Ramazan ayında oruç tutmak fiziksel ve zihinsel sağlığımıza büyük ölçüde katkı sağlıyor. Bedenimizi ve irademizi disipline sokan oruç, gün içinde hoşgörüyle hareket etmeyi öğretirken, zihnimizin de daha pratik çalışmasına fırsat verir.
Sindirimle zaman harcamayan vücudumuz, öğrenme, algılama ve hafıza yeteneğine odaklanır. Özellikle reklam dünyasının insanları bilinçsizce tüketime yönlendirdiğini belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, tedbir alınmadığı takdirde 2050 yılında büyük çoğunluğun obezite ile karşı karşıya kalacağını hatırlatarak oruç tutmanın hem bireysel hem de toplumsal sağlık için bulunmaz bir fırsat olduğunu dile getirdi.
Algılama ve hafızayı güçlendirir! Oruç tutarken uzaklaştığımız fiziksel istekler, beynimizin yapılan işlere yoğunlaşmasını sağlıyor. Gereksiz metabolik aktivitelerle uğraşmayan vücut, algılama ve öğrenmeye odaklanarak hafızamızın daha iyi çalışmasına katkıda bulunur. Dr. Yavuz, sınav öncesinde öğrencilere hafif kahvaltı önerilmesinin nedenini, mide doluyken algılamanın ve beyindeki kan dolaşımının minimuma inmesi olarak açıklıyor.
Tarihteki birçok ünlü düşünür ve filozofun kendilerini günlerce açlığa tabi tutarak düşünce yeteneklerini geliştirdiklerini belirten Dr. Yavuz, az yemenin zihni açtığını, kişisel gelişime katkıda bulunduğunu ve davranışları kontrol etmeyi öğrettiğini vurguladı. Birçok hastalıkta kilit rol oynayan kandaki lipit ve kolesterol düzeyi, düzensiz beslenmeye bağlı olarak vücudumuza zarar verir. Damar duvarları kolesterol parçacıkları ile kaplanarak kan sirkülasyonunu bozar, bu da birçok hastalığa davetiye çıkarır.
Hücre yenilenmesini aksatan, dokuların onarımını geciktiren bu durum yaşlanma sürecini önemli ölçüde artırır. Damarlar kendini tamir eder Ramazan ayında oruç tutanlarda kandaki lipit ve kolesterol düzeyi azaldığı için damarların kendini tamir ettiğini belirten Dr. Yavuz, oruç sayesinde damarların temizlendiğini ve kan dolaşımının arttığını vurguladı. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda; oruç tutmak hücrelerin yenilenmesini sağladığı için bedenimizi ve zihnimizi daha sağlıklı hale getirir ve yaşlanmayı büyük ölçüde geciktirir.
Savunma sistemi tam çalışır
“Kanser vakası, vücudun herhangi bir yerinde birkaç anarşik hücrenin terör faaliyetleri için başkaldırması ile başlar” diyen Dr. Yavuz kanserle oruç arasındaki ilişki için şunları söyledi: “Ancak bu terörist faaliyet bazen bedenin kendi dokusu gibi bir görüntü vererek savunma sistemini yanıltabilir. Eğer beden sürekli metabolizma faaliyetleri ile uğraşıyorsa neler olup bittiğini anlayamayabilir. Oruçlu kişide ise organizma kendini kontrol etmeye vakit bulur ve böyle faaliyetlere anında müdahale eder. Böylece kanser oluşumu başlangıç noktasında engellenmiş olur.”
ORGANLARIN DİNLENME ZAMANI
Metabolizma, gün içerisinde tüketilen gıdaları hazmetmekle uğraştığı için vücudumuzun savunma ve bağışıklık sistemi zayıflar. Oruç sırasında sindirime ayrılan zamanın azaldığını belirten Dr. Yavuz, sindirim organlarının da bu süreçte dinlenerek kendini yenilediğini hatırlattı. Özellikle durmaksızın çalışan karaciğerin dinlenmesine olanak sağlayan oruç, kan içerisinde yer alan akyuvarların da performansıyla vücudumuzdaki her organı ayrı ayrı dinlendirir ve hastalıklara karşı direnç sağlar.
Yaşlılığı geciktiriyor, kanser riskini azaltıyor
Oruç sadece gün boyu aç kalmak değildir. Hücre yenilenmesini artıran oruç; öğrenme seviyemizi maksimuma çıkarıyor
{{member_name}}
{{formatted_date}}
{{{comment_content}}}
YanıtlaYükleniyor ...
Yükleme hatalı.