MERSİN (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "15 Temmuz'da asker kılığına girmiş alçaklar, bu memleketin tankını, topunu, uçağını, silahını insanların üzerine yönelttiler, tıpkı zalim Esed'in yaptığını, yapmaya çalıştılar. Orada bu asil millet, o gece öyle bir destan yazdı ki... Bu ay yıldızlı bayrağı indirmedi, o ezanları dindirmedi, bu alçaklara gereken cevabı verdi." dedi.
Yıldırım, CNR EXPO Fuar Alanı'nda kanaat önderleri ve STK temsilcilerine hitabında, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle ülkenin istenildiği gibi yönetileceği, üniter yapının değiştirileceği, illerin, muhtarlıkların, minibüs hatlarının kaldırılacağı, iş adamlarının fabrikalarına, arsalara el koyulacağı iddialarının akla ziyan iddialar olduğunu belirterek, "Türkiye bir hukuk devleti böyle bir şey yok." ifadesini kullandı.
"Eyalet sistemine geçilecek" iddialarına da değinen Yıldırım, şöyle konuştu:
"Anayasanın ilk 3 maddesinde yazıyor. Türkiye'nin bir cumhuriyet olduğunu, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olduğunu, ülkesiyle milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu, bayrağının al renkli olduğu, başkentinin Ankara olduğu, bunlar hep yazıyor. Bunlara dokunan var mı? Yok. 127'nci maddede bir ilin, bir ilçenin, bir muhtarlığın nasıl kurulacağı, nasıl iptal edileceği anayasada güvence altına alınmış. İktidarın alternatifi anamuhalefet partisinin daha tutarlı şeyler söylemesi lazım. Eğer bu sistemi eleştirecekse, 'hayır' kampanyası yapacaksa daha haklı gerekçeler ortaya koyması lazım. Korku, tehdit, ümitsizlik pompalamakla bu millete iş yaptırmak haksızlık, bu millet ona da gelmez."
- "Patronun millet olduğu yerde tek adam olur mu?"
Başbakan Yıldırım, yeni sistemin getireceği en önemli şeyin "öngörülebilirlik" olduğunu belirterek, "Önünüzü göreceksiniz, 5 yıl beğendiniz, bir 5 yıl daha seçeceksiniz. Üçüncü 5 yıl yok. 'Tek adam.' Nasıl olur? Patronun millet olduğu yerde tek adam olur mu? Bu millete güvenmeyeceksiniz, birtakım vesayet alışkanlıkları sizin için daha makbul olacak." diye konuştu.
Atatürk'ün CHP'ye muasır medeniyetlerin seviyesine çıkmayı, ötesine de geçmeyi vasiyet ettiğini aktaran Yıldırım, şimdiki CHP'lilerin bunu vesayet olarak anladıklarını vurguladı.
HDP'nin, PKK'nın, FETÖ'nün ve Avrupa'nın bazı yöneticilerinin, Türkiye'nin güçlü hale gelmemesini, iç sorunlarıyla uğraşmasını hedeflediğini dile getiren Yıldırım, CHP'nin hedefinin asla bunların arkasına takılmak olmaması gerektiğini söyledi.
Yıldırım, "Biz milletimizin neyi beklediğini, istediğini biliyoruz. Yapmaya çalıştığımız şey çok açık. Biz gelecek vadediyoruz, daha fazla gelişmiş demokrasi, ekonomisi daha büyümüş bir Türkiye, iş sorunlarından kurtulmuş, terörle enerjisini tüketen değil, gücüyle hem bölgede hem dünyada olaylara yön veren bir Türkiye." dedi.
Suriye'ye, Türkiye'yi tehditlerden korumak için girildiğini hatırlatan Yıldırım, "Bir şey yapamasaydık, oradan roketler gelmeye devam edecekti, bizim insanımız, çoluğumuz, çocuğumuz ölmeye devam edecekti. Güçlü ülke operasyon kabiliyeti olan ülkedir. Operasyon kabiliyetiniz yoksa ne kadar 'ben güçlüyüm' derseniz, deyin gülüp geçerler." değerlendirmesini yaptı.
Başbakan Yıldırım, yüzde elli artı birin altında iktidar olunmadığını belirterek, bunun içinde her kesiminin, her düşüncenin, her etnik grubunun temsil edilmesi gerektiğini söyledi.
- "Milletin tercihi hiç yanlış olmaz"
Darbe girişimin olduğu 15 Temmuz'un bir direniş olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
"15 Temmuz, demokrasi tarihine altın harflerle yazılacak Türk milletinin büyük bir başarısıydı. 15 Temmuz'da asker kılığına girmiş alçaklar, bu memleketin tankını, topunu, uçağını, silahını insanların üzerine yönelttiler, tıpkı zalim Esed'in yaptığını, yapmaya çalıştılar. Orada bu asil millet, o gece öyle bir destan yazdı ki... Bu ay yıldızlı bayrağı indirmedi, o ezanları dindirmedi, bu alçaklara gereken cevabı verdi. İşte bu millet gurur duyulacak bir millettir. Bizim görevimiz bu milletin artık buna benzer bir olay yaşamamasıdır. Bu memleketin beka meselesidir. Türkiye'nin mutlaka devleti ile milleti buluşturması gerekiyor. Aradaki vesayet odaklarını mutlaka temizlememiz gerekiyor. Milletin tercihi hiç yanlış olmaz. Siyasetçiler yanlış yapabilir, her seferinde düzelten de millet olur. Bunu 7 Haziran'da gördük. Millet yanlışı gördü ve 1 Kasım'da düzeltti. Dünyanın hiçbir ülkesinde 5 buçuk ay sonra bu kadar tercih değiştiren başka ülke yok. Bu da Türk milletinin basiretidir, Türk milletinin ferasetidir, milletin ferasetine güvenmemiz gerekiyor."
Yıldırım, kendisine "Koltuğun elden gidiyor, kendini parçalıyorsun bunu değiştirmek için." dediklerini aktararak, "Bir şeyi anlamıyorlar. Bu koltuklar kimleri yordu, kimler geldi kimler geçti. Koltuk iki tane zarf arasında gelir. Bir zarfla koltuğu verirler, bir zarfla koltuk gider. Önemli olan koltuk değil, koltuk sevdası değil, millet sevdasıdır. Millet kazanıyorsa bizim koltuğumuzun önemi yok. Bizim derdimiz kendi ikbalimiz değil. Bu ülkenin, böyle bir değişime ihtiyacı var. 15 yıldır yaşadığımız tecrübe bunu öğretti." dedi.