Rahmetli Atatürk, adalet mülkün yani devletin temelidir demişlerdi. Şimdi anlıyoruz ki adalet çok şeyin temelidir.
Mesela seçim adaleti de demokrasinin temelidir. Tabi demokrasinin bir önemli temeli daha vardır. O da uyanık ve etkin bir muhalefettir.
Bu iki temeli yeteri kadar güçlü olmayan demokrasiler, yerine göre kör, topal veya bazen de zalim olabilir…
Bizim demokrasimiz ise, seri ameliyatlara muhtaç olan ağır hasta gibidir.
Yine seçim geliyor, peki seçim güvenliği ile ilgili sorunlar ne oldu?
- Türkiye'de seçim sisteminde hile yapmaya müsait durumlar bulunduğu,
- İki senede 8 milyon oy artışı olduğu,
- Özellikle oy sayım sisteminin güvenliğinin bulunmadığı,
- Oy sayımına İnternette dışarıdan müdahale imkanı olduğu, gibi çok önemli konular yazıldı, söylendi.
Muhalefet partilerinin üçüncü derecedeki yetkilileri de şöyle birkaç cümle söyleyip geçiştirdiler.
Zaten bizim muhalefetimiz basınımız gibidir. Basının gündeme getirdikleri sorunlara basının önem verdiği kadar değer verirler, kısa süre sonra da basınla birlikte unuturlar.
Seçim güvenliği, seçim hileleri gibi çok önemli konular da öyle yazıldı, öyle söylendi. Peki, sonuç ne oldu?
Hiiiç… Ne olacak, her zamanki gibi gündemden düştü ve de unutuldu gitti…
Peki, iktidar nasıl bir tavır sergiledi dersiniz.
Efendim, bizim hükümet öyle hoş olmayan şeyleri dile getiren yazıları okumaz ve o türlü gereksiz şeyleri söyleyenleri de dinlemez.
Zaten mevcut iktidarın en önemli taktiklerinden birisi budur. İşine gelmeyen konuları duymazdan gelmek, görmezden gelmek ve öylesi konulara hiç girmemek, böylece sorunu önemsiz hale getirip gündemden düşürmektir.
MADDE MADDE SEÇİM GÜVENLİĞİ
Biz yine de tekrarlayalım seçim güvenliği ile ilgili önlemleri. Belki...
Henüz seçime beş ay kadar bir zaman var ve TBMM de henüz açık bulunmaktadır. Dolayısıyla muhalefetin konuya ciddiyetle el koyması için zaman ve imkan bulunmaktadır.
O halde biz de demokrasinin temellerinden olan seçim adaletinin ve seçim güvenliğinin sağlanması için, alınması şart olan önlemleri bir kere daha sıralayalım. Belki gören olur, duyan olur, hatta el koyan olabilir:
1 – Adrese dayalı seçmen kütükleri, yargının dışında, hükümete bağlı taraflı kimseler eliyle yazdırılmış ve aylarca da listeler ellerinde kalmıştır.
7 - 8 milyon oy fazlası olduğu bilinmektedir. İstenmeyen kimseler ise yazılmamışlardır. Bir kişiye kimliğinde basit bir değişiklik ile yeni TC kimlik numarası ve kimlik verilebilmektedir. Hatta beş altı tane bile verilebilmektedir. Mükerrer oyların yolu açıktır.
O halde, güvenlik için, seçmen kütükleri eskiden olduğu gibi, yargının kontrolünde, tarafsız memurlar eliyle yeniden yazdırılmalıdır.
2 – Oy kullanan kimsenin parmağına boya sürülmesi mükerrer oyları engelliyordu. Hükümet bunu sessizce kaldırmış ve mükerrer oyların yolunu açmıştır.
O nedenle oy kullanan kimsenin parmağına boya sürülmesi usulü yeniden getirilmelidir.
3 – Yüksek Seçim Kurulu Başkanı, Milletvekili Sayın Tacidar Seyhan'ın sorusu üzerine, internetle oy sayım sisteminin güvenlik lisansının bulunmadığını söylemiştir.
Buna göre, internette oy sayım sistemine dışarıdan müdahale edilebilmektedir. Bu müdahale sistemin şifresi elinde bulunan Amerika'dan da yapılabilir, sistemin şifresi elinde olan Türkiye'deki kimseler tarafından da yapılması mümkündür.
Bu durumda istenilen partiye istenilen miktar oy çıkarmak mümkündür.
Bunu önlemek için, internet ile oy sayım sisteminden vazgeçilmeli ve eski usule dönülmelidir. Her il ve ilçede partilerin temsilcileri huzurunda oy sayımları yapılmalıdır…
Bütün dünyada da internet ile oy sayımından, güvenli olmadığı için vazgeçilmiştir.
4 – Oy sayım sisteminde eski usule dönülemiyorsa, hiç olmazsa, YSK da illerden gelen oyların toplanma görüntülerini partilere de izleme ve kaydetme imkanı sağlanmalıdır. Hatta bu imkan bütün basına ve TV'lere de verilmelidir.
Hatırlayalım referandumda bu imkan bütün ısrarlara rağmen kimseye sağlanmamış, Nedeni de açıklanmamıştır.
5 - Eğer, YSK ekranında oyların toplanışlarını izlemek ve sandıklara ve partilere göre ayrıntılı gelişlerini kaydetmek imkanı verilmez ise, sandıklardan sonuçları almak da hiç işe yaramayacaktır.
Hatırlayalım, referandumda CHP sandık kurullarından oy sayım sonuç belgelerini topladı, ama YSK kendinde toplananları kontrol etme yetkisi vermedi ve sebebini de yine açıklamadılar. Böylece sandıklardan alınan belgeler de hiçbir işe yaramadı.
O nedenle YSK'ya gelen oy sayım sonuçlarının gelişlerinin izlenmesi ve kaydedilmesi hakkı partilere ve basına mutlaka tanınmalıdır. Muhalefet partileri bu tabii hakkı mutlaka elde etmelidirler.
Dolayısıyla siyasi partiler, bütün sandıklardan oy dağılım belgelerini mutlaka almalı ve de YSK ekranına illerden gelen oy dağılımlarını mutlaka izlemeli ve kaydetmeli ve iki sonucu karşılaştırarak gerçek sonuçları öğrenmelidirler. Aksi halde internet üzerinden oy sayımına müdahale edilip edilmediğini asla tespit edemezler.
Eğer bu önlemler alınmayacak ise, seçime girmeye hiç de gerek yoktur. Çünkü o durumda sonuç şimdiden bellidir. Seçim zahmetine ne lüzum var ki…
Biz hak ve adalet istiyoruz, hileden, şüpheden uzak adaletli ve güvenli bir seçim istiyoruz ve de gerçek bir demokrasi istiyoruz o kadar…
Prof. Dr. Zekeriya Beyaz/Odatv