YARSAV'cılar fena telaşlandı!

PAÜ ile Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından PAÜ Kongre ve Kültür Merkezinde, konuşan YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan pek telaşlıydı!

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) ile Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından PAÜ Kongre ve Kültür Merkezinde, YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan ile Prof. Dr. Süheyl Batum'un konuşmacı olarak katıldığı ''Hukuk ve Demokrasi'' konulu bir panel gerçekleştirildi.

 

Tarhan, Yarsav'ın kuruluş sürecini ve karşılaştıkları zorlukları anlatarak başladığı konuşmasında, ancak darbe zamanlarında görülen bir uygulamayla karşı karşıya kaldıklarını, yasayla kapatılmaya çalışıldıklarını öne sürdü.

 

Bugüne kadar yargıdaki sorunları siyasi iktidara anlattıklarını, raporlar sunduklarını ifade eden Tarhan, ''Biz 'sahadan gelen yargıçların sorunlarını dinleyin' dediğimizde derneğimizi, telefonlarımızı ve evlerimizi dinlediler. Aslında demokratikleşmeden, açılımlardan, adaletten, özgürlükten söz ederken ne demek istediklerini biz deneyimlerimizle öğrendik. İfade özgürlüğü derken susturmaktan bahsediyorlardı. Sivil örgütlenme derken yalnızlaştırma ve etkisizleştirmeden söz ediyorlardı. Özgürlük derken tutsaklıktan, adalet derken adaletsizlikten, yargılama derken aslında infazdan söz ediyorlardı. Demokrasi derken bir korku krallığından söz ediyorlardı. Aslında ne söylüyorlarsa tersinden okumak gerektiğini biz yaşayarak öğrendik. Bir darbe anayasasının izlerini silmekten söz ettiklerinde bizlerin dehşetle irkilmememiz gerçekten mümkün değildi. Aslında darbe anayasasının izlerini silmek değil, darbe ruhunu güçlendirmekten söz etiklerini biz anlamıştık'' dedi.

 

Tarhan, anayasa değişiklik paketinde cumhurbaşkanına daha geniş, daha net yetkiler verildiğini belirterek, şunları söyledi:

 

''Adalet Bakanı ve müsteşarı daha güçlü, daha katmerli hale getiriliyor. Bakan neredeyse padişah gibi sınırsız yetkileri var. Cumhurbaşkanının tarafsızlığına ilişkin kuşkusu olmayan var mı bu salonda? Ben cumhurbaşkanının tarafsız olduğunu düşünmüyorum. Yani o temel üzerine kurulmuş bir anayasa olunmasına karşın bugün itibariyle tarafsız bir cumhurbaşkanı olduğuna inanmıyorum. Yürütmenin başı olan cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesinin 14 üyesini seçiyor. Başbakan siyasal iktidarın başı, mecliste çoğunluğu bulunan partinin başı, diğer üçünü seçiyor. Düşünebiliyor musunuz? 17 kişilik Anayasa mahkemesinin tamamını, bir gün gelip kendisini yargılayacak olan Anayasa Mahkemesini, yürütme organı seçiyor.''

 

-''YARGIYA MÜDAHALELER AYYUKA ÇIKTI''-

 

Yargıya müdahalelerin ayyuka çıktığını, içinde yaşayarak gördüğünü anlatan Emine Ülker Tarhan, bazı yargıçların yıllarca önceki telefon görüşmelerinin yayınlandığını, çete hakimi olmakla suçlandıklarını söyledi.

 

Tarhan, şöyle devam etti:

 

''Bugünkü uygulamaların işkence ve darbe ortamından hiçbir farkı yoktur. Kişilerin dinlenmesi, izlenmesi, kişiler üzerinden kanıtlar yaratılmaya çalışılması, yasalarının ihlal edilmesinin makul hatta makbul kabul edilmesinin aslında işkenceden hiç ama hiçbir farkı yoktur. İşkence maddi ya da manevi olabilir. En büyük değer insan onurudur. Bugün ülkemizde insan onuruyla yargı üzerinden oynanmaktadır. Hukukun üstünlüğü, üstünlüğün hukuku diye küçümsenerek demokrasiye olan inanç düzeyinde sergilenmektedir. Ülkemiz bu beceri düzeyinde yönetilmekteyken yargı reformunu da bahane ederek biranayasa değişikliği yapılıyor.''

 

-''87 YILLIK CUMHURİYETLE 8 YILDA HESAPLAŞMA ACELECİLİĞİ''-

 

Halk oylamasında ''evet'' diyenlere seslenen Yarsav Başkanı Tarhan, sözlerini şöyle tamamladı:

 

 ''Bu anayasa paketi geçince, hazine arazilerini yağmalayanlar yargılanacak mı zannediyorlar? Yıllardır tutuklu kalanlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde bu partinin hükümeti tarafından tazminat mı ödenecek sanıyorlar onlara? Maliye müfettişleri bazı şanslı şirketlere uğramaya mı başlayacaklar zannediyorlar?

 

Olacaklar kesinlikle şunlardır: İktidarın parası var, herşeyi var biliyorsunuz. Silahı var, adamı var. Halkın son umut kapısı olan yargı da siyasal iktidara bağlanınca halk nereye gidecek zannediyorsunuz. Sadece bir partiye biat edecek. Bugün yapılan, bağımsız Türk yargısı üzerinden Türk demokrasisiyle oynamak, bağımsız yargıyı yok ederek aslında 87 yıllık cumhuriyetle 8 yılda hesaplaşmak aceleciliğidir.''

CHP MYK Üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum da,12 Eylül anayasasının getirdiği kurumlardan YÖK'ün, getirilen anayasa değişikliği paketi ile değiştirilmediğine, kaldığına dikkati çekerek, şunları söyledi:

''Bu nasıl vesayetle mücadele etme, 12 Eylül'le mücadele etme? Bu birincisi. İkincisi, Cumhurbaşkanının yetkileri Kenan Evren'e göre öngörülüp bu anayasada çoğaltılmadı mı? Şimdi bu 12 Eylülle mücadele eden anlayışla yapılan bu değişiklik Cumhurbaşkanının yetkilerini azaltıyor mu? Hayır. Denetim getiriyor mu? Hayır. Bilakis çoğaltıyor.Seçim yasası aynı yasayla geldi. Yüzde 10 barajı. Bir deli gömleği. Peki değiştiriliyor mu bu düzenleme? Sınırlıyor mu? Hayır. Tam serbest bırakmış.''

Gündem Haberleri