Malum, son ayların en gözde mevzuu referandum. Ak Parti son seçim sonuçlarına göre anayasa değişikliğini halka (referanduma) götürecek vekil sayısına ulaşmamıştı. Bu nedenle de Erdoğan’ın yıllardır dile getirdiği (daha önce Demirel Özal Erbakan Türkeş de aynı arzuyu dile getirmişlerdi) fakat yeterli vekil sayısı olmadığı için geçici olarak rafa kaldırdığı başkanlı sistemi meselesi , MHP lideri Bahçeli’nin sürpriz kararla omuz vermesi ile tekrar gündeme oturdu. Meclisteki kavgalı, dövüşlü, burun kırmalı, ayak ısırmalı, boyun zedelemeli…” Görüşmelerden sonra teklif kabul edilerek halka sunulacak hale geldi. Bundan sonrası halka kalmış bir iş. Halk evet derse yapılan bu sistem değişikliği kabul edilecek, hayır derse reddolunacak.
BAHÇELİ NE GÖRDÜ DE...
Yapılacak18 maddelik bu değişikliği daha iyi anlayabilmek için birkaç süal sorup cevabını verelim:
1-Sayın Bahçeli niçin böyle bir değişikliği gündeme getirdi?
2- 18 maddelik bu değişikliğin özü ne?
3- Cumhurbaşkanı zaten çok büyük yetkilere sahipken niçin bu değişiklikleri istiyor…?
Cevap 1- MHP liderinin başkanlık sistemine karşı söylem ve duruşu belli idi. E, ne değişti de bahçeli söylem değiştirdi?
Son aylarda böyle bir şeye öncülük etmesinin altında yatan ana nedenleri Sayın lider ve parti ileri gelenleri şöyle açıklıyor: 15 Temmuz hain girişiminin ortaya çıkarttığı gerçekler… İçte ve dışta ülke aleyhine gelişen büyük tehlikeler. Terör örgütlerinin Batılı emperyalist güçler tarafından devleti yıkmak, vatanı bölmek üzere içte ve dışta hareketlendirilmesi. Bu büyük tehlikeler ancak yeni bir sistemle aşılabilir düşüncesi.
Cevap 2- 18 maddelik değişikliğin özü şu: Devlet yönetiminde yönetim gücünün çok başlı olması. Bu durumun getirdiği yavaşlık ve dağınıklık, bürokrasi çarkının çok yavaş çalışması.
Cevap 3- 82 Anayasası zaten cumhurbaşkanına öyle yetkiler vermiş ki şu anda i istese Sayın Erdoğan, sorgusuz sualsiz MECLİSİ bile FESHEBEDEBİLİYOR (* Anayasa’nın 116. maddesindeki koşulların oluşması hâlinde TBMM’yi (Türkiye Büyük Millet Meclisi) feshedip seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. ) E, Sayın Erdoğan daha ne istiyor? Şunu istiyor:
Parlamenter sistem mi iyi başkanlık mı? Bu sorunun net bir cevabı yok. Her iki sistemi de başarı ile uygulayan ülkeler var. Yalnız geldiğimiz son durum bir sistem değişikliğini zorluyor. Türkiye’de uygulanan parlamenter sistemde 94 yılda 65 başbakan değişmişken, ABD DE uygulanan başkanlık sisteminde 241 YILDA 45 Başkan değişmiş. Yani parlamenter sistem istikrar getirmiyor. Koalisyonlu yıllar genellikle kayıp yıllar olmuştur Türkiye’mizde. Son 15 yıldaki istikrarın sebebi Parlamenter sistemden değil, güçlü bir liderin ülkeyi yönetmesinden kaynaklanıyor.
Parlamenter Sistem İyi lakin Vakit Kaybettiriyor
ABD de bir fıkra anlatılır: değişik mesleklerden emekli 11 emekli memur piknik yapmaya karar verirler. Bir araya gelip nereye gideceklerine, ne yiyeceklerine ,neyle gideceklerine, karar vermek için istişareye başlarlar. Emekli tüccar Corc nehir kenarı diyor, emekli öğretmen Maykıl, göl sahilini öneriyor, Emekli avukat Trump bir dağa gidelim diyor. Yarım saat süren yer belirleme işleminde sonra neler alınacak konusu konuşulmaya başlanıyor. Biri et diyor, biri balık, biri sebze… Ne zaman döneceğiz? Yemeği kim yapacak…? Sorular uzuyor cevaplar bitmiyor. Herkes bir şeyler söylüyor. İş uzuyor da uzuyor. İşin böyle bir yere varamayacağını gören albay Frenk, tabancasını çekiyor, havaya iki el ateş ediyor, sonra; “ herkes minibüse binsin! Malzemeleri sen al barak! arabayı sen kullan Ohri diyor. 5 dakikada yola çıkılıyor. Albay yolda ilerlerken arkadaşlarına dönüyor ve :” demokrasi çok iyi de, zaman kaybettiriyor birader! “ diyor.
Bizim yönetim sistemi de aynen böyle.Hele de koalisyonlar döneminde bir hükümet 5-6 ayda ancak kurulur. Çekişmeler didişmeler derken çoğu birkaç yılı geçmeyen hükümetlerde önce çatlak oluşur sonra ekonomi batar güvenlik zayıflar ve haydi seçime. Zaten 94 yılda 65 başbakanın değişmişmesi bunu en büyük kanıtı. ABD DE uygulanan başkanlık sisteminde 241 yılda 45 başkanın değişmesi de bu sistemin istikrar getirdiğinin en büyük kanıtı.