Yılmaz Özdil de metrelerce ofsayta düştü bugün. Özdil'in Yasemin Çongar'a ait dediği yazı meğer Çongar'ın değilmiş. Buyrun buradan yakın!
Yılmaz Özdil bugün Hürriyet'teki köşesinde Bülent Ecevit'in cenazesinden yola çıkarak Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı olan Yasemin Çongar'ın yazdıklarını hatırlatan bir yazı kaleme aldı.
Eski defterlerin açılmasının moda olduğu bir dönemde kendisi de bu modaya uyduğunu yazan Özdil, çok fena yakalandı!
Özdil'in Yasemin Çongar'a ait olduğunu iddia ettiği yazı Fikret Bila'nın çıktı.
medyaradar'ın bir arşiv taraması sonucu ortaya çıkardığı ilginç durum akla Özdil acaba Google'ın azizliğine mi uğradı sorusunu getirdi.
İşte Yılmaz Özdil'in bugünkü yazısı:
GATA
Başbakan Bülent Ecevit, son yolculuğuna GATA'nın Cennet Kapısı'ndan geçerek başladı...
GATA morgunun açıldığı ve üzerinde Cennet Kapısı yazan küçük tören odasında, GATA imamıyla birlikte dua edenlerin çoğunluğunu komutanlar oluşturuyordu.
*
Ben yazsam, neyse...
*
Taraf Gazetesi'nin genel yayın yönetmen yardımcısı Yasemin Çongar yazmıştı bunu, Milliyet'teyken.
*
Eski defterler moda ya bugünlerde...
Hatırlamak isteyen, hatırlar.
İnanmayan, arşive bakar.
*
GATA'daki törene katılanlar, Cennet Kapısı yazan salonda toplandı. GATA imamıyla birlikte dua edenler arasında, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Genelkurmay Başkanı'nın yanı sıra, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ ile kuvvet komutanları vardı. GATA imamı, Kuran-ı Kerim'den sureler okudu. İmam, edilen duaların sevabını, Hazreti Muhammed, İslam büyükleri, Atatürk, silah arkadaşları ve Ecevit'in ruhuna hediye etti.
*
Cennet Kapısı.
Kadrolu imam.
Kuran-ı Kerim.
Hazreti Muhammed.
Mustafa Kemal.
*
GATA işte bu.
'Dinsiz' dedikleri GATA.
İşte bu da Fikret Bila'nın 12 Kasım 2006 tarihli yazısı:
Ecevit'e "Cennet Kapısı"ndan uğurlama
Bülent Ecevit, son yolculuğuna, GATA'nın "Cennet Kapısı"ndan geçerek başladı.
GATA morgunun açıldığı ve üzerinde "Cennet Kapısı" yazan küçük tören odasında, GATA imamıyla birlikte dua edenlerin çoğunluğunu komutanlar oluşturuyordu.
Sabah saat 08.00'de GATA'ya gelen Rahşan Ecevit'i ve yakınlarını GATA Komutanı Korg. Ömer Necati Özbahadır karşıladı. Rahşan Ecevit'in hemen arkasından gelen Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, üç kuvvet komutanı ve Jandarma Genel Komutanı Org. Işık Koşaner ile birlikte eşlik etti. Fiziki koşullar nedeniyle çok az sayıda kişinin katılabildiği bu ilk törende Ecevit'in son dönemde çeşitli konularda sohbet toplantılarına davet ettiği isimler dikkat çekiyordu.
Komutanlardan selam duruşu
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, yardımcıları Mustafa Vural, Emrehan Halıcı'nın yanı sıra KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Prof. Dr. İlber Ortaylı, eski Savcı Talat Şalk, Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı, Ecevit'in doktoru Mücahit Pehlivan tören odasındaydı. Basından ise Can Dündar ve Hulki Cevizoğlu ile birlikte üç kişiydik.
12 Eylül 1980'de askerlerin siyasetten uzaklaştırıp Hamzakoy'a gönderdikleri Bülent Ecevit, Türk bayrağına sarılı biçimde GATA'nın "Cennet Kapısı'ndan bu kez askerlerin omuzlarında ve komutanların selam duruşuyla geçti...
Güvercinler uğurladı
Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt ve kuvvet komutanları GATA'daki törene de katılarak, askeri hastaneden uğurlanışında TSK'yı en üst düzeyde temsil ederek, sevgi ve saygılarını gösterdiler.
GATA'dan DSP Genel Merkezi'ne uzanan yolu günün erken saatlerinde doldurmuş vatandaşların gözyaşları, çiçekleri ve alkışlarıyla geçen Ecevit'i, Genel Merkez'in önünde ak güvercinler karşıladı. Mahşeri kalabalık TBMM'ye doğru yönelirken de cenaze arabasını ak güvercinler uğurladı.
Ecevit'in cenaze kortejine dev büyüklükte iki bayrak hep eşlik etti: Türk bayrağı ve KKTC bayrağı. KKTC'nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve eşi Aydın Denktaş, GATA'dan itibaren Rahşan Ecevit'in yanından hiç ayrılmadılar.
Sezer'in sıcaklığı
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve eşi Semra Sezer, törenler boyunca Rahşan Ecevit'le yakından ilgilendiler. Semra Sezer, Kocatepe'de saatlerce ayakta kalan Rahşan Ecevit'in sık sık elini tuttu, onu teselli etti. Bir ara 'Elleriniz de çok üşümüş, biraz oturun" önerisinde bulundu. Ancak Rahşan Hanım, "Merak etmeyin, güçlüyüm, iyiyim" diye karşılık verdi. Cumhurbaşkanı Sezer ise cenaze namazından sonra Rahşan Hanım'ı koluna aldı ve top arabasına kadar diğer koluna giren Semra Sezer'le birlikte götürdü.
Rahşan Hanım'ın gücü
Cenaze törenine katılan herkesin dikkatini çeken, Rahşan Hanım'ın gücüydü. Sabah 08.00'de GATA'da başlayan ve gün boyu süren tören boyunca hep ayakta kaldı, yürüdü. Bir dakika dahi oturmadı. Kocatepe Camii'nden itibaren cenaze arabasının arkasına iki eliyle tutunarak Devlet Mezarlığı'na kadar kilometrelerce yürüdü. Gösterdiği direnç, dirayet, metanet olağanüstüydü.
Ecevit farkı
Ankara, dün son yıllarda yaşanan en büyük cenaze törenine sahne oldu. "Ecevit farkı" cenaze töreninde de görüldü. Hayatında Ecevit'e hiç oy vermemiş olanlardan rakip partilerin lider ve mensuplarına, parti içi mücadele verdiği siyasilerden yıllar önce koptuğu isimlere kadar her kesimden insan Ecevit'i uğurlamaya gelmişti. Bu sevgi ve saygıda kuşkusuz, Bülent Ecevit'in, yarım asır süren siyasi yaşamı boyunca nezaketten, zarafetten hiç uzaklaşmamış, hiç kimseye hakaret etmemiş olmasının payı büyüktü.
Türkiye, Ecevit'i, ona yaraşır büyüklük ve güzellikte bir törenle uğurladı.
Nur içinde yatsın.
Özdil'in bu hatasından dolayı Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar'dan "özür" dileyip dilemeyeceği merak ediliyor.
medyaradar