İSTANBUL (AA) - AHMET ESAD ŞANİ - İngiliz gazeteci, yazar ve oyuncu Lauren Booth, Türkiye'de yaşamanın kendisi için önemine değinerek, "İslam ve Türk kültürünün harika bir karışımı. Bir Avrupalı olarak benim için inanılmaz olan şey de bu. Burada bir Müslüman ve bir Avrupalı olarak kendimi evimde gibi hissedebiliyorum. Yani benim için, hayatımın iki yüzü eşleşiyor gibi." dedi.
Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in baldızı olarak da tanınan ve Filistin'e gittikten sonra Müslüman olmaya karar veren yazar, bir süre önce İstanbul'da yaşamaya başladı.
İstanbul'un tarihi mekanlarına ilişkin sosyal medya hesabında yayınladığı videolarıyla da ilgi gören Booth, Türkiye'deki yaşamını, Müslüman olma sürecini ve 2022'nin sonunda Türkiye'de okurla buluşan "Barış Yurduna Doğru" adlı eserini AA muhabirine anlattı.
11 yıl önce Müslüman olduğunu aktaran Booth, Müslüman ülkeleri gezip dolaşmadan önce Türkiye'ye geldiğini ve bunun için Allah'a şükrettiğini belirterek, "İlginç olan sadece benim değil, İngiltere, Kanada ve Britanya'dan Müslüman olan insanların da Türkiye'ye çekilmesi. Sanki burada büyük bir buluşma oluyor. Ben ve benim gibi insanlar Türkiye'ye güzel şeyler getirmek istiyor ve biz de yeteneklerimizle topluma ve buradaki hayata katkıda bulunmak istiyoruz." açıklamasını yaptı.
Lauren Booth, Türkiye'de bir Türk'ten farklı bir hayat yaşadığını dile getirerek, şu bilgileri verdi:
"Bu yüzden buradaki insanların neler yaşadığı hakkında yorum yapmak istemiyorum. Fakat bir İngiliz olarak Türkiye'de yaşama deneyimim hakkında yorum yapabilirim. Geçen gün abdest alırken yere düştüm, bir şey bacağımı kesti ve her yer kan içindeydi. Bir saat sonra sadece 50 lira ödeyerek, doktora göründüm, yaramı temizlettirip pansuman yaptırdım ve eve döndüm. Bu İngiltere'de asla olamaz. İngiltere'de maalesef günde 3 saat elektrik kesintisi yaşanıyor. Türkiye'de bu yok, sübhanallah. Türkiye'de istikrar var, aile desteğini görüyorum. Şimdi bunun politik olarak ne anlama geldiğini bilmiyorum ama şu anda Türkiye'de İngiltere'de olmayan pek çok güzellik var."
- "Üsküdar'da yaşamak büyüleyici"
İstanbul'da sosyal yaşamın aile hayatına uygun olmasını takdir ettiğini dile getiren Booth, "Cuma, cumartesi veya pazar akşamları saat 21.00'de dışarı çıkabilirsiniz. Bu saatlerde çocuklu aileler yemek yemeye çıkıyor." ifadelerini kullandı.
Yazar Booth, eşinin de İngiliz olduğunu ve İstanbul'da bir televizyonda çalıştığını belirterek, "İkimiz de burada yaşıyoruz ve çok mutluyuz. Eşim de İstanbul'u çok seviyor. Üsküdar'da yaşamak büyüleyici. Üsküdar Meydanı'na gittiğinizde birçok cami görüyorsunuz. Hepsi yenilenmiş. O kadar çok restorasyon çalışması yapılıyor ki, bu gerçekten etkileyici. Bunu seviyorum. İyileştirmeler insanlar içindir. Bu şu anda İngiltere'den gerçekten farklı." değerlendirmesinde bulundu.
Türk mutfağına da değinen Booth, sevdiği pek çok yemek olduğunun altını çizerek, "Pilavı ve tabii ki Türk kahvaltısını seviyorum. Sizin için biraz standart olduğunu biliyorum ama benim için her zaman özel bir zevk. Her Türk kahvaltısının sahip olduğu farklılıkları seviyorum ve artık ben de evde yapıyorum. Oldukça iyiye gittiğimi de söyleyebilirim." dedi.
Lauren Booth, Türk dizilerine ve sinema filmlerine hayranlık duyduğunu aktararak, kendisini ağlatan çok güzel filmler izlediğini, Türkçe bilmediği için Türkçe kitaplar okuyamadığını, tasavvufa ve Türk geleneklerine ilgi duyduğunu söyledi.
- "Osmanlı tarihiyle ilgili videolar çekmeye karar verdim"
İstanbul'da kaydettiği ve YouTube hesabında paylaştığı videolara ilişkin de Booth, şöyle konuştu:
"Batılı bir insan olarak büyük camilere her gidişimde, Osmanlı'nın ve Türklerin kim olduğuna dair fikrimin oryantalizmden ne kadar etkilendiğini daha çok fark ettim ve yeniden başlamak zorunda kaldım. İslami bakış açısından değil insani ve psikolojik açılardan da bakmaya başladım. Bu nedenle YouTube kanalıma Osmanlı tarihiyle ilgili videolar çekmeye karar verdim ve vaktimin bir bölümünü bu videoları yapmaya adadım. Şimdiye kadar Süleymaniye Camisi, Kuzguncuk ve Üsküdar gibi yerlerde videolar çektim."
İngiliz yazar, Osmanlı tarihine tutkuyla ilgi duyduğuna işaret ederek, "Müslüman olduğunuzda, İslami geleneğin bir parçası olursunuz. Yani benim tarihim İngiltere'nin kraliçeleri ve kralları değil, Osmanlı padişahları ve peygamberlerdir." ifadelerini kullandı.
"Barış Yurduna Doğru" adlı kitabının Türk okuyucuyla buluşmasından duyduğu heyecana da işaret eden Booth, "Kitabın ilk tercümesinin Arapça veya Malayca olabileceğini düşündüm ama Türkçe olmasını seçtim." dedi.
Lauren Booth kitabında, Filistin seyahatinden aktivizme kendi serüvenini anlattığını, ayrıca tanıştığı Müslümanların hikayeleriyle modern zamanlarda insanların kaybolması ve ışığın nasıl bulunması gerektiğine dair bir hikayenin de yer aldığını aktardı.
Orijinal ismi "In Search of a Holy Land" olan kitapta, 'Kutsal topraklar' (Holy Land) ifadesini seçmesinin iki nedeni olduğunu vurgulayan yazar, şöyle devam etti:
"Kutsal topraklar benim için, kendi içimizde aradığımız bir yerdir. Paranın, açgözlülüğün, şehvetin, tutkuların ya da üzüntünün dokunmadığı bir alan, kendi içimizde kutsal bir toprak. Aynı zamanda kitabın adı Filistin halkına bir armağan. Oraya bir Hristiyan olarak gittiğimde beni çok şeyin etkilediğini her zaman söylerim. Filistin halkı beni Allah'a geri gönderdi. Bu, her gününü son günleriymiş gibi yaşayan Müslümanlara olan saygımdır. Nasıl yaşıyoruz? Ahirete bakarak. Benim babam gerçekten bu kitabın yıldızı ama yazmaya başladığımda bunu bilmiyordum. Çocukken bana 'Dünya buradan ibaret değil. Her şey sonraki hayatla ilgili.' derdi. Babam bir Katolik'ti ve sonra ölüm döşeğinde elhamdülillah şehadet getirdi. Bu benim için gerçekten inanılmaz bir nimet."
- "Her kitabın içinde değerli bir mesaj vardır"
Yazar Booth, Türkiye'de insanların okumayı çok sevmesine şaşırdığının altını çizerek, "Buna her şeyden çok önem verin. Okuma kültürünüzü koruyun. Her kitabın içinde değerli bir mesaj vardır. Hangi kitabı seviyorsan onu al ama okumaya, kendini geliştirmeye devam et. Umarım benim kitabım da Türk edebiyatının o büyük kültürüne bir armağandır." ifadelerine yer verdi.
Doğru yolu arayan ve İslam'ı yeni keşfeden insanların yapacağı en işi şeyin hidayeti Allah'tan istemek olduğunu vurgulayan Booth, "Sadece 'Allah'ım buradayım, üzgünüm, bana yardım et.' deyin. Hayal bile edemeyeceğiniz şekilde size açık olan yolu bulacaksınız. Sadece Allah'tan isteyin ve asla pes etmeyin." diye konuştu.
Booth, Türkçe öğrenmeye çalıştığını aktararak, "İslam ve Türk kültürünün harika bir karışımı. Bir Avrupalı olarak benim için inanılmaz olan şey de bu. Burada bir Müslüman ve bir Avrupalı olarak kendimi evimde gibi hissedebiliyorum. Yani benim için, hayatımın iki yüzü eşleşiyor gibi." değerlendirmesinde bulundu.
İngiliz yazar, ablası Cherie Blair ile çok iyi ilişkileri olduğunu ve düzenli olarak görüştüklerini de sözlerine ekledi.
Lauren Booth'un Temmuz Kitap'tan çıkan "Barış Yurduna Doğru" adlı kitabının tanıtım toplantısı ve imza günü 28 Ocak'ta Taksim Camii Külliyesi içinde yer alan Taksim Kitabevi'nde gerçekleştirilecek.