Yeni anayasa için kritik adım

Türkiye için şehir efsanesine dönen yeni anayasa için tarihi adım nihayet atıldı.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye'nin bir anayasa sorunu olduğunu, bu sorun çerçevesinde uzun yıllardan bu yana sürekli anayasa tartışmalarının yaşandığını ifade ederek, ''Ülke gündeminin sürekli bu tartışmalarla meşgul edilmesi ve bu konunun bir türlü çözüme kavuşturulamaması hem toplumu yormakta hem de beraberinde sayısız gerginliklere sebebiyet vermektedir'' dedi.

Çiçek, ''Yeni Anayasa'' için 24 hukukçu akademisyenle bir araya geldi. Çiçek, toplantıyı açış konuşmasında, bugün önemli bir başlangıcı yapmış olacaklarını belirterek, ''1982 Anayasasında değişiklik yapılması ya da yeni bir anayasa yapılması... Bu ifadeler bana ait değil, basında da bunlar ayrı ayrı kullanıldığı için...'' diye konuştu.

1982 Anayasasında değişiklik yapılması ya da yeni bir anayasa yapılması tartışmalarının, Anayasanın kabulünden sonraki ilk seçim olan 1983 genel seçimlerinin hemen ardından ülke siyasi gündemin girdiğini ve güncelliğini koruduğunu anlatan Çiçek, hatta 1982 Anayasası yapılırken bile itirazların söz konusu olduğunu, bunda Anayasanın demokratik ve katılımcı olmayan bir ortamda hazırlanmış olmasının büyük payı bulunduğunu kaydetti.

1982 Anayasasının hazırlanması ve referanduma sunulmasının, siyasi partilerin serbest faaliyette bulunmadığı bir ortamda gerçekleştirildiğini, bugüne kadar 17 defa değişikliğe uğramasına rağmen üzerindeki ''darbe anayasası'' imajını atamadığını anlatan Çiçek, bu imaj nedeniyle yaşanan her sorunun haklı ya da haksız, doğru ya da eksik Anayasaya mal edildiğine işaret etti. Sadece bu psikolojik sorunun giderilmesi ve Anayasanın toplum tarafından benimsenmesini sağlamak için bile yeni bir anayasa ihtiyacı aşikar olduğunu ifade eden Çiçek, ''Kaldı ki Anayasanın bir çok toplumsal soruna kaynaklık ettiğini gözardı etmenin de mümkün değildir'' diye konuştu.

''CİDDİ BİR BEKLENTİ VAR''

Türkiye'nin taraf olduğu çok sayıda uluslararası anlaşma, AİHM içtihatları ve AB üyelik hedefi dikkate alındığında mevcut anayasanın uluslararası kamuoyunda da çeşitli sorunlara sebep olduğunu belirten Çiçek, şöyle konuştu:

''Ülkemizde toplumsal mutabakata dayalı yeni bir anayasa ihtiyacı ve bu ihtiyacın giderilmesi yönünde ciddi bir beklenti mevcuttur. Anayasanın; TBMM, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, akademik camia gibi her kesimin özgür ve aktif katılımıyla gerçekleştirilmesi hususunda kamuoyunda bir mutabakattan söz etmek mümkündür. Oluşan bu kamuoyu ve beklentiler son yıllarda siyasi partilerin seçim beyannamelerinde ve seçimle ilgili beyanlarında da yer almaya başladı. Yeni anayasa konusunda kayıtsız kalan bir siyasi partiden bahsetmek neredeyse imkansızdır. Nitekim 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan 24.Dönem milletvekili genel seçimlerine de birçok siyasi partimiz yeni bir anayasa vaadiyle girmiştir. Keza uzun yıllardan beri çeşitli sivil toplum kuruluşlarının da yeni ve sivil bir anayasa konusunda yaptıkları sayısız çalışma mevcuttur.''

''SORUN YAŞANMASI DOĞALDIR''

Yeni bir anayasa yapımının sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada zorlu bir süreç olduğunu ifade eden Çiçek, ''Anayasa yapımında izlenecek yöntemden metnin içeriğine kadar her konuda sorun yaşanması son derece doğaldır ve bu süreçleri biz de yaşayacağız'' diye konuştu.

Toplumların günümüzde ulaştığı gelişmişlik seviyeleri, hayat standardı, toplumun ve fertlerin beklentileri, demokrasinin kat ettiği aşamalar, temel hak ve özgürlüklere yönelik örgütlü mücadele ve talepler gibi birçok parametre göz önüne alındığında anayasa yapımının zorluğunun daha iyi anlaşılacağını vurgulayan Çiçek, ''Ancak hiçbir zorluk gelişmiş demokratik toplumları çağın gereklerine uygun, özgürlükleri güvence altına alan anayasalar yapmaktan vazgeçirememiştir, bizi de vazgeçirmemelidir'' dedi.

Çiçek, Yeni bir anayasa yapımı için, toplumun yeterli demokratik uzlaşma kültürüne sahip, siyaset kurumunun çözüm iradesini ortaya koyabilecek olgunlukta, sivil toplum örgütlerinin gerekli katkıyı sağlayacak kapasitesi olduğunu belirterek, akademik dünyanın anayasa yapımının teorik zemini açısından yetkinliğini fazlasıyla ispat ettiğini, ayrıca yazılı ve görsel medyada gerekli duyarlığın oluştuğunun gözlenebildiğini söyledi.

Yeni bir anayasa yapılmasında, kamuoyunun bu yönde bir ihtiyaç hissetmesi önemli olduğunu kaydeden Çiçek, Anayasa yapımı sürecinde herkesin fikrini ifade edebilmesi ve her konunun şiddet içermeden tartışılabilmesi gereğine işaret etti.

''ÜÇ KONUDA GENEL YAKLAŞIM VAR''

Anayasa çalışmaları için TBMM bünyesinde bir Uzlaşma Komisyonu kurulacağını hatırlatan Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Benim yaptığım temaslarda, bu işte birinci derece rol oynayacak olan siyasi partilerimizin öne çıkardığı bir yöntem olarak gözüküyor. Ben üç konuda, en azından Mecliste bulunan siyasi partiler açısından genel yaklaşım görüyorum. Bunlar; yeni bir anayasa yapılması, yeni anayasanın hazırlığının öncülüğünün Uzlaşma Komisyonu tarafından gerçekleştirilmesi ve yeni anayasayı bu Meclisin yapmasıdır.

Uzlaşma Komisyonu mevzuatta düzenlenmiş bir müessese değil. Ancak parlamento teamülleri, uzlaşma komisyonlarının ciddi çalışmalara öncülük ettiklerini geçmişte göstermektedir. Yeni anayasa sürecini büyük oranda Uzlaşma Komisyonunun yürüteceği nazara alındığında, akademisyenlerin komisyonun çalışma usul ve esasları ile yeni anayasanın temel ilkeleri konusunda yapacakları öneri ve tespitler hayati öneme haizdir. Zira hem anayasacılık tarihimiz hem de dünya örnekleri konusunda en kapsamlı ve güncel bilgiler akademisyenler tarafından bilinmekte, takip edilmekte ve yorumlanmaktadır. Ancak siz değerli akademisyenlerimizin katkısı bununla da sınırlı kalmamalıdır.

Beklentimiz, Uzlaşma Komisyonunun çalışmaları devam ederken veya neticesinde yani ortaya bir metin çıktıktan sonra da gerek tek tek maddelerin gerek metnin tümünün sistematik ve içerik yönünden olgunlaşmasında sizlerin ciddi katkılarına ihtiyaç olacaktır.''

''YETKİ VE SORUMLULUK MECLİSİNDİR''

Çiçek, Türkiye'nin bir Anayasa sorunu olduğunu belirterek, ''Bu sorun çerçevesinde uzun yıllardan bu yana sürekli anayasa tartışmalarını yaşıyoruz. Ülke gündeminin sürekli bu tartışmalarla meşgul edilmesi ve bu konunun bir türlü çözüme kavuşturulamaması hem toplumu yormakta hem de beraberinde sayısız gerginliklere sebebiyet vermektedir'' dedi.

Anayasa konusunda yetki ve sorumluluğun, milletin iradesinin tecelli makamı olan TBMM'nin olduğuna dikkati çeken Çiçek, şunları ifade etti:

''Yüce Meclisin bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirme ve milletin beklentileri doğrultusunda sivil, demokratik bir anayasa yapımını gerçekleştirme zamanı çoktan gelmiştir. Yapılacak anayasa ile ülkemizin kalkınmasına yeni bir ivme kazandırmak, toplumsal gerginlikleri asgariye indirmek, Anayasa çerçevesinde yapılagelen tartışmalara son vermek, toplumun tüm katmanları olarak bizim elimizdedir.

Bu süreçte birbirimizi suçlamak yerine, sorunlarımızın çözümüne katkı sağlamak amacıyla her türlü fikrin tartışılmasına imkan verecek şekilde ortak noktalarımızı ön plana çıkarmak suretiyle sorunun üstesinden gelmeye çalışmalıyız. Kangren olmuş bu sorunumuzu, ülkemize karşı sorumluluğumuzun bir gereği olarak ve elbirliğiyle çözeceğimize inanıyorum.''

Çiçek, TBMM olarak, tam demokratik bir anayasa hazırlanabilmesi için akademisyenlerin Anayasa yapımına aktif katılımının önemli olduğunun farkında olduklarını belirterek, ''Akademisyenlerimizden de beklentimiz anayasa yapımına aktif ve yapıcı destek vermeleri yönündedir. Bu desteğin verileceğine dair inancımız tamdır. Şimdiden katkılarınıza teşekkür ediyorum'' dedi.

Çiçek'in konuşmasının ardından toplantı, basına kapalı devam etti.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Perde Arkası Haberleri