Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İstanbul merkezlioperasyonun ekonomi üzerindeki etkilerine ilişkin açıklamalarda bulundu. İktidar partisi olarak yasaklarla yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele konularında en baştan bu yana hep hassas olduklarını dile getiren Babacan, "Bir insan aksi ispat edilene kadar masumdur, suçsuzdur. Yolsuzluk ne kadar kötü ise, yargısız infaz da o kadar kötü. Ama bakıyoruz gazetelerimize, televizyonlarımıza, sosyal medyaya, iddialardan yola çıkarak infaza gidiyorlar" dedi. Halk Bankası Genel Müdürünün, aksi ispatlanıncaya kadar suçsuz sayılması gerektiğini belirten Babacan, "Biz hiçbir zaman yolsuzluğun üzerini örtmeyiz, yolsuzlukların arkasında durmayız gereği ne ise yaparız" dedi. Türkiye'nin, sadece faizlerdeki düşüşten son 11 yılda 642 milyar lira tasarruf ettiğini hatırlatan Ali Babacan, operasyon sebebiyle elde edilen kazanımların büyük zarar gördüğünü dile getirerek, "Son 1 haftada halka açık şirketlerimizin değeri tam 20 milyar dolar düşmüş. Sadece Halk Bankasının değer kaybı 1 milyar 625 milyon dolar. Halk Bankasının toplam hisse senedi değeri 9 milyar 498 milyon dolardan 7 milyar 873 milyon dolara düştü" dedi. Halk Bankası'nın konunun dışında olduğunun altını çizen Babacan, "Konunun, banka yanlış işlere düşmüş gibi yorumlanması yanlıştır ve bunun cezai yaptırımları vardır" diye konuştu. İstanbul merkezli operasyonunun uluslararası basındaki yansımalarına bakıldığında "siyaset mühendisliği" görüntüsü verdiğini dile getiren Babacan, şunları kaydetti: "Dışarıda 100 haber çıktıysa bunun 95'i yolsuzluktan öte, siyasi istikrarla ilgili kısmına vurgu yapıyor. Bir siyaset mühendisliği vurgusu var özellikle dış basında. Bu açıdan baktığımızda ister istemez şunu düşünüyorsunuz: Hedef ne? Hedef gerçekten yolsuzlukla mücadele mi? Bir yolsuzluğu ortaya çıkartmak mı? Yoksa hükümete, iktidar partisine, dolayısıyla devlete, bu millete, Türkiye'ye zarar vermek mi? Bu operasyonun zamanlaması, içeriği ve yöntemi yolsuzlukla mücadeleden öte Türkiye'nin istikrarını hedef almış bir görüntü veriyor bize. Dolayısıyla herkesin mutlaka bu olan biteni aklıselimle değerlendirmesi lazım, tarafsız değerlendirmesi lazım ve sabırla yargı sürecinin sonucunu beklemesi lazım. Bunu beklemeden peşin hükümle hareket etmek, Türkiye'ye, ekonomimize ve en önemlisi de siyasi istikrarımıza zarar verebilecek bir yaklaşımdır. Türkiye kaybediyor. Bakın bu 20 milyar dolar Türkiye'nin kaybıdır."
habervaktim