Serdar Turgut'un yazısı
Can çekişen derin devletin intihar saldırısı
Hayır, bağımsız adaylara vurulmaya çalışılan son darbeden bahsetmiyorum. Dünyanın en büyük asker gücüne sahip olan bir ülkenin kendi toprakları içindeki bir savaşı neden kaybetmek durumunda kaldığını anlamak için yıllar öncesine dönmeliyiz.
O zaman savaş daha tam anlamıyla başlamamıştı bile ama kaybettirecek manevra o yıl yapıldı.
Kürtlerin milletvekili olarak Meclis'e ilk defa girdikleri yıldan bahsediyorum.
Muhabir olarak onları izlemeye kulise gittiğimde Leyla Zana ve arkadaşları bir köşeye toplanmışlar, diğer bütün partilerden vekiller kendi aralarındaki sorunları unutmuş onlara sanki uzaylılarmış gibi uzaktan bakıyorlardı.
O kuliste bir çay ısmarlansaydı, birkaç laf söylenseydi, çoluk çocuk aile sorulsaydı, biraz sohbet olsaydı belki de her şey daha sonra çok farklı gelişecekti.
Ama olmadı, izin vermediler. Derin devlet mekanizmaları harekete geçti, olamaz diye düşünülen iş yapıldı. Belki de derin devletin misyonu "olmayacak işi yapıp insanı şaşırtmak" da olabilirdi, öyle bir şeydi yani yapılan.
Meclis'e polis yollandı ve seçilmiş milletvekilleri Meclis kapısından alınıp götürüldü. Hepimizin gözü önünde oldu bu. Bazılarımız alkış tuttuk buna; çünkü beynimiz derin devletin ideolojik propagandasıyla karartılmıştı. Bazılarımız korkudan, bazılarımız ise şaşkınlıktan sustuk o gün. Derin devletin en has yayın organı yayınlar yaptı ve yapılan işin meşru, önemsiz olabileceğine inandırdı insanları.
O insanlar alınıp götürülürken devletin karanlık derinliğinde tarihin belki de en kanlı gizli savaşı için hazırlıklar yapılıyordu. Nitekim o milletvekilleri polis gücüyle götürüldükten sonra o derin, gizli savaş da başlatıldı. Yüzlerce insan öldü, yaralandı, sakatlandı. Ama biz o savaşı daha o gün milletvekilleri Meclis'ten götürüldüğü an çoktan kaybetmiştik. Daha sonra olanlar zaten kaybedilmiş bir savaşın, bir hiç için feda elden canlarıydılar.
Bazen bir savaşı kaybetmiş olmak da bir devlete kendisi ve tarih hakkında düşünme imkânı verebilir. Ama Türkiye'de olmuyor bu, olamıyor. Benim için bağımsız milletvekillerine yasak getirilmesinin, milletvekilinin Meclis'ten polis tarafından alınıp götürülmesinden zerre kadar farkı yoktur.
Anlayacağınız, yıllar önce kaybetmiş olduğumuz savaşı bu son olayla tekrardan kaybettiğimizi kabul ettik bence.
DERİN DEVLET PANİĞİ
Türkiye'de derin devlet artık panik içinde, bu net görülüyor. Paniğinden dolayı son bazı intihar eylemleri de yapıyor.
Bu sürpriz değil; çünkü yıllardır ipleri elinde tutmaya alışmış bir gizli yapı artık dağılıyor. Bu süreçte intihar saldırılarının artması da sürpriz olmamalı.
Her şeyden bihaber gibi gözüken YSK heyeti, derin devletin parçası olmayabilir ama ona bu kararı hatırlatanlar, fısıldayanlar, olmasını sağlayanlar tipik bir derin devlet operatörleri. Ve belki de son intihar saldırılarını yapıyorlar. Bunu başaramazlarsa önümüzdeki günlerde mücadelelerini daha da sertleştirmeleri beklenebilir; çünkü derin devlet zaten kaybetmiş olduğu bir savaşta hayatta kalma mücadelesi veriyor. Onu şu aşamada son derece tehlikeli yapan da bu gerçek.
Yazının devamı için tıklayınız
Haberturk.com