1 Polis 2 Polis

Fatih AYDIN

İlk insandan bu yana kötü ile iyi arasındaki mücadele hep vardı. Hz. Adem’in oğulları olan ve Maide Süresi içinde zikredilen Habil ve Kabil kardeşlerin cinayet olayı inancımıza göre kayıtlara geçen ilk terör olayıdır.

M.Ö. 44 yılında Roma İmparatoru Sezar’ın bizzat oğlu Brütüs tarafından öldürülmesi ilk siyasi teröre örnek gösterilmektedir. Toplumsal anlamda terörün ilk tarihi kayıtları, Yahudi ırkı Zealotların üstün ırk oldukları ve Roma hakimiyetine girmeyecekleri gerekçesi ile M.S. 70 yılında Romalılara karşı başlattıkları isyanı gösterir.

Ülkemiz Türkiye, Osmanlı ve öncesindeki Türk Devletlerinden miras aldığı sayısız terör örgütü ve terör olayının tecrübeli mirasçısıdır.

Günümüzde ekranlara düşen onlarca saldırı ve katliam haberi bu belanın gerçekliğini ve ilelebet mücadele edilmesi gerektiğini gösteren olaylarla doludur.

Askerimize karşı dağlarda veya kuytu köşelerde yapılan hain ve sinsi saldırılar şimdilerde yoğun olarak polise de yöneltilmiştir. Tunceli’de halı sahada top oynarken, Mersin’de devriye gezerken ve İstanbul’da karakolda saldırıya uğrayan polisler yakın zaman terör örnekleridir.

Bu olaylar olunca dikkatimizi çeken bazı hususları sizlerle paylaşmak istedim.

Polislerimiz mesai bitimlerinde resmi kıyafetle tek başına toplu taşıma araçlarına binmekteler. Bellerinde silah var elbet. Ancak boş bulunup bıçaklı bir saldırıya uğramaları göz ardı edilemez.

Devriye aracındaki polisler gülücüklerle, sohbet ederek 3-4 kişi geziyor. Bu tür araçlar her an açık hedef durumundadır.

Başka bir olay ise bir polis grubunun sokağın ortasında kümelenmesidir. Askerlik görevini ifa eden herkes bilir ki açık hedef durumundayken asla grup halinde durulmaz. Bu kuralın polis okullarında da öğretildiğini düşünüyorum.

Konumuzun içinde bir parantez açalım.

Günümüzde polis profili değişti. Eskiden asık suratlı ‘’devlet soğukluğu’’ hissedilirken, şimdi saçları jöleli gencecik çocukları polis üniforması ile görüyoruz. Emniyet teşkilatının içindeki dayakçı, işkenceci habis urlar tam olarak temizlenmiş olmasa da büyük ölçüde karantinaya alınmış durumda. Son 10 yıllık değişim ve dönüşüm polisleri de kibarlaştırmış görünüyor.

Şunu belirtmek isteriz ki polis olarak devlete sırtını yaslayan genç çocukların ‘’ben devletim’’ havasından kurtulması gerekir. Polis, isterse Emniyet Genel Müdürü olsun ‘’memurdur’’ yani emir alandır. O halde buna göre davranmalıdır.

Parantezi kapatıp konumuza geri dönelim.

Terör olaylarında dikkat edilirse şehit olan güvenlik görevlilerimiz hep ‘’ilk ateşte’’ şehit düşmektedir. Sonrasında hemen karşılık verilmekte ve saldırı püskürtülmektedir. O halde ilk saldırıda can kaybı olmaması için tedbirler alınması gerekir.

Alınabilecek birkaç tedbiri şöyle sıralayabiliriz.:

  • Grup halinde gezilmemesi ve sabit noktada grup halinde durulmaması,

  • Nöbet esnasında veya yaya devriyede elin cepte olmaması, tetik başı beklenmesi,

  • Sabit bir noktanın gözlenmesinden ziyade sürekli etrafın taranması,

  • Devriye aracında aynı anda 2 kişiden fazla güvenlik görevlisinin bulunmaması. 

Şüphesiz bu tedbirler eğitimleri esnasında polislere anlatılıyor ve uygulamalı öğretiliyordur. Ancak insan olmanın getirdiği boş bulunma halleri bazen tedbirleri ortadan kaldırabiliyor. Bir polisin tedbirsiz olması ise onlarca ocağa ateş düşürüyor ve koca ülkeyi yasa boğuyor. 

Mademki tarih var oldukça terör var olacak o halde ilelebet tedbirli olmak boynumuzun borcudur.

Tekrar buluşuncaya kadar yüzünüzden tebessüm yüreğinizden sevgi eksik olmasın efendim.

Hoşça bakın zatınıza

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.