İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın isteği üzerine İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, Zirve Yayınevi katliamıyla Ergenekon soruşturması arasında bir bağ olup olmadığının araştırdı. Emniyet’in hazırladığı 32 sayfadan oluşan raporda çok ilginç bilgiler yer alıyor.
Raporda Kafes Eylem Planı’nın ortaya çıkmasıyla “"Santaro, Malatya Zirve Yayınevi ve Hrant DİNK" eylemleri için "operasyonlar" ibaresi kullanılmıştır. Belirtilen bu üç eylemin de Ergenekon Terör örgütü amaçlan doğrultusunda yapılan eylemler oldukları değerlendirilmektedir.” Deniliyor.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin ve Zirve Yayınevi davasına bakan Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Emniyet’ten istediği raporun sonuç bölümünü ilk defa elmahaber yayınlıyor.
İşte Emniyet’in hazırladığı o raporun sonuç bölümü…
NETİCE VE KANAAT
Ülkemizde son zamanlarda meydana gelen provakatif amaçlı olaylar incelendiğinde hemen hemen her birisinin değişik amaçlar içerdiği, bir olayda laik-antilaik çatışması tetiklenmeye çalışıldığı, bir kısım olaylarda azınlıkların hedef alındığı, bir takım olaylarda da ülkemizi uluslar arası arenada sıkıntıya sokmaya çalışıldığı görülmüştür.
Özellikle Kafes Operasyonu Eylem Planı’nın "DURUM" başlığı altında imlan "Santaro, Malatya Zirve Yayınevi ve Hrant DİNK" olayları ele alındığında , ülkemizde yaşayan ermeni kökenli, gayrimüslim ve misyonerlik yaptığı iddia edilen şahıslara yönelik yapılan silahlı ve bıçaklı saldırılarda kamuoyu tarafından tanınan bir gazeteci, bir din adamı ve bir yayınevi sahibi hedef alınmıştır. Eylemlerin yapılış tarzı ve sonuçlan itibariyle bellikle ülkemizde yaşayan azınlık ve gayrimüslim vatandaşların dehşete düşmesini ve ülkemizde güvenle yaşayıp yaşayamadıkları sorularını gündeme getirmiştir.
Her üç olay meydana geldikten sonra kamuoyunda oluşturulmak istenen etkilere bakıldığında;. ülkemizde yaşayan bütün azınlıkların ve gayrimüslimlerin devamlı bir tehlike altında olduğu, azınlık ve gayrimüslim oldukları nedeniyle irticai grupların hedefinde oldukları, bu guruplar tarafından her an kendilerine ve yakınlarına yönelik bir saldırının meydana gelebileceği, geçmişte azınlık ve gayrimüslimlere yönelik yapılmış olan fakat toplumun genelinde tasvip edilmeyen -ve kabul-{görmeyen şiddet içerer olayların görsel ve-yazılı basında defalarca--.gündeme-, getirilerek bu tür olayların geçmişte yaşandığı ve her an yaşanabileceği düşüncesinin benimsetilmeye çalışıldığı,
Böylelikle ülkemizde güvenlik güçlerinin gayrimüslim ve azınlıklar; yönelik yapılan saldırıları önleme konuşunda zafiyet içerisinde olduğu hükümetin de aynı şekilde bu tür eylemlere duyarsız kaldığı ve bu eylemleri gerçekleştiren odaklarla ile işbirliği halinde olduğu , siyasî-otorite olarak su tu eylemlerin önlenmesi için bir, çaba sarf edilmediği, güvenlik güçlerini] eylemlerin gerçekleşmesinden haberdar olduğu halde herhangi bir önlem almadığı düşüncesi oluşturulmaya çalışılarak," hükümetin iç ve dış kamuoyunda zor durumda bırakılmaya çalışıldığı, uluslararası arenada Ulaştırılmaya çalışıldığı ve ülkede kaos ortamının hazırlanmasının taçlandığı açık bir şekilde görülmüştür.
Soruşturma kapsamında haklarında işlem yapılan Ahmet Hurşit TOLON ve Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahıslardan "Türkiye'de yaşayan azınlıklarla" ve "Rum, Ermeni, Yahudi azınlığın sahip oldukları vakıflarla" ilgili detaylı bilgilerin yer aldığı "GİZLİ" ibareli belgeler olduğu, Yine aynı şahıslarda misyonerlik faaliyetleri ile ilgili bilgileri içeren- belgeler olduğu, şahıslardan elde edilen PH 02-2-9 isimli word dosyalarının birebir aynı olduğu ve her iki belgede de ""Türk Ortodoks patrikhanesi sözcüsü Sevgi ERENEROL’un ifadesi ile, "Batı Kurtuluş savaşı ile yapamadığını, misyonerlik ile yapmaya çalışmaktadır. Misyonerlik kilise kurumu olarak görünse de, aslında Emperyalizmin mızrak ucudur." şeklinde ibarelerin olduğu,
Soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan M. Hüseyin BUZOGLU ve Ergün POYRAZ isimli şahıslardan elde edilen dijital verilerde Sevgi ERENEROL isimli sanığın askeri personele yönelik vermiş olduğu Misyonerlik konulu konferansa ait video görüntüleri ve konferansın çözüm metninin olduğu görülmüştür. Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde Sevgi ERENEROL isimli şahsın her ne kadar söylemiş olduğu sözleri genel bir kitleye hitap ediyormuş gibi söylediği görülse de, Ergenekon Terör örgütünün faaliyetleri kapsamında özellikle bir gruba yönelik bilgilendirme ve yönlendirme faaliyeti içerisinde olduğu,
Ayrıca Ahmet Hurşit TOLON'dan elde edilen 1 nolu cd içerisinde yer alan Misyonerlik isimli 27 slaytlı sunumun 20. slaytında Kayra Dağıtım isminin ve il bazında Malatya, İstanbul, İzmir, Trabzon şehir isimlerinin özellikle belirtilmesi, Durmuş Ali ÖZOĞLU ve A. Hurşit TOLON'dan elde edilen dijital verilerde Mesrob MUTAFYAN isminin bulunması ve aynı şahsın isminin soruşturma kapsamında tutuklu sanıklardan İbrahim ŞAHİN7 den de Tedhiş planı çerçevesinde elde edilmesi bahse konu, şehir, kurum ve.şahıs isimlerinin özel hedef gösterildiği kanaatini oluşturmaktadır.
Kafes Operasyonu Eylem Planı" nın “DURUM" başlığı altında;
"Santaro, Malatya Zirve Yayınevi ve Hrant DİNK" eylemleri için "operasyonlar" ibaresi kullanılmıştır» Belirtilen bu üç eylemin de Ergenekon Terör örgütü amaçlan doğrultusunda yapılan eylemler oldukları değerlendirilmektedir.
Bahse konu dosya kapsamında bu güne kadar elde edilen bilgi belge, ifade beyanları ve telefon irtibatlarının incelenmesi ve yukarıda açıklanan hususlar da göz önüne alındığında Zirve Yayınevi cinayeti eyleminin DHKP/C, PKK gibi ideolojik temelli bir örgüt tarafından yapılmadığı bilakis Ergenekon tarzı örgütlenmelerin başını çektiği yönlendirme ve hedef gösterme suretiyle ilk bakışta ferdi, kendiliğinden ortaya çıkmış gibi görünen fakat illegal bir grup tarafından organize edilen türde bir olay olduğu kanaatine varılmıştır.
İş bu iddia olunan Ergenekon terör örgütü ile Zirve Cinayeti sanıklarının irtibatlarını gösterir rapor tarafımızdan tanzimle altı birlikte imza altına alınmıştır. Elmahaber