Başbakan Erdoğan, Rize’de katıldığı bir televizyon programında, hükümete yönelik eylemleri ve açıklamaları ile açıkça ihsas-ı reyde bulunan YARSAV’ı eleştirdi ve “Ben YARSAV üyesi olan yargı mensuplarına nasıl güveneceğim” dedi. Peki hukukçular ne dedi?
ASLAN DEĞİRMENCİ’nin haberi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'deki yerel televizyonların iştiraki ile düzenlenen “Anadolu Soruyor” programında konuştu. YARSAV'ın açık bir şekilde iktidarı eleştirdiğini belirten Başbakan, "Ben böyle bir yargı mensubuna nasıl güvenirim" dedi.
Başbakan Erdoğan, “Bugün CHP, MHP, BDP, o malum medya, hatta YARSAV falan... Bunlar bir araya geldiler. Şimdi ben YARSAV üyesi olan yargı mensuplarına nasıl güveneceğim, nasıl güvenebilirim? Çünkü açık, net kalkıp da iktidarı eleştiriyorsa, hakaretler ediyorsa ben böyle bir yargı mensubuna nasıl güvenebilirim?” diye konuştu.
HUKUKÇULAR DESTEK VERDİ
YARSAV üyelerinin ihsas-ı rey içinde olduğunu da ifade eden Erdoğan "Bunlarla ilgili farklı bir sürecin başlaması gerekir" şeklinde konuştu. Erdoğan sözlerine, “Bana devamlı cevap yetiştiriyorlar. Bana cevap yetiştirme. Ben cevap hakkımı kullanıyorum, çünkü çok şeyler yaptınız bize karşı” diyerek devam etti. Erdoğan, 2011’de yapılacak seçimlerde son defa milletvekili adayı olacağını da açıkladı. Erdoğan’ın sözlerini değerlendiren hukukçular, YARSAV’ın kendini feshetmesi gerektiği görüşünde birleşiyor.
YARSAV LEGAL BİR KURULUŞ MU?
Hâkimler ve Savcılar Kanunu’na göre yargı mensuplarının dernek kuramayacağını vurgulayan hukukçular, YARSAV’ın, bir dernek statüsünde kurulduğunu, fakat Türkiye’de yargıç ve savcıların örgütlenmesinin ancak özel yasayla mümkün olduğunu vurguluyorlar. Böyle bir yasa ise henüz çıkmış değil.
YARSAV HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATILMALI
Eski Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı da YARSAV’ın “görev ve mevzuat dışı” faaliyetlerde bulunduğunu belirtti. YARSAV’ın Yüksek Yargı Partisi haline geldiğini belirten Avcı, “YARSAV tarafından yapılan açıklamalar 2208 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'yla bağdaşmaz. Ciddi bir disiplin suçudur” dedi. YARSAV yöneticilerinin Ergenekon savcılarına yönelik ithamlarının Türk Ceza Kanunu'nun 288. maddesindeki, "Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu" olduğunu belirten Avcı, "Açıklamalar düpedüz yargıyı etkilemektedir. Ergenekon savcılarının üzerine ciddi bir baskı yöneltildiğini görüyoruz. YARSAV yöneticileri hakkında hem adli hem de ciddi bir idari soruşturma açılması gerekmektedir. Hukukun içinde adalet kavramı yerine ideolojiyi daha fazla ön plana çıkartmaya kimsenin hakkı yoktur” diye konuştu.
YARSAV KENDİNİ FESHETMELİ
Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek ise, YARSAV’ın kendini feshetmesi gerektiğini vurguluyor. Petek, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor; “Öncelikle YARSAV’ın hukuki statüsünü kamuoyunun bilmemesinden istifadeyle üst üste yanlışlıklar yapılıyor. YARSAV için, ‘Yargıtay’ın bir kolu mudur?’ diye soranlar var. YARSAV, ‘Yargıçlar ve Savcılar Birliği Derneği’ diye bir dernek olduğunu iddia ediyor. Bakın ben dernek demiyorum hâlâ. Dernekler Kanunu’na baktığınız zaman, kimlerin dernek kurabileceği 3. maddede belirtilmiş. Dernek kurmak bir özgürlüktür, temel bir haktır; ama kanunda, TSK mensupları, kolluk kuvvetleri mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların kendi özel kanunlarında getirilen kısıtlamalar ve istisnalar belirtilmiş. Hâkimler ve Savcılar Kanunu’na baktığımızda da, hâkimler ve savcıların kendi resmî görevleri dışında hiçbir görev alamayacakları açık seçik belirtiliyor. Hatta, ‘Konferans, panel gibi birtakım toplantılara katılmaları da, resmî görevli oldukları saat dışında olmalarına ve Adalet Bakanlığı’nın iznine bağlıdır’ diye kanunda belirtiliyor. Yargıtay savcısı Sayın Ömer Faruk Eminağaoğlu, ‘Biz memur değiliz.’ diyebilir; ama Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nda hüküm bulunmayan konularda Devlet Memurları Kanunu’na atıfta bulunulur. Devlet Memurları Kanunu’na göre de, atıf nedeniyle söylüyorum, ‘hiçbir zaman basına açıklama yapamazlar, ajanslara, yazılı görsel medyaya açıklama yapamazlar’ diye çok açık bir hüküm var. Bütün bu kanunları çiğneyeceksiniz, hem dernek kuracaksınız, hem de Cumhuriyet savcısı olarak, ileride önünüze gelmesi muhtemel bir konuda Yargıtay gibi bir yüksek yargı organının çatısı altında basını toplayıp açıklama yapacaksınız. Neresinden baksanız bunun hukuka uyar bir tarafı yoktur. YARSAV, yargı tarafsızlığına ve bağımsızlığına ciddi anlamda zarar vermektedir. Zaten 11 bin savcı ve hâkimden sadece bini bu derneğe üye.”
SİYASET YAPIYORLAR
Emekli Savcı Sami Gören de, Ergenekon operasyonları hakkında YARSAV’dan defalarca açıklama yapıldığını ve bu açıklamalara hiçbir üyesinden tepki gelmediğini hatırlattı. YARSAV üyelerinin aynı görüşte birleştiğinin altını çizen Gören, “İhsas-ı rey YARSAV için de geçerlidir. Ve ortada çok açık ihsas-ı rey durumu vardır. Sadece Ergenekon davası ile sınırlı değil, sürekli olarak dernek başkanı hükümeti, güvenlik güçlerini ve hatta işini yapan savcıları hedef alan açıklamalarda bulunuyor. Sandığa müdahale edecek sözler bile sarf edecek kadar ileri gidiyor. Bu da karşımızda kamu yararına değil, siyasi amaçlara hizmet etmek için kurulmuş bir dernek olduğunu gösteriyor” dedi.
KİŞİYE ÖZEL HİZMET
"YARSAV veya benzer kuruluşlar kendi ideolojilerine yakın kişilerle ilgili bir durum ortaya çıkınca ancak destek oluyorlar" diyen Hukukçular Birliği Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kılıçkaya da şunları söyledi: “YARSAV, kendi ideolojisine yakın gördüğü kişilere destek olup karşı gruptakilere de destek olmayı bırakın, tam tersine cezalandırılması için çaba içerisine giriyor. Eğer objektif bir sivil toplum örgütüyse, meslekten çıkarılma veya her türlü soruşturmada tüm hakim savcılarla ilgili oraya gidip destek olması gerekir. Ondan sonra böyle bir şey bekleme hakkı vardır. Ama YARSAV şimdiye kadar kimseye destek olmadığı halde sadece Sincan hâkimine destek verdi. Ondan sonra da kamuoyu 'Demek ki Sincan hakimi ile YARSAV arasında ideolojik bir bağ var. O anlamda onu desteklemek istiyor' diye düşündü.”
İLGİLİ YASA NE DİYOR?
5253 sayılı Dernekler Yasası'nın Dernek Kurma Hakkı başlıklı 3. maddesinde, doğrudan hâkim ve savcıların dernek kurmalarına izin verilmiyor. Yasada, Türk Silâhlı Kuvvetleri ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri hakkında özel kanunlarında getirilen kısıtlamaların da saklı olduğu belirtiliyor. Ayrıca, 2802 sayılı Hakim ve Savcılar Kanunu'nun 48. maddesinde de, hakim ve savcıların, kanunlarda belirlenenlerden başka, resmi ve özel hiçbir görev alamayacakları, faaliyetlerde bulunamayacakları hüküm altına alınmış.
Vakit-