1 Mart tezkeresi ve Balyoz Planı

xxx78

Bir süredir burada 'Balyoz darbe planı' ile '1 Mart tezkeresi' arasında varolduğuna inandığım ilişkiye dikkat çekmek için çaba gösteriyorum. İddiam, dönemi değerlendirirken askerlerin 'Balyoz' hazırlığı yaptıkları sırada TBMM'ye sunulmuş tezkerenin geçeceğine dair yaygın bir kabul bulunduğu; o döneme bir de bu gözle bakıldığında planın bugün anlaşılmaz veya saçma gelen ayrıntılarının daha kolay anlaşılacağı...

Sağolsun, Milliyet'ten Fikret Bila, tezimi ele alan dünkü yazısı ile konuya önemli bir katkıda bulundu. Yazının özeti başlıkta: "Özkök 1 Mart'ın geçmesini istiyordu." Milliyet yazarının tespitini okuyalım: "Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, 1 Mart Tezkeresi'nin TBMM'den geçmesini istiyordu. Bu konudaki görüşünü dönemin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı'na iletmiş; ilgili kurullar da bu yönde açıklamalar yapmıştı. Özkök, 1 Mart Tezkeresi'nin eki olan Mutabakat Muhtırası'nın Türkiye'nin milli çıkarlarına uygun olduğunu, çok iyi bir anlaşma sağlandığını düşünüyordu. Tezkerenin geçmesini istemesinin nedeni buydu."

Bu tespitin gerçek olduğuna ben de inanıyorum. Dönemin komuta kademesini oluşturan diğer komutanlarla birlikte Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök de Amerikalılar ile müzakere sürecini yakından takip ediyor ve beklentilerin elde edilmesi şartıyla kuzeyden ikinci cephenin açılması için ABD'ye her türlü kolaylığın sağlanmasını istiyordu.

Ülkemiz adına müzakereleri sürdürenler hükümet kadar komuta kademesini de bilgilendiriyordu. Şimdilerde MHP saflarında politika yapan Büyükelçi Deniz Bölükbaşı, iki tarafa da, "İstenilenler alındı" mesajını vermişti.

Fikret Bilâ'nın tezime katkısı kendisinin daha önce anlattıklarıyla da örtüşüyor.

Artık önemli bir ayrıntıya daha değinebilirim: Dönemin askeri sorumlularından bazıları, aldıkları anlık istihbarat sayesinde, müzakerelerin nereye vardığını gördükleri ve tezkerenin geçmesini istedikleri halde, kamuoyuna bunun tam tersi bir görüntüyü verme çabasındaydı. Oylamadan bir gün önce MGK'dan tezkereye kuvvetli bir destek çıkmaması, MGK toplantısından bir gün önce de Milliyet'in "Asker rahatsız" manşetini atması oyunun ikili oynandığını gösteriyor...

Tezimin önemli ayrıntısı şudur: Askerler tezkerenin çıkmasını istiyor ve bunu bekliyordu; ancak içlerinden bazıları tezkerenin kendilerinin rahatsızlık duymasına rağmen geçtiğine kamuoyunun inanması için çaba gösteriyordu.

"İkili oynayanlar hangileriydi?" sorusunun cevabını en iyi verebilecek kişilerden biri Milliyet'in "Asker rahatsız" manşetindeki imzanın sahibi Fikret Bila'dır.

Hilmi Özkök'ün tavrına dair tanıklığını da önemsiyorum Bila'nın. Şöyle diyor yazısında: "Kuşkusuz Özkök'ün, bu tezkereyi darbeye ortam hazırlamak için savunduğunu düşünmek mümkün değil. Özkök'ün darbelere karşı olduğu en iyi bilinen yönü. Eğer 1 Mart Tezkeresi'nin darbeye dönük bir ortam hazırlaması olasılığı söz konusu olsa, Özkök, 1 Mart'ı desteklemezdi."

1 Mart (2003) tezkeresi ile 'Balyoz darbe planı' (5-7 Mart 2003) arasında sadece beş günlük bir zaman aralığı var. Balyoz ekibi, planlarını hazırlarken, tepeden aldıkları sinyaller sayesinde, tezkerenin geçeceğinden emindiler. TBMM tezkereyi reddedince üç-dört günde planlarını fazla revize edemediler. Bugünden bakınca plandaki bazı ayrıntıların anlamsız ve saçma gelmesi bu sebepledir.