Süleyman Yaşar/ Sabah
Yeni anayasayı kim istemiyor?
Türkiye'nin 1961 ve 1982 anayasalarını darbeci askerler yaptı. Halk, önüne konulan bu darbe anayasalarını kabule mecbur bırakıldı.
Halen uygulanan 82 anayasasının temel özelliği şu...
Bu anayasa uyarınca, güçlü bir devlet bürokrasisi halkı kendisine hizmet etmeye zorluyor. Halk vergi verecek, onlar istedikleri gibi bu vergileri kullanacaklar. Makam odalarını büyütecekler, emekli maaşlarını herkesten yüksekte ayarlayacaklar, keyiflerine göre teşvikler, kotalar dağıtacaklar, sahte Hazine tahvili ihraçlarına göz yumacaklar, kendi kafalarına göre faiz oranı belirleyecekler, istedikleri silahları istedikleri miktarlarda alacaklar.Ve bunu kimse sorgulayamayacak.
Bir de bu sivil- asker bürokrat takımının yandaşı iş adamları var ki, onlar da bu keyfi yönetimin tam ortasına yerleşmişler, kolayından para kazanıyorlar. Sivil ve asker bürokrata ne kadar yakın dururlarsa o kadar devlet rantı kapmaya alıştıkları için sistemin yenilenmesine karşılar, darbe anayasası değişecek diye ödleri kopuyor.
İşte size taze bir örnek....
Sivil bir anayasa hazırlamak için uzun süredir çalışan Yeni Anayasa Platformu üyeleri, geçen hafta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Tabip Odaları, Mühendis ve Mimar Odaları gibi 1982 Anayasası'nın oluşturduğu kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıyla bir araya geliyorlar. Toplantının amacı, yeni anayasa yapımında önerilerini almak, tartışmak ve yeni ihtiyaçları ortaya çıkartmak.
Bir de ne görsünler? TOBB, Tabipler ve diğer odaların temsilcileri yeni anayasa yapımına karşılar.
Bugüne dek sivil anayasa istiyormuş gibi görünenler, iş ciddiye binince gerçek yüzlerini gösteriyorlar. Yeni anayasa istemiyorlar! "1982 Anayasası'nın zaten bazı maddeleri değişti, birkaç madde değişikliği yaparız olur biter, yeni anayasaya ne gerek var" diyorlar. Oysa 1982 Anayasası tümüyle yürürlükten kaldırılıp, vatandaşı, devlet, yargıç, asker ve bürokrat karşısında koruyan yeni bir anayasa yapılmadığı takdirde, bundan sonra Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir ve yüksek oranlı bir büyüme hızına ulaşması mümkün olamaz. Çünkü yargıç ve sivil-asker bürokrat vesayetindeki ekonomi gelişemez.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarının yeni anayasa yapımına karşı çıkmaları ciddiye alınması gereken bir olay. Bu gösteriyor ki, Türkiye'de askeri vesayeti azaltırken önce statükocu iş dünyasının askeri vesayet peşinde koşmasının önüne geçmek gerekiyor. Çünkü bazı iş adamları askerden daha çok askerci. Bütçe rantlarını alabilmeleri için askeri vesayet gerekiyor.
Aksi takdirde demokratik bir anayasa ile bu rantı gerçekleştirmeleri zor. Ayrıca statükocu işadamları ve statükocu meslek mensuplarının yönetiminde olduğu bazı meslek örgütleri, 1982 Anayasası'nın kendilerine getirdiği zorunlu üyelik ve aidat uygulaması olmasa krallıklarını sürdüremeyecekler. Bakın TOBB'un para karşılığı verdiği TIR karneleriyle ilgili yazıma okuyuculardan eleştiri dolu pek çok elektronik posta geldi ve bazıları şöyle diyor;
"Neden TOBB'a vergi verir gibi para vereyim? Eğer demokratikleşme diyorsak ve ordu dahil herkes kendine çeki düzen veriyorsa, demokratik olmayan tüm kurumlar elden geçirilmeli.
Bu işin en kısa yolu da, TOBB gönüllü kuruluş haline getirilmeli. Aynen Avrupa'da olduğu gibi olmalı..."B.G. ODTÜ Fizik 1979 "Bir de işin ihracatçı birlikleri kısmı var. İhracatçılar yaptıkları her ihracat için, birliklere yüzde 0.5 oranında nispi aidat ödüyor.
Peki bu yolla kazanılan paraların denetimi?
Maalesef denetim sıfır."K.A.
"Bu TOBB denilen kuruluş devlet içinde devlet olmuş... Topladığı paraları denetimsiz harcıyor, gösteriş olarak bir üniversite kurmuş. Böyle mecburi askerlik gibi mecburi üyelik olur mu?
Askeri ve yargı vesayeti sona eriyor, ekonomi her şeyin temelidir, onun için hükümet bir an önce TOBB vesayetini kırmalıdır..."T.A. "Tüm odalar esnafın ve KOBİ'lerin sırtında birer asalak. Bol bol laklaka, alınsın aidatlar, yenilsin içilsin.
Madem STK'lar önemli Hükümet izin versin herkes kendi bağımsız odasını kursun. Aynı sendikalar gibi.
Çünkü bunlar İngiliz sömürge yönetimi kesilmişler başımıza. Lütfen bu hususu Anadolu tabiriyle deşin..."S.E.
İşte TOBB'a, odalara ve birliklere yöneltilen eleştiriler böyle. Meslek odalarının yeni anayasa yapımına karşı çıkmalarının bir nedeni de sakın zorunlu üyelik ve aidat kalkacak korkusu olmasın?
1980 darbecileri mesleki örgütlere üyeliği zorunlu yapıp anayasaya koymuşlar da niye işçi sendikalarına üyeliği zorunlu yapmamışlar acaba?
Özde darbe anayasasını savunup, lafta demokrasi havariliği yapan TOBB, Tabip Odası, Mühendis ve Mimar Odaları bu sorunun cevabını versinler bakalım.