı çizen güzide medyamızın bazı dangalak yöneticileri, Çevik Bir’in kalemi olarak basiretsiz silahşörlüğünü yapan yazarlar, yine Çevik Bir talimatlı yargı mensupları, meseleye kendi rantlarının zarara uğramaması için müdahil olan işadamları, bir gecede zengin olan ve makamlarını moson abeğleri Çevik Bir güvencesi altında tutmaya çalışan siyasetçiler, bu davaya müdahil olmadıkça, meclis darbe komisyonunun tarafsız vazifesinin samimiyeti kuşkusuz şaibe yaratır…
Tüm faillerin ve teşeronlarının komisyonca incelenip, meselenin yargı ile buluşmasını hızlıca, cesaretle ve siyasi rant gözetmeden sağlanırsa, ancak bu şekilde, milletimiz yüreğinde derin bir yara açan 28 şubat’ın acısı hafifleyecektir.
Bakınız; sayın komisyon başkanı ve değerli üyeleri; Milletimiz sizden tarafsız ve hiçbir siyasi rant gözetmeden bir sonuç bekliyor, girişimleriniz komisyon çalışmanızın doğru bir yolda gittiğini gösteriyor, aman ki, aman hayal kırıklığı yaşamayalım…
Yazının özü:
Fazla bir şey istemiyor ki bu millet, sadece ve sadece herşeyin içinde olduğu, karışık bir helva!
Nasıl mı?
Adres belli, failler belli, taşeronlar belli, süleyman sizsiniz, mühürde sizde, o mührü size milletimiz verdi ki, bu da demokrasi işte…
Ee.. Verin savcıya hepsini bunların hukuk nezdinde karıştırsın, hakimde kavurup bol fıstıklı karışık helva yapsın işte…
28 şubat’ın helvasını, uzun zamandır kan şekeri düşen halkımız da afiyetle yese güzel olmaz mı? Ne dersininiz?
Ves Selam..