Hayat bazen 24 saat sürmeyecek mutluluk emanet eder sana mutlu olmanın yollarını aramak sana düşer daha sonra.
Nedenler, niçinler peşinde koşarsan eğer kilitli kapıları açmanın faydası olmayacağını anlarsın son vakitlerde. Yorgunlukların, hüzünlerin, beklemelerin nedenidir bazen olumsuz cümleler.
Hayatınıza olumlu cümleleri eklerseniz eğer hayatın size sunduğu nimetleri görmenin hazzını yaşarsınız.
Şükretmek mesela; çok şükür diye uyanmak güne, bin şükür Rabbim diyebilmek. Kaçımız şükürlerimizi çoğalttık bu sene? Kaçımız dünya nimetlerine bakarken Rabbiminin sonsuz kerem sahibi ismi ile şükretti Rahmana.
İnsan görmek istediğini görür elbette, çevremizdeki insanlarda kendi görmek istediklerini sizlere gördürürler.
Tabiatınıza şükrünüzü artıracak insanlar ekleyin. Hayat bana şükürlerimi artıracak insanları yoluma yoldaş etti. Bazen arada ayağımıza takılan dikene dolanmış çakıl taşlarıda gönderdi. Biz o dikenli yollarda onlarla yürümekten de zevk aldık. Onlar bugün benim ben olmamı sağladılar. Bakın bakış açınızı bu yöne çevirirseniz ruhunuzun dinginliğine şahit olursunuz.
Her işte vardır bir hayır demeyi bilmek…
Bugün buraya değer verdiğim ama bir türlü görüşemediğim vefasızlık kelimesini yaşayan beni yazmaya geldim.
Ahiret inancı olan insanlar bilir ki bu dünyanın geçici bir mekan olduğunu gerçek alem berzah alemi olduğunu. Ruhların orada biz dirileri beklediğini. Sabredin Allah(C.C.) sabredenlerle beraberdir.
Sevdiklerinizle görüşün anne, babanız, hayatınıza değer katan insanlar yaşıyorsa onları arayın, sorun. Zaman öyle bir zamana devrediyor ki insan kendi değerini kaybeder oluyor.
Sosyal ağlara sitemkâr yaklaşan insanlar var. Sosyal ağları nasıl kullanırsanız bu ağlardan fayda ya da zararı siz belirlersiniz. Uzun bir süre önce ilkokul 2 ve 3. Sınıf öğretmenim olan kıymetli hocam Ali Kılıçoğlunu eklemiştim. Aynı şehirdeydik ve sadece mesajlaşıyorduk. Bazen paylaşımlarımın altına yazardı.” Kızım seninle gurur duyuyorum.” Diye. Bu yazılanlar o kadar onure ediyordu beni. İlkokul öğretmenim beni takip ediyor, yazılarımı okuyor, özel günlerimde beni kutluyor vs…
Peki ben ona göre genç biri olarak ne yaptım? Bugün, yarın sonra diye her daim öteledim. Bahaneler insana pişmanlıklar getirir!
Hocamız geçen 7 Ağustosta Ankara’da bulunan hiç sevmediğim bir hastanede yattığını yazmıştı sosyal medyasına dua istedi bizlerden. Hastaneyi aradım görüş saatlerini aldım ve o gün hastaneye iştirak ettim. Hayat bazen sizinle dalga geçer. Hemşireler şaşkın şaşkın bakıp, 2 saat bile sürmedi hocayı yoğun bakıma aldık dediler. Hocamı göremeden döndüm. Bir tatlı heyecanla evden çıkmak ve sonra hüzün çökmesi arasında kalmaktı benimkisi.
Yatış yaptığı hastane stajyer doktorların eğitim aldığı bir yer. Gereksiz yere kanların, ilaçların havada uçuştuğu. Oraya yatmanızla birlikte koridora açılan kapılar gece 22.00 de kapanır. Adeta koğuşta hissedersiniz kendinizi. Ankara’nın ortasında hijyenden uzak eski katı kuralların yer aldığı bir tesis diyelim. Hastalar hiçbir zaman iyileşmez üstüne sürekli dert getirirler.
Eve geldim ve mesaj attım kıymetli hocama.
“Merhaba, hocam. Sizi ziyarete geldim hastaneye maalesef sizi yoğun bakıma kaldırmışlar, kısa zaman önce. İnanıyorum ki bu mesajı en kısa zamanda siz okuyacak beni çağracaksınız. Dualarım sizinle…” Diye.
Hocamızdan 7 Ağustostan ve 4 Eylüle kadar haber alınamadı. Hastaneyi aradım yakını olmadığım için bilgi vermediler. Oysaki sorduğum yoğun bakımda mı servise alındı mı diye? Hastane yönetimi kurallarıymış gizliymiş vs. Keşke bu disiplini çalışma hürriyetinizde görseydik bu hastanede aile yakımla birlikte 20 gün kaldık. En sonunda da imza atıp çıkmıştık. Hastane mikropları kaptık vs.
Hocamdan mesaj geldi 4 Eylül Çarşamba saat: 19.41 mesajını okudum.
İçimdeki mutluluğu sizlere ifade etmem imkansızdı. “Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum.” Diyen H.z. Ali olmak isterdim. Böyle vefalı bir öğrenci olamamanın ezikliği vardı belki de bende. Çok mutluydum.
“Hocama, Elhamdulillah çok sevindim, hocam. Allah şifanızı versin, dualarımızdaydınız hep. Hastaneye geldim yoğun bakıma aldıklarını söylediler, daha sonra aradım maalesef bilgi vermediler.
Çok geçmiş olsun hocam. Dinlenin bol bol geleceğim inşallah sizi görmeye ????” Dedim.
24 saat sürmeyen bu mutluluktu geriye benden kalan. Hocamın vefatını öğrendim diğer gün. İşte dostlar insan ömrü bu kadardı bir öğrenci bir öğretmen hikayesi.
Bu öğretmenin benim gönlümde değerli kılan neydi diyecek olursanız. Kıymetli hocam beni cadde de sokakta gördüğü vakit önce ceketini iliklerdi ve sonra elini uzatır ben elini öperdim. Sonra yanaklarımdan öperdi, ben çocukken. Düşünün minicik bir çocuksunuz karşınızda ceketini ilikleyen bir öğretmen var, kendine çeki düzen verirdi. Yıllar geçti ben büyüdüm hocamı gördüğüm vakit yine ceketini ilikler, elini uzatırdı. İnsana değer vermek deyince aklıma Ali Hocam gelecek her daim. Son zamanlarında bile değer verip son satırlarını bana yazdı.
Mekanın cennet, makamın âli olsun. Kıymetli hocam. Biz senden razıyız, sen de razı ol inşallah.